Karanlığın içinde,nereye gittiğimi bilmeden koşuyordum.Ondan uzaklaşıyor muydum,yoksa onun beni bekleyen kollarına mı koşuyordum hiçbir fikrim yoktu.Aslında hangi seçeneğin beni mutlu edeceğine dair bir fikrim de yoktu.Belki de kaderimizi o belirlemeliydi.Benim aptalca seçimlerime kalmamalıydı kaderimiz.Ne kadar zamandır koştuğum hakkında bir fikrim yoktu,ama uzun bir süre olduğunu tahmin edebiliyordum.Eğer durursam yere yığılıp kalacağımı biliyordum o yüzden durmuyordum.Bir muammaya doğru koşuyordum.Çıtırtıları ve yaprak hışırtılarını duyduğumda artık pes etmeyi düşünüyordum ki,sesle birlikte daha da hızlandım.İstemsizce yapmıştım bunu.Anlayamadığım kötü bir enerji yayılıyordu karanlığın içinden.Belki oydu.Bana yetişmişti.Bu düşünce nedense beni mutlu etmişti.Onun kollarında olma düşüncesi bir anlık hazla birlikte zihnimi ele geçirdi ve tökezleyip yere kapaklanmama neden oldu.Durursam yerden kalkamayacağımı söylemiştim,gerçekten öyleydi.Ayaklarım artık taşıyamazdı beni.Öylece yüz üstü yerde uzanırken,kaderimi bekledim.Serin bir esintiyle birlikte geldi.O aşina olduğum kokusunu da beraberinde getirmişti.Hipnotize edici bir kokuydu bu.Sanki sadece bana özeldi.Saçlarımda dokunuşunu hissettiğimde kalbim deli gibi atmaya başladı.Doğrulup onun yüzüne bakacak cesaretim yoktu.Aslında onun da hala benim karşıma çıkacak cesareti nerden bulduğunu anlamıyordum ama o,oydu.Hiçbir şeyden korkmazdı,ve benimle yüzleşmeye de hiç çekinmemişti anlaşılan.
-Meleğim,diye fısıldadı kulağıma.Gözümden akan yaşı hissettiğimde kendime çok kızdım.Onun karşısında bu kadar zayıf olmamalıydım ama elimde değildi.
-Meleğim,neden konuşmuyorsun benimle? Haydi,kalk burada olman hoşuma gitmiyor.Seni evimize götüreyim.
Evimiz dediği yer de hoşuma gitmiyordu.Çok fazla zaman geçirmiştik orada ama onunla olduğum için önemsememiştim.Şimdi onunla orada yalnız kalmaktan korkuyordum.Elimden tuttu,belimi kavradı ve beni kendine doğru çevirdi.Gözleriyle karşılaştığında gözlerim,orada samimi bir acı görmüştüm.Pişmanlık da vardı biraz.Titrek bir sesle konuşmaya devam etti :
-Meleğim üzgünüm,bunun bir daha olmasına izin vermeyeceğim.Beni bir daha asla öyle görmeyeceğine söz veriyorum.
gözlerimin içine bu kadar kırılgan bir şekilde bakması yüreğimi sızlattı.Onun üzgün olmasına dayanamadığımı biliyordum.Bir erkeğin samimi olarak üzgün olması dünyadaki en acıklı şeydi bence.Ona bir kez daha inanmayı tercih ettim.Ne kadar kötü olabilirdi ki? Onun meleği olmaya devam edebilrdim,o beni korumak için yaptığı şeyi gizlice,benim görmeyeceğim şekilde devam ettirebilirdi.
-Sevgilim,çok yorgunum.Beni evimize kadar taşır mısın?
sesimin bu kadar kararlı çıkması beni de şaşırtmıştı.Ama bu kararlılığımı sevmiştim.Kötü bir şey yapıyor olsam bile umurumda değildi.O benim kusursuz katilim olabilirdi,ben de onun meleği olmaya devam ederdim.Güçlü kollarıyla beni kaldırıp kucağına alındığında,yüzümü boynuna gömdüm.Bir kez daha kendimi bir katilin kollarına bırakmanın ürpertici hazzıyla doldu içim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kusursuz Katilim
Short StoryO kusursuz bir katildi.Bu iki kelime onu en iyi anlatan kelimelerdi.