Amaçsız hayatımın nedensiz problemleri gözlerimi iyice yormuş ağır gelen göz kapaklarımı yavaş yavaş açtım inan hiç birşey hatırlamıyorum yanımda güzel alımlı bir kadın gülümseyerek bana bakıyor hemen ayaklarımin ucunda oturan yakışıklı ve suskun bir adam elindeki kâğıtları karıştıyordu benim hikâyem galiba tam burda başlıyodu günlerce hastanede kaldım daha can çatlasa 15 anca vardım annem ve babam varmış inan hiç tanımıyorum hastaneden taburcu olduktan sonra hiç bilmedigim sokaklardan geçip 2 katlı bir eve getirdiler beni evin bahçesi geniş bir kaç çesit ağaç ve ciceklerle suslu yavasca eve soktular sanki ölmüşüm gibi taşıyorlardı eve girdik babam beni kucakladı ve üst katta ki geniş ve cok güzel dizany edilmis bir odanın yatagına yani odama cikardı.
-dinlenmelisin! Dedi.
Ne sesim çıkiyor ne tepki veriyordum inan onlar oğlum diyene kadar ben annem ve babam olduklarını bilmiyordum.
Bir kaç saat kadar uyudum gözlerimi açtım baş ucumda hemen hemen benim yaşlarimda cok güzel bir kız cocuğu
-ben damla sen tabi hatırlamassın gecici olarak hafızanı kaybettin. dedi sustu
Belkide ağzımdan cıkan ilk kelime damlaya olmalıydı.
Bi ton şey anlattı ve kapıya yöneldi tam gidecekken ağzımdan fırlayan.
-dam-laa oldu benim kullandığım ilk kelime buydu sanırım.
Damla arkasını döndü ve bir kaç saniye şaşkın şaşkın baktı adım adım üzerime üzerime geliyordu sanki kalbim durucaktı ayakkabısından cıkan ses bile duyulmuyordu adeta tam yatağımın dibine kadar gelmişti ki durdu yüzüme doğru eyildi tam sol yanağıma bir öpücük kondurdu kalp atısımı ilk defa bu kadar yuksek sesle duyuyordum gerçe daha öncesini hatırlamıyordum ya neyse
Kulağıma dudaklarını dayadı ve
-seni seviyorum dedi dikeldi gözlerimin içine tebessumle bakarak arkasını döndü başını eğdi ağır adımlarla kapıya geldi bilmem kaç defa kekeledim oracıkta
-B-b-en-de-de
Durdu kafasını kaldırdı titreyen bi sesle görüşürüz dedi hiç bu kadar hızlı haraket ettigini görmemiştim kapıyı çarparak çıktı.
Noldu simdi?? Anlayamadım ne dedim ki??
Dememem gereken bir seymiydi??
Kafamın içinde buna benzer tonlarca soru.
Günler geçti annem dışında yanıma gelen yok.
Aylar geçti yine annem.
Yıllar geçti hep annem.
Yavaş yavaş yürümeye başlamıstım ama halla kendi ihtiyaclarımı göremiyordum.
Evin icinde yürümeye çalişirken kapı çaldi annem beni yavasca alt kattaki oturma odasının baş köşesine oturtturdu hızlıca kapıya yöneldi konuşmaları duyamıyordum.
Duymak için ayağa kalkmaya çalıştım düştüm sesi duyan annem koşarak geldi kafamı kaldırdım baktım annemin hemen arkasında hemen hemen benim yaşlarımda yakışıklı bir çocuk annemle koluma girdi kaldırdılar ve bas köşeye oturtturdular.
Şaşkın şaşkın yakışıklı çocuğa bakıyordum
Oda bana ne oldugunu anlamamış bir şekilde bakıyordu ki annem yakışıklı çocuğun kulagina eğildi ve
-hafızasını kaybetti kendini tanıt dedi.
