Sabah oldu.
Inga'nın gözleri kıpkırmızıydı.
Okula gitmek istiyordu. (yazar burada ciddiyetini kaybeder dfasffa neyse tamam sustum devam -,-)
Herkes hazırlandı.Okula gidilecekti, idarecilerle görüşülecekti.
Aidan,
''Ben de gelmek istiyorum. dedi.
Hartmut endişelendi.
Zaten son birkaç gündür endişeden başka bir şey hissedemez olmuştu.
Dili sürçerek,
''Sen.. sen.. Sen.. Gelme bence. Dinlensen iyi olur.''
Hartmut aceleci bir tavırla ortadan kayboldu, Inga ve Anette'i alıp yola koyuldu.
**
Okul binası her zamanki görkemli duvarları ve tepesindeki mermer haç ile Inga'yı selamladı.
Uzun etekler giymiş kızların, bir köşeye toplanmış genç erkeklerin ve sararmaya başlamış çimlerin bulunduğu bahçeden geçtiler.
Hartmut Başrahip odasının kapısını tıklattı.
İçeriye girdiler, Başrahip Inga'nın ne kadar başarılı ve parlak bir öğrenci olduğunu kanıtlarla gösterdi.
Hartmut kafasını yavaşça sallamakla yetindi.
Ne zaman ''Ama..'' ile başlayan bir cümle kurmaya kalksa, Başrahip sözünü Yeni Ahit'ten bir bölüm ile kesiyor ve konuşmaya devam ediyordu.
Tam o sırada kapı çaldı.
''Girin.'' cevabını duyup içeri gelen kişiyi görünce şaşkınlıklarını gizleyemediler.
Aidan -her zamankinden daha normal hareketlerle- içeriye girdi, kibarca kapıyı örttü.
Kimsenin konuşmasına fırsat vermeden,
''Inga'yı okula götürüp getirebilirim. Teneffüslerde de başında dururum. Küçük taraxacum officinale* 'mıza zarar gelmesini istemeyiz değil mi?''
Hartmut'un nefes alış-verişi düzene girdikten sonra başını Anette'e çevirdi ve soru soran bir bakış attı.
Anette düşünceliydi.
Sonra Inga'yı kendi hayallerinin içinde gördü.
Rahibelerin en üstünü, herkesin saygı duyduğu biri oluyordu kızı.
Annesinin hayalleri içinde ne kadar da huzurlu görünüyordu.
Ve kabul etti.
Başrahip Hartmut'a bakarak,
''En muhtemel çözüm yolu bu.'' dedi.
Sonra da sessizce fısıldadı :
''Tabii eğer bu genç adama güveniyorsanız.''
*karahindiba'nın latince ismi.
-
-HİKAYE HENÜZ YENİ BAŞLIYOR.-
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mazoşist ve Şeytan. ×
FantasyŞeytan her zaman insanlarla oynar. Ama bu sefer biraz farklı.