"Bilemiyorum Lucky, yani arkadaşın olarak evine gelmeli miyim? Ailen rahatsızlık duyabilir!" Mavi gözlerine bakarak dudağımı büzüp konuştum. O ise sadece omuz silkmişti.
Kolunu omzuma atarak "Sadece üvey babam var, annem bildiğin gibi iki yıl önce öldü." Dedi.
Söylediği ile hüzünlü bir ifade ile ona baktım ama o pek umursamıyor gibiydi. Mavi gözlerin de hüzün görmemiştim, o çoğu zaman umursamazdı zaten.
"Dediğin gibi olsun." Onu onaylayarak evine doğru yürümeye devam ettim. Lüks bir siteydi ve bir çok büyük evler vardı.
Lucky ile ben daha çok flört dönemin de gibiydik. Ben on yedi yaşındaydım ve o benden iki yaş büyüktü. Daha sevgili sayılmazdık ama aramız iyiydi. Bir çok uyuşan yanımız vardı ve onu gerçekten havalı buluyordum.
Ortak yanlarımızdan birisi de sanırım aile durumumuzdu. Benim de babam yoktu, yani bundan beş sene önce bir araba kazasın da hayatını kayb etmişti. Annem ile yaşıyordum ve annemin babasından kalma lüks bir resturantı olduğu için bize çok iyi bakıyordu.
Yaşıtlarıma göre kesinlikle daha olgun gözüküyordum. Diğer kızların küçük göğüsleri ve kalçaları varken, benim vücudum fazlasıyla dolgundu. Sanırım erkekler tarafından bu fazlaca etkileyici karşılanıyordu.
Lucky ile keçen seneden beri tanışıyorduk. Geçen yıl onların okuluna geldiğim de bana çok samimi davranmıştı ve o zamandan beri arkadaş olmuştuk. Bir kaç aydır ise aramızda ki arkadaşlık biraz üst kademeye taşınmıştı. Şu an ise onun evine gidecek kadar yakın olmuştuk işte.
Daha önce evine hiç gitmemiştim ve ya ailesini görmemiştim. Merak ediyordum aslın da, nasıl bir 'üvey' babası olduğunu, sanırım onunla iyi geçiniyor olmalıydı.
"İşte geldik." Lucky büyük bahçeden içeri girdiğin de arkasından ilerledim. Evet, çok büyük ve şık bir evdi. Üç katlıydı ve kocaman, yeşil bir bahçesi vardı.
Kapının önün de durarak bahçeye ve ardından ona baktım.
"Bu kadar utangaç olma, evde kimse seni kırbaçlamayacak!" Gülerek konuştuğun da gözlerimi kısıp ona baktım. Hala gülmeye devam ederken mavi gözleri, gözlerimle buluştu ve anın da çenesini kapadı.
Sarı saçları arasında ellerini geçirip "Şey, içeri geçelim." Dedi. Benden zorlukla gözlerini çekti ve zile bastı. Derin bir nefes alıp yanına doğru ilerledim.
"Gerçekten Kylie, sen evime gelen bir hırsız değilsin! Sadece hoşlandığım bir kızsın ve seni evime getiriyorum." Beni rahatlatmak için konuştuğun da ona hafifçe tebessüm ettim. Biraz daha umursamaz ve rahat olmalıydım, Lucky gibi.
Kahverengi kapı açıldığın da yirmili yaşların da bir kız bizi karşıladı. "Hoşgeldiniz" Gülümseyerek konuştuğun da bende gülümsedim. Sanırım evin hizmetçisi olmalıydı.
Lucky elimden tutup beni içeri doğru çektiğin de arkasından gittim. "Babam salon da olmalı, onunla tanış sonra odama çıkarız." Söylediği ile kafamı sallayıp onayladım.
Salona geldiğimiz de bakışlarımı etrafta gezdirdim, büyük cam duvarlar vardı ve daha çok kahvarengi mobilyalar. Şık ve modern bir evdi. Geniş ve ferahtı salon.
Bakışlarım dışarı seyreden adama kaydı.