Duyabiliyordum
Hemen yanıma bir tabure çekti ve
-merhaba ben rüzğâr. dedi ve sustu.
Hiç konuşmaya tenezzül etmedim bir kaç saat kadar sonra kapılar ard arda çaliyor ev tanımadığım insanlarla dolup taşıyor annem onlarla ilgileniyordu benim fazlasıyla canım sıkılıyordu cok fazla uğultu vardı gözümü kapadım ses azalmaya başladı bir süre bekledim nerdeyse tamamen kesilmisti gözümü açtım bir baktım babam gelmiş ve beni odama dinlenmem için çıkarıyor
Gercekten ihtiyacım olan seyy.
Odama güzelce yerleştirdi.
Günlerce annemden başkası gelmedi. Annem dışında odama ne gelen var ne giden.
Bir gün odamın kapısı yavaşca açıldı.
Gelen babamdı benim için tekerlekli sandalye getirmiş.
Heycanla onunla dışarılarda gezmeyi düşünüyordum.
Fakat babam çalışıyor eve ayıracak zamanı çok az.
Annemin sadece benim için ayıracak zamanı var oda kısıtlı ve bir de çalışıyordu.
Hiç tanımadığım insanlar mı??
Kalsın.
Günler ayları kovaladı.
Annemle okuma yazma eğitimi git gide gelişiyordu.
A'dan Z'ye alfabeyi ezberlemiştim yaza biliyordum ama okumaa??
Kısmen.
Gözlerimi açtığımdan beri hayatım çok sıkıcı geçiyordu sıradan ve sade.
Bir gün yine annemle çalışırken bişey fark etti annem.
Benim okuyamama sebebim nefes konturolümü yapamamamdan dolayıydı.
Her şeyi bir kenera bıraktı günlerce nefes alıp verdik beraber düzgün nefes almaya olabildiğince uğraştım sonunda
Yaklaşık 10 15 gün uğraşmanın sonunda düzgün nefes alabiliyordum.
Elime bir gazete verdi.
-İstediğin sayfayı aç istediğin haberi oku! Dedi.
İstemsizce spor bölümünü açtım.
Manşet "KARTAL ZİRVEYİ PENÇELEDİ"
Annem göz yaşları içinde
-Okuyosun!! diye sarıldı.
O ağladıkça bende ağladım.
Akşam üstü babam eve gelmisti
Annem heycanla bugün olanları anlattı
Bunun üstüne babam yanıma gelerek
-Bir hediyeyi hakkettin. dedi
Heycanlanmıştım acaba ne hediye edicekti??
O günden sonra her kapı çaldığında babamın geldiğini düşünerek hediye merakından dört köşe oluyordum.
Günler geçti aylar geçti deynekler yürümeye başladım hediyeyi tamamen unutmuştum.
Bir gün kapı çaldı akşam üstü gelen babamdı.
Yanıma geldi ve dedi ki.
-hazırmısın??
-neye??
-hediyeni almaya. diyerek sözüne devam etti
-hazırlan gidiyoruz.
Nereye gidiyoruz?? Neden gidiyoruz??
Gibi soruları düşünsemde sormadım
Annemin yardımıyla hazırlandım.
Babamin yardımıyla arabaya bindim öyle güzel bir yere getirdiki beni ölsem unutmam
Çocuk çığlikları gülüşmeler hoş bir ortam
Bir sürü alet vardı.
-önce hangisine binmek istersin?? diye sordu.
Cevabım netti.
Parmağımla göstererek
-şu sallanan alet. dedim
-atlı karınca mı??
-evet. diyerek gülümsedim
Beni atlı karıncanın yanına götürdü.
Babama döndüm ve
-bahsettiğim alet bu değil.
-peki hangisi??
Parmağımla göstererek
-bu, bu alet. dedim
-sen gondoldan bahsediyorsun.
Sanırım oydu
-evet. dedim
Cidden canım sıkılmaya başlamıştı
Yine bahsettiğim alet değildi.
