Mehmet kendisine yaptırdığı yedek anahtarla kapıyı açıp Zeynep'in odasının önüne geldi. Kızı korkutmamak için kapıyı çaldı Zeynep Elysa'nın olduğunu düşünerek "gelebilirsin" dediğinde gözlerine inanamadı. Mehmet karşısında durmuş gülerek bakıyordu kendisine. Yataktan çıkıp "ne işin var senin burada, nasıl girdin içeri?" diye sorduğunda Mehmet önce yatağın üzerinde duran yastığa geçirilmiş kendi tişörtüne baktı sonra "tişörtümle uyuyacağına sana kendimi getirdim" dedi. Elindeki anahtarı sallayarak "kendime yedek anahtar yaptırmıştım lazım olur diye" dedi.
Zeynep utanmıştı adamın tişörtünü gördüğünde yanakları kızarmış söyleyecek bir şey düşünüyordu. Konuşmasına fırsat vermeden adam kendisine çekip alnını öptü.
"Bu yaptığın adaletsizce sen benim kokumla uyurken beni kendinden mahrum ediyorsun. Ayrıca hırsızlık iyi kötü bir şeydir öğretmediler mi bunu sana?"
"Hırsızlık değil bu bir kere ne yapsaydım alıştırdın kokuna senin suçun bu."
"Birde haksız yere suçlamada bulunuyorsun bu cezanı ikiye katlar."
Zeynep ellerini havaya kaldırıp "tamam memur bey teslim oluyorum" dedi. Ciddi yüz ifadesiyle "cezanızı hafifletmez bu o dik başını eğmeyi öğreneceksin biraz Zeynep Eğilmez" dedi ve kızı yatağa yatırdı. Mehmet'in bir anlık boşluğundan faydalanan Zeynep yanından kaçıp adamın geldiğinde üzerinden çıkartıp koltuğa bıraktığı ceketini aldı eline. "Dediğin gibi benim soyadım Eğilmez ben kimseye eğilmem Mehmet."
"Benim soyadım da Yılmaz unuttun sanırım ben asla pes etmem" dedi ve kızı kucaklayıp yatağa yatırdı ve üzerindeki pijamasını çıkartıp eline aldı. Bu artık benim ödeşmiş olduk dedi. Yatakta sutyeniyle yatan kıza kaydığında gözlerindeki neşenin yerini arzu ateşi aldı. Nefesini tuttu Zeynep o bakışlar karşısında. Yavaşça üzerine eğilip kızın dudaklarını esir etti, daha sonra elleri göğüslerine gittiğinde Zeynep gözlerini kapatıp adama bıraktı kendisini.
Mehmet yine kendisine işkence ederek sınırları zorlamadan geri çekildiğinde Zeynep adamın kendisini istemediğini düşündüğü için morali bozulmuştu. Her seferinde kendisini çeken Mehmet oluyordu kız ne yapacağını şaşırmıştı artık. Durumu anlayan adam "kalbin zaten benim, bedeninin de benim olacağı gün gelecek ama şimdi değil. Daha sonra pişmanlık yaşamanı istemiyorum. İnan bana seni istediğim kadar kimseyi istemedim hayatım boyunca" dedi ve kızın beline kollarını doladı.
Sabah gün ağarırken uyandı Mehmet yataktan çıktığında Zeynep gözlerini aralayıp "Nereye gidiyorsun?" diye sordu. Başına bir öpücük kondurup "eve geçiyorum babaannem anlamasın burada kaldığımı, uyu sen" dedi ve girdiği gibi sessizce evden çıktı.
Akşam olduğunda kızlar hazırlanıyordu Ayla atkuyruğu yaptı saçlarını, Zeynep saçlarını kıvırcık yaparken, Elysa şık bir dağınık topuz yapmıştı. Nereye gideceklerini söylememiş sadece şık olmalarını belirtmişti Mehmet. Elbise seçiminde Zeynep ve Ayla siyah tercih ederken Elysa kırmızı giymişti aklında çok güzel olup resim çekilmek ve Mehmet aracılığıyla Özgür'ün onun için üzülmediğini görmesini sağlamaktı. Makyajlarını da yaptıktan sonra Mehmet'i arayıp hazır olduklarını söylediler.
Mehmet kaslarını belli eden buz mavisi gömleği, siyah pantolonuyla bir elini pantolonun cebine arabanın yanında durmuş onları bekliyordu. Adam da Zeynep'e kilitlemişti bakışlarını. Yanına geldiğinde "bu kadar güzel olmamalısın" dedi kulağına. Zeynep de "sende bu kadar yakışıklı olma o zaman" dedi kıkırdayarak. Arabaya bindiklerinde arkada oturan Elysa ve kardeşine bakarak "kızlar mükemmel görünüyorsunuz" dedi. Yola çıktıklarında nereye gittiklerini söylememekte ısrarlıydı Mehmet.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞKIN SESİ VAVEYLA
قصص عامةKaradeniz'in iki deli, inatçı, gururlu, hırçın aşıkları Mehmet ile Zeynep. İmkansız dediği ne varsa oldu Zeynep'in hayatında. Mehmet'in beni sevmesi imkansız, aldatması imkansız dedi. Hepsi de oldu işte, kadere akıl sır ermiyordu. Önce kahkaha oldul...