Frida tüm gecesini düşünerek geçirmişti. Sabah annesinin işe gitme saatine göre kalkıp kuaföre gitmek için yalvardı. Annesinin saşkınlığı gizlenememiş olsa gerek bu tepki bir hayır gibi anlaşılmıştı. Yüzü asık bir şekilde odasına yöneldi. Annesi onu durdurup hazırlanmasını söyledi. İçten içe bu kararı süzgeçten geçiriyordu. Neden bu kız durup dururken Anadolu Rapunzel'i olmaktan vazgeçmişti ki? Kuaföre giderken yolda sohbet etmediler. Kızı en sevdiği şarkılara eşlik etmeyince Yaren Hanım kötü bir olay olduğundan şüphelendi ancak Frida oldukça dik, kendinden emin duruyordu. O koltukta ıslak uzun saçları ve sırtında havluyla duran genç kıza çevirilmişti gözler. Yaren Hanım "Kırıkları aldırıcam." cümlesini duymayı umuyordu. Onun yerine tok bir sesle "Şunun gibi istiyorum, lütfen." yankılandı aynaların arasında. Annesi bayılmak üzereydi. Kuaför ise ona "Bu ne kız! Depresyona mı girdin? İntihar et daha iyi!" der gibi bakıyordu. Resimde 'erkek saçı' diye nitelendirilen bir saç modeli vardı. Yaren Hanım sakin kalmaya çalışıyordu. Frida ise çoktan sakindi. Kuaföre "Depresyon değil UYANIŞ" bakışı attı. Kuaför cesaretinden onurlanmıştı. Ayrıca sonuç iyi olursa karşı sokaktaki kuaförün önüne geçmiş olacaktı. Çünkü geçen yıl kısa saç kestirmek isteyen kadına "Kısa kadına yakışmaz, sarıya boyayalım." dediğinde mahalle çapında tepki çekmişti. Saçları kesilince aynaya gururla baktı. Sanılanın aksine 'erkek saçı' kendinden nefret eden kalbi kırık kızların da lezbiyenlerin de tapulu mali değildi. Kestirmek isteyen kestirirdi. Okulun koridorlarında yürüdüğünde onu yine kimse fark etmedi. Ön sıra dolu olduğu için arkaya oturdu ama yine fark edilmedi. Farkı kendi yaratmıştı. Onun için fark etmişti. Tüm bunları gözünün önünden resmi ödül töreni gibi geçirirken sarsıldı. Karşısında Prens duruyordu. Ama şimdilik adı Efekan'dı. Spoiler vereyim: İkisi arasında romantik bir ilişki olmadı, olmayacak. Efekan ondan on santimetre kadar kısa ve 2-3 katı kiloluydu. Kıvırcık koyu kumral uzun saçları vardı. Çarptıklarında hiçbir kitap düşmediği için uzun süre boş boş bakışmaları çok anlamsız olmuştu. Sessizliği Efekan bozdu. "Yavaş be kızım! Göbüşüm acıdı!" Frida gülümsedi. "Ben Frida. Senin adını söyleyeceğin yoktu." Beklenmedik samimiyet karşısında şaşıran Efekan "Ay ne büyük ayıp ettim! Ben Ef- bi saniye Frida mı dedin?" "Evet de bu biraz uzun- ya aslında uzun değil karmaşık bir hikaye, Ef" "Ef mi? Ef ne be!" "Adım Ef dedin." "Efekan demek istedim." Efekan ile Frida öğlen beraber oturup Frida'nın karmaşık hikayesini konuşmak için yine Frida'nın isteği üzerine üst kattaki yemekhanede buluşmaya sözleştiler. Bir iki oldu. Geri kalanı çok da önemli değildi. Şimdilik arkadaşlıkları onları meşgul tutacaktı.