Arkası bize dönüktü, kolların da gördüğüm bir sürü dövme ile dudaklarım istemsizce aralandı. Nedense heyecanlanmıştım, bu çok saçmaydı?
"Baba?" Lucky saçları arasından elini geçirip adama seslendiğin de bakışlarımı merakla üzerin de tuttum. Kafasını yavaşça bize doğru çevirdi ve bakışları direkt olarak beni buldu.
Bu adam Lucky'nin babası mıydı?
Ama o çok fazla ateşli ve etkileyici gözüküyordu!
Gözleri beni incelemeye başlarken baştan aşağı beni süzmesi ile vücudumdan sanki bir titreme geçti. Ela gözleri sonun da gözlerimi bulduğun da mükemmel gülümsemesi yüzün de yerini aldı.
Yutkunarak uzun kipriklerinin çevrelediği ela gözlerinden bakışlarımı kaçırdım. Gözlerinin içine bakmak karnımın kasılmasına yol açmıştı.
"Selam, baba." Lucky ona yaklaşarak kısaca sarıldığın da gözleri hala benim üzerimdeydi. Ona bakmaktan kendimi alı koyamazken, onu incelemeye başladım.
Beyaz tişört giymişti ve dövmeleri daha çok ön planda gözüküyordu. Kolların da bir sürü dövme vardı. Ama bu kadar mürekkep beni hiç rahatsız etmemişti, onunla uyum içerisindeydi. Hafif kaslı bir yapısı vardı ve Lucky'nin sırtı üzerin de ki elin de dantel dövmesi vardı. Kemikli ellerin de ki dövmelerle yutkundum, bakışlarım tam yüzüne çıkacakken Lucky'nin sesi ben durdurdu.
"Bu Kylie, arkadaşım." Lucky beni babasına tanıtdığın da bacaklarımı haraket ettirerek onlara doğru yaklaştım. Bakışlarımı yüzüne çıkardığım da gülümseyerek yüzüme bakıyordu.
Karnım artık kasılmayı bırakmalıydı!
"Bende Zayn Malik. Tanıştığıma memnun oldum, Kylie" Dövmeli elini bana doğru uzattığın da eline bakarak dudaklarımı bir birine bastırdım. Evet, şu an o kemikli ve dövmeli eli sıkmalıydım!
"Bende çok memnun oldum, Bay Malik." Elini sıkarak gülümsedim.
Gözlerim bu sefer yüzünü rahatça inceledi.
Siyah kaşları ve uzun kirprikleri vardı. Ela gözler sanki ben buradayım der gibi parlıyordu. Etkileyici ve sert yüz hatları vardı. Dolgun ve gül kurusu rengin de dudakları esmer tenine uyuyordu. Sakalları onu daha da yakışıklı gösteriyordu.
Siktir, o bir sanat eserinden farksızdı!
"Zayn demen yeterli olacaktır." Dudakları yukarı doğru kıvrılırken konuştuğun da sadece kafamı salladım.
Camlardan yansayan gün ışığı yüzüne vurdukça bir ilizyon gibi gözüküyordu.
"Baba, biz odam da olacağız." Lucky elini belime yerleştirerek konuştuğun da Zayn kafasını sallamıştı.
Yavaşça Lucky ile merdivenleri çıkarken, hala aklım da arkam da bıraktığım adam vardı!
~~~~
Halsey - Colors dinlerken aniden aklıma geldi ve hemen yazdım. Ben sanırım giriş bölmünü beğendim ve umarım sizde beğenirsiniz.
Kylie'nin on yedi yaşından büyük gözüktüğünün farkındayım, ama mutlaka Zylie yapmalıydım, bu yüzden idare edin.
Bölümler geç gelicektir, okul yoğunluğundan dolayı!
Umarım beğenirisiniz, sanırım bu hikayeyi daha ciddi yapacağım.
İyi okumalar. Sizleri seviyorum, tavşancıklarım
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Colors | malik
Fanfiction"Her kenarından yırtıldın ama sen hala bir şahesersin." Zayn Malik x Kylie Jenner fanfiction. Daddykink Zayn!