İlk Karşılaşma

394 17 7
                                    

Ziyanur: Oğlum yemeğe bende yardım etseydim. Ali: Gerek yok babacım ben hallediyorum. Der ve yanlışlıkla bıçağın üzerine düşer. Ziyanur: oğlum iyi misin? Ali: babacım hemen hastaneye gidelim. Der ve arabaya binerler ve hastaneye giderler. Özgül hemşire Eylül hocanın yanına gider. Özgül hemşire: hocam acile bir hasta gelmiş Ziyanur hocanın oğlu Ali Asaf bir bıçaklanma vakası. Eylül: beni kim olduğu ilgilendirmez ben işimi