Babam buna bir çare bulmuşa benziyordu
-binmek istediğin aletin yanına gidermisin??
Cevap vermeden yanına gittim.
Babam şaşkın bakışlarla gözlerimin içine baktı.
-cesaretine hayranım doğrusu
Gülumsedim
-hadi binelim. dedim
Ürkek bir şekilde güldü sol elini ensesine attı
-binelim. dedi
İnan bineceğine binmişliğine pişman olucak gibi duruyordu döndüm
-baba. Dedim göz göze geldikten sonra
Devam ettim.
-Korkuyosan binmeyelim. dedim
Yürümeye devam etti bende üstelemedim
Alete oturduk tüm hazırlıklar tamamdı.
Alet 360° döndükce babamın korkarak attığı çığlıklar beni eğlendiriyor güldürüyordu.
İndiğimizde midesi alt üst olmuştu eve gidene kadar
-miğdem bulanıyor. diyip durdu
Her miğdem bulanıyor dediğinde içten içe gülüyordum gözlerimden yaslar geliyordu
Eve geldik arabadan indim deyneklerimle bahçe kapısından içeri girdim kapıya yöneldim babam arkamdan yavas yavas yürüyordu kapıyı çaldım annem bekletmeden açtı.
-hoşgeldiniz. dedi
Gülerek odama yöneldim merdivenleri tek tek çıkarken.
-Eğlenmişe benziyorsun. dedi annem
Durdum tam arkamı döndüm.
Babam atladı.
-Nedense ben hiç eğlenmedim. dedi
Güldüm ve odama yöneldim.
Ertesi gün sabah kalvaltasında herkes neşeli
Muhabet sohbet güzel her şey yerli yerinde
Kapı çaldı.
Annem kalktı
-ben acarım diyerek kapıya yöneldi.
Geleni merak etmiyordum
Kahvaltıya devam ettim.
Annem içeri gelerek
-Oğlum bak kim geldi?? Deyince arkamı döndüm.
Karşımda onu görünce kalbim hızlı çarpmaya başladı.
Ne diycemi napacağımı bilemedim elim ayağıma dolaştı.
Gelen Damla'ydı içten içe ona karşı duygu besliyordum.
Beni görünce gülümsedi.
Damla güzel bir kızdı ama onun hakkında bildiğim hiç bir sey yoktu. Annem dışında odama ne gelen var ne giden.
Bir gün odamın kapısı yavaşca açıldı.
Gelen babamdı benim için tekerlekli sandalye getirmiş.
Heycanla onunla dışarılarda gezmeyi düşünüyordum.
Fakat babam çalışıyor eve ayıracak zamanı çok az.
Annemin sadece benim için ayıracak zamanı var oda kısıtlı ve bir de çalışıyordu.
Hiç tanımadığım insanlar mı??
Kalsın.
Günler ayları kovaladı.
Annemle okuma yazma eğitimi git gide gelişiyordu.
A'dan Z'ye alfabeyi ezberlemiştim yaza biliyordum ama okumaa??
Kısmen.
Gözlerimi açtığımdan beri hayatım çok sıkıcı geçiyordu sıradan ve sade.
Bir gün yine annemle çalışırken bişey fark etti annem.
Benim okuyamama sebebim nefes konturolümü yapamamamdan dolayıydı.
Her şeyi bir kenera bıraktı günlerce nefes alıp verdik beraber düzgün nefes almaya olabildiğince uğraştım sonunda
Yaklaşık 10 15 gün uğraşmanın sonunda düzgün nefes alabiliyordum.
Elime bir gazete verdi.
-İstediğin sayfayı aç istediğin haberi oku! Dedi.
İstemsizce spor bölümünü açtım.
Manşet "KARTAL ZİRVEYİ PENÇELEDİ"
Annem göz yaşları içinde
-Okuyosun!! diye sarıldı.
O ağladıkça bende ağladım.
Akşam üstü babam eve gelmisti
Annem heycanla bugün olanları anlattı
Bunun üstüne babam yanıma gelerek
-Bir hediyeyi hakkettin. dedi
Heycanlanmıştım acaba ne hediye edicekti??
O günden sonra her kapı çaldığında babamın geldiğini düşünerek hediye merakından dört köşe oluyordum.
Günler geçti aylar geçti deynekler yürümeye başladım hediyeyi tamamen unutmuştum.
Bir gün kapı çaldı akşam üstü gelen babamdı.
Yanıma geldi ve dedi ki.
-hazırmısın??
-neye??
-hediyeni almaya. diyerek sözüne devam etti
-hazırlan gidiyoruz.
Nereye gidiyoruz?? Neden gidiyoruz??
Gibi soruları düşünsemde sormadım
Annemin yardımıyla hazırlandım.
Babamin yardımıyla arabaya bindim öyle güzel bir yere getirdiki beni ölsem unutmam
Çocuk çığlikları gülüşmeler hoş bir ortam
Bir sürü alet vardı.
-önce hangisine binmek istersin?? diye sordu.
Cevabım netti.
Parmağımla göstererek
-şu sallanan alet. dedim
-atlı karınca mı??
-evet. diyerek gülümsedim
Beni atlı karıncanın yanına götürdü.
Babama döndüm ve
-bahsettiğim alet bu değil.
-peki hangisi??
Parmağımla göstererek
-bu, bu alet. dedim
-sen gondoldan bahsediyorsun.
Sanırım oydu
-evet. dedim
Cidden canım sıkılmaya başlamıştı
Yine bahsettiğim alet değildi.
Babam buna bir çare bulmuşa benziyordu
-binmek istediğin aletin yanına gidermisin??
Cevap vermeden yanına gittim.
Babam şaşkın bakışlarla gözlerimin içine baktı.
-cesaretine hayranım doğrusu
Gülumsedim
-hadi binelim. dedim
Ürkek bir şekilde güldü sol elini ensesine attı
-binelim. dedi
İnan bineceğine binmişliğine pişman olucak gibi duruyordu döndüm
-baba. Dedim göz göze geldikten sonra
Devam ettim.
-Korkuyosan binmeyelim. dedim
Yürümeye devam etti bende üstelemedim
Alete oturduk tüm hazırlıklar tamamdı.
Alet 360° döndükce babamın korkarak attığı çığlıklar beni eğlendiriyor güldürüyordu.
İndiğimizde midesi alt üst olmuştu eve gidene kadar
-miğdem bulanıyor. diyip durdu
Her miğdem bulanıyor dediğinde içten içe gülüyordum gözlerimden yaslar geliyordu
Eve geldik arabadan indim deyneklerimle bahçe kapısından içeri girdim kapıya yöneldim babam arkamdan yavas yavas yürüyordu kapıyı çaldım annem bekletmeden açtı.
-hoşgeldiniz. dedi
Gülerek odama yöneldim merdivenleri tek tek çıkarken.
-Eğlenmişe benziyorsun. dedi annem
Durdum tam arkamı döndüm.
Babam atladı.
-Nedense ben hiç eğlenmedim. dedi
Güldüm ve odama yöneldim.
Ertesi gün sabah kalvaltasında herkes neşeli
Muhabet sohbet güzel her şey yerli yerinde
Kapı çaldı.
Annem kalktı
-ben acarım diyerek kapıya yöneldi.
Geleni merak etmiyordum
Kahvaltıya devam ettim.
Annem içeri gelerek
-Oğlum bak kim geldi?? Deyince arkamı döndüm.
Karşımda onu görünce kalbim hızlı çarpmaya başladı.
Ne diycemi napacağımı bilemedim elim ayağıma dolaştı.
Gelen Damla'ydı içten içe ona karşı duygu hakkında bildiğim hiç bir sey yoktu.