HİKAYEM

234 4 3
                                    

       Bugün içimde bir sıkıntı var. Neyi belirsiz sadece bir sıkıntı. Saate baktım daha sabahın 6 sı. Güneş odamın her tarafını aydınlatıyor. Kuşların sesi, kedilerin oynaşması, köpeklerin havlaması... Benden başka herkes hayatından memnun gibi gözüküyor. Ben ise sıkılmış, hayata küsmüş, tembel birisiymişim gibi. Hatta içimde bir ürperti var. Sonra tekrar yatağıma yattım, yorganımın altına girdim ve düşünmeye başladım. Yani sadece düşünmeye... Acaba ben neden böyleyim? dedim kendi kendime. 3 saat düşündükten sonra aklıma bir olay geldi.

         1 hafta önce olmuştu bu olay. Ben okula giderken eski sevgilim beni parkta bekliyormuş. Onu gördüm ve sonra hemen kafamı çevirdim. Bana dik dik bakıyordu ve ben ne yapacağımı bilmiyordum. Yoluma devam ederken kolumdan tuttu ve beni dinle dedi. Ben okula gitmem gerektiğini söyledim fakat az dinle dedi. Ben de tamam dedim. Bana duvarıdaki yazıyı kendisinin yazdığını söyledi. Duvarıda da "DİES" yazıyordu. Bunun anlamı (Dİlara Emre Saman) mış. Annemle ikimiz zaten anlamıştık onun yazdığını. Daha sonra o beni ne kadar çok sevdiğini, onu bırakmamam gerektiğini, her gün ağladığını belirtti. Ama ben ona inanmıyordum. Çünkü beni sevmiyordu ben de onu. İlk çıkmaya başladığımız günlerde sinemaya gitmiştik. Dönüşünde telefonuma mesaj atmış. Ama o mesajlar çok edepsizceydi ve annem gördü o mesajları. Ama Emre öyle bir insan değildi. Buna eminim ve o mesajları attıktan sonra bana bir daha edepsizce mesaj atmamıştı. Bu yüzden annem onunla konuşmama çok karşıydı. Hem de yaşım daha 14 diye kızıyordu. Gerçi haklıydı fakat ben direttim, direttim ve direttim. Sonunda üzülen yine ben oldum. Tabii benimle birlikte ailem de.  Emreyle konuşmaya devam etmiştim. Ama sonra tekrardan ayrıldık ve bir daha arama beni ve de mesaj atma demiştim.  Hem aramadı hem de mesaj atmadı. Taa ki perşembe gününe kadar. Perşembe günü aradı. Açmadım, sonra tekrar tekrar aradı. En sonunda açmak zorunda kaldım. Telefonu açtım ve sesi titrek geliyordu. Belli ki bir şeye üzülmüştü. Ben "alo" demeden; "Seni çok seviyorum Dilara." dedi. Durakladım. Sonra kendime geldim ve telefonu suratına kapattım. Beni unuttuğunu sanmıştım. Bir anda da arayınca kötü oldum. Anneme de bir söz vermişti. Bir daha Emre arayınca anneme söyleyecektim. Hatta sadece Emre arayınca da değil. Sadece annemden bir şey saklamayacaktım. Ama ben sakladım. Ve sakladığım için de çok pişmanım... 

         Her neyse. Perşembe günü bitti ve cuma oldu. İşte olayların olduğu gün CUMA. Emre çok iyi bir insandı. Çok saygılı, çok kibar, çok dürüst bir kişiliği vardı. Ama bir hata yaptı ve o hatasını annem gördü. Keşke görmeseydi. Şuan bile halen üzülüyorum. Babam beni Emre yüzünden dövdü, bağırdı, çağırdı. Ama ben hep Emreyi korudum. Hep sessiz kaldım. Neden cidden bilmiyorum. Sizce Emreyi neden korudum, neden onun sözü geçtiğinde sessiz kaldım? Bir hata nerelere mal oluyor şimdi anlıyorum. Neyse okula geç kalmıştım... Telefonum çaldı. Bir baktım annem arıyordu. Panikledim. İlk başta açmadım fakat annem tekrardan arayınca açtım. Nerdesin sen diye bapğırdı bana. Nasıl oldu da annem okula gitmedğimi öğrendi. Daha sonra anneme okulda olduğumu söyledim. Bana yalan söyleme dedi. Bir yandan Emre de telefonu kapat dedi. Ben de kapattım. Sonra Emreye ben gidiyorum dedim ve gittim. Koşar adımlarla okula yetişmeye çalışıyordum. Bir yandan da telefonum hiç susmuyordu. Sürekli annem arıyordu... Okula vardım, telefonu açtım ve anneme okulda olduğumu söyledim. Öğretmenini ver dedi. İsmail Hocayı bulup telefonu ona verdim. Vermeden önce de babamla konuşuyormuş. O sırada yıkıldım zaten. Babamla konuşmasını bitirdikten sonra telefonumu aldı ve annemle konuşmaya başladı. Telefonu kapattı ve teneffüste yanıma gel dedi. Çok korkmuştum, titriyordum ve ne yapacağımı bilmiyordum. Çaresizdim bir nevi. Okul tuvaletinde zilin çalmasını beklemeye başladım... Zil çaldı. Sınıfa girdim. Herkes dik dik bana bakıyordu. Belli ki Hamza herkese benim Emreyle dışarıda gezdiğimi söylemiş. Daha sonra hocayla konuştum ve her şeyi anlattım. Tamam dedi. Şimdi babanı arayacağım dedi. Her şeyi ben de ona anlatacağım dedi. Ben de odadan çıktım. Babam da o gün Çanakkaledeydi. İlk defa kendi başına gezmeye gitmişti. Ama ben onun gezmesini mahvetmiştim. Adam hep beni düşünmüş, anneme gözünden ayırma Dilarayı demiş. Tabii annem de tamam demiş. Her ikisi de benim halime çok üzülmüş. Benim iyiliğimi düşündükleri için Emreyle konuşma diyorlardı zaten. Ama Emrenin bana hiçbir kötülüğü olmamıştı. Aksine iyiliği dokunmuştu. Hayat bakış açımı değiştirmişti. Lakin ailem buna inanmak istemiyordu. Hep bu konularda bana kızdılar,beni dövdüler ve beni kısıtladılar. Cuma günü Emreyle konuştuğumuzda bir daha beni rahatsız etmemesini söylediğim. Aksi taktirde rahatsız ederse onu babama söylemekle tehdit ettim. O da biraz düşündü ve tamam dedi seni bir daha aramayacağım ve de sana bir daha mesaj atmayacağım demişti. Her neyse... Cumartesi oldu ve annem o gün daha sakindi. Akşam nişanımız vardı. Tanıdığımızın nişanı. Annem hangi kıyafeti giyeceğime dair bana fikir verdi. Anlaştık ve ne giyeceğime kara verdim. Yani annemle iyi geçiniyorduk. Akşam oldu, nişan yerine geldik... Nişan bitti ve eve dönerken annem bu gece babamın geleceğini söyledi. O kelimeyi duyunca bütün mutluluğum, heyecanım, şevkim gitmişti. Çünkü babam gelince bana çok fena kızacağını biliyordum. Eve geldik. Uykum vardı ve yattım. Gece babamın sesini fark ettim ve gözlerim doldu.

       Sabah oldu. Annemler yeşillik almaya gitmişler. Ben de kalktım. Sabah sabah mekik çekmeye başladım. Tam 5. kez çekiyordum ki evin kapısı açıldı. Hemen ayağa kalktım ve karşımda babamı gördüm. Sinirliydi. Gözüme gözükme dedi. Gzölerim doldu ve hemen odama gittim. Babam arkamdan geldi ve telefonunu ver çabuk dedi. Bağırıyordu. Korktum ve başka odaya gitti. Halbuki telefon cebimdeydi. Giysi dolabımı açtım, sanki telefon oradaymış gibi göstermeye çalıştım ama babam tam arkamdaydı ve telefonun cebimde olduğunu anladı. Çıkardım ve babama verdim. Mesajlara girmiş ve ardından arama kaydına... Bir şey yok dedi. Annem de silmiştir hemen dedi. Doğru sürekli siliyordum. Çünkü tanımadığım numarlar arayıp mesaj atıyorlardı. Ailemin bunları görmesini istemiyordum. Çünkü yine yanlış anlayacaklardı. Sanki numaramı ben onlara vermişim gibi olacaktı. Söylememekte bu yüzden haklıydım. Daha sonra babam Emrenin numarasını ver dedi. İlk başta numarasını bilmiyorum dedim. Ama sonradan vermek zorunda kaldım. Babam aradı Emreyi ama Emre kapattı. Daha sonra Emre tekrardan telefonumu aradı. Babam konuştu. Alooo

, aloo diyordu. Ama Emre cevap vermemiş çünkü babamın olduğunu anlmış. Çok sinirliydi babam. Yani babam demeyeyim de herkes çok sinirliydi. Ben çok telaşlı, korkak, ürkek ve de çaresizdim. Emreye bir şey olmasından korkuyordum. Babam Emreye eğer beni dinliyorsan dedi ve devamanı getirdi. Emreye küfrediyor ve ona tehditler yağdırıyordu. Sürekli küfrediyordu. Ortam çok gergindi. Daha sonra babam telefonu kapattı ve kahvaltıya geçtik. Babam bu olaylardan sonra senden çok soğuyorum dedi bana. Bana baba deme dedi. O kadar kötüydüm ki. Bir an kendimi öldürmeyi düşündüm. O an sadece ölmek istiyordum. Bu olayda tek suçum Emreyle ayaküstü konuşmam.

        En sonunda dayanamayıp ağlayarak odama gittim. Ağlamaktan gözlerim şişmişti. Mutfaktan annemle babamın bağırış sesleri geliyordu. Annem o senin kızın her ne olursa olsun kızın diyordu. O sırada ben hepten gitmiştim zaten. Artık benimde gücüm bitmişti. Bu kaçıncıydı. Tam ailemin güvenini kazandım derken başıma yeni bir olay geliyordu... Annem geldi, kahvaltı ediyoruz dedi. Gittim mutfağa ve kahvaltı etmeye başladık. Kimse gıkını bile çıkartmıyordu. Masadan en önce babam kalktı ve o gidince annem ağlamaya başladı. Bu kaçıncı Dilara? Sırf onun için aileden oluyorsun dedi. Evet haklıydı sonna kadar. Fakat Emrenin bir suçu yoktu. O bu küfürleri, tehditleri hak etmiyordu. Her neyse 1 hafta böyle geçti. Aramızda hep soğukluk oldu...

         İşte 1 hafta önce başımdan böyle bir olay geçmişti. Şimdi içimde neden bir sıkıntı olduğunu anlıyorum. Çünkü bugün CUMA. Şimdiye kadar geçirdiğim en kötü gün CUMA günü. Hayatımın bittiği gün ve ertesi günü benim takrar doğuşum. BUGÜN CUMA !..

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 18, 2014 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

HİKAYEMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin