CEMRE
Gece Müge ile konuşup randevu saatini daha erkene alarak birlikte kahvaltı yapmaya karar vermiştik. İlaçları almaya başladığımdan beri kendimi çok daha dinç hissediyordum ve bu moralimin de daha iyi olmasına sebep oluyordu.
Ben uyuyana kadar Ayaz gelmediği için sabah randevu saatini söylerim diye düşünmüştüm ama sabah kalktığımda da evde yoktu. Birkaç kere aramama rağmen cevap vermeyip en son meşgule attığında bir daha uğraşmak için çaba göstermemeye karar verdim. Hem beni göz önünde tutup hem gece gelmeyerek bunun üzerine telefonlarımı açmayan oydu.
Hazırlanıp aşağı indiğimde Gülenay adı gibi ışıldayarak selam verip kahvaltı hazırlayacağını söyledi. Dışarı çıkacağımı söylememle kapının önüne geçerek "Ayaz Bey biliyor mu? Sabah çok erken çıktı ve sizi saat on gibi uyandırmamı istedi"dedi.
"Kapının önüne niye geçtin Gülenay? Bilmiyorsa gitmeme mi engel olacaksın ya da bunu nasıl yapacaksın? Ayrıca patronunu koruma çünkü Ayaz dün gece eve bile gelmedi ki sabah erken çıksın!"
Kadın söylediğimle kendine gelip yana çekilerek "Yanlış anladın beni! Şey... ben engellemek değil de bana cevap vermeden gidersin diye çekindim. Hani Ayaz Bey ararsa verecek cevabım olsun diye. Hem dün gece geldi ve sabah da dediğim gibi çok erken çıktı"derken canım bir de kadına sert çıktığıma sıkılmıştı ve sinirimi katlamanın bir anlamı yoktu.
"Gece geç geldiğini nerden gördün Allah aşkına! Makul bir yalan bul bari. Kontrole gidiyorum ve geç kalmak üzereyim. Ayrıca bir kaç test var ve aç olmam lazım ve lütfen bana Ayaz'ı korumak adına bir daha yalan söyleme çünkü ben seni arkadaşım gibi görüyorum.Onun için sonra görüşürüz" diyerek elimi kapıya attığımda Gülenay kolumdan tutarak durdurdu ve ben arkamı döndüğümde ateşe değmiş gibi elini geri çekerek "Kusura bakma ben öyle tutmak istemedim ve bilmiyorsun sanırım ama ben buradaki müştemilatta kalıyorum ve salonda oturduğum sürece gelen gideni çok rahat görüyorum ki Ayaz Bey'in gece geldiğini gördüm. Yalan söylemiyorum yani" diyerek mutfağa doğru ilerlerken bu sefer ben Gülenay'ı kolundan tutarak durmasını sağladım.
"Gülenay ben çok ama çok özür dilerim ama bana da hak ver. Seninle arkadaş gibiyiz ve sen Ayaz için önüme geçiyorsun. Kızdım bir an"
"Ayaz Bey için önüne geçmedim ben Cemre hanım. Kendim zor durumda kalmamak için öyle yaptım ve arkadaş kelimenizin affına sığınıp beni anlarsınız diye bunu yaptım çünkü Ayaz Bey size bağırıp çağırsa ya da kalbinizi kırdığını hissetse bir şekilde telafi etmeye çalışıyor ama benim öyle bir lüksüm yok"
Kendimi bir kaç dakika içerisinde o kadar iğrenç hissetmiştim ki bir şey diyemeden kapıyı açarak dışarı çıktığımda birkaç adım atmamla Efraim'e denk geldim.
"Hah! Ne hoş!? Sırada sen mi varsın Efraim?"
"Ne sırası?"
"Ya bir çekil git önümden!" derken elimin tersiyle Efraim'i ittirip bir adım atmışken ittirdiğim elimi omzuna atarak bana dönmesini sağladım. Bir an o koca adamı nasıl çevirdiğime şaşırıp aldığım ilaçlar gözümün önünden geçerken onunda zaten beni takip etmeye yöneldiğini anlamamla bütün büyü bozuldu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Buz ve Ateş #Wattys2018
Romancesıcak ve soğuk buluşunca ateş ve buz karışınca karla güneş değince ilk nefesi alınca, son nefesi verince sevinçten ağlayinca, çaresizlikten gülünce bırakıp gidince, geride kalınca buz mu erir ateş mi söner?