Acımak

9.8K 541 2
                                    

Arkadaşlar bölümü çok geç atıyorum biliyorum ama bunun bir sebebi vardı. Biliyorsunuz ki birkaç gün önce Soma da çok korkunç bir olay yaşandı ve biz 301 babamızı,abimizi,çocuğumuzu,sevgilimizi,eşimizi,dostumuzu kaybettik. Ben bu kadar köü bir olay yaşanırken yeni bölümü atamazdım. O insanları düşündüm.Acılarını anlayadım elbette ama dua ettim. Allah ölenlere rahmet,ailelerine de sabır versin diye dua ettim. Rabbim inşallah bir daha böyle bir acıyı bizlere yaşatmaz ve sorumlu olan,ihmali olan herkes cezalarını çeker.

----------

Multimedya da ki Mert :)

Bir sonraki bölüm sezon finali niteliğinde. İyi okumalar.

Bölüm şarkısı: Sertab Erener-Aşk ölmez,biz ölürüz

----------

“Nil”

Zihnimin gerisinden gelen bir ses adımı söylüyor ve ben bunu duyuyordum ama ses duymayı istediğim ses değildi.

“Nil,güzelim” Güzelim.Ne kadar tanıdık bir kelimeydi.Sahi kimin güzeliydim ben? Zihnim de çakan şimşekler beraberinde sert darbeleri getirirken göz kapaklarımın benden istemsiz açıldığını hissettim. Ama uzun süre karanlıkta kalıp bir anda güneşe çıkınca ışığa dayanamayıp kapanan gözler gibi kapandı hemen. Sonra adım birkaç defa daha tekrarlanınca araladım zorlukla gözlerimi.

Önce kırık bir beyazlık gördüm. Başımdaki sert darbeler yanlarına yenilerini katarken gözlerimi sıkı sıkı yumdum. Yine o ses beni rahatlatırcasına adımı söylediğinde beraberinde yumuşak eller de saçlarımı okşadı. Sanki gözlerimin buna ihtiyacı varmış gibi açıldı hemen. Gözlerimdeki bulanıklık yerini netliğe bırakırken bana endişeyle bakan bir çift ela göz gördüm. Bu gözler az önceki sesinde sahibiydi aynı zamanda. Dudaklarımdan fısıltıyla “Deniz?” dedim.

Deniz’in adını söylemem onu rahatlatmışa benziyordu ki bir anda bana sarıldı ve göğsümde büyük bir acıyı da o an da hissettim. Dudaklarımdan acı bir inilti kaçtığında Deniz geri çekildi ve “Özür dilerim” dedi. Başıma indirilen sert darbeleri yok sayarak kendimde konuşma gücü buldum ve kuruyan dudaklarımı yaladım.

“Mert,Mert nerede?”

Deniz’in yüzü hafifi bir gülümsemeyle canlandığında  endişem biraz dağılır gibi oldu.

“Yan oda da yatıyor. İyi merak etme” dedi ama bu bana yetmemişti. Üstümdeki örtüyü sağ elimle açmaya çalıştığımda elimdeki acıyı hissetmem bir oldu. Ah,Serum. Elimin tam üstüne serum bağlamışlardı. Sahi neden elimin tam üstü ki?

“Damarların çok ince olduğu için oraya taktılar” diyerek Deniz beni aydınlattı ve açmaya çalıştığım ama ancak dizlerime kadar üstümden atabildiğim örtüyü tekrar göğsüme kadar örttü ve sağ kolumu açıkta bıraktı.

“Mert’i görmem lazım” dedim kuru bir sesle. Deniz yüzünü buruşturunca ben de gözlerimi devirdim. Bu kadar inatçı olmak zorunda mıydı?

“O gayet iyi Nil. Kontrolleri yapıldı uyuyor.Sen önce kendini düşün” dediğinde kendimi düşünmediğim aklıma geldi. Gözlerimle vücudumu tararken Denize sordum. “Benim neyim var.Başım çok ağrıyor ama başka bir şeyim var mı?”

“Alnına dikiş atıldı ama küçük. Göğsünün üstünde bir sürü sıyrık var o da emniyet kemeri seni sıktığı için. Kollarında da birkaç sıyrık ve ufak morlukların dışında bir şeyin yok” deyip gülümsedi.

Renkli RüyalarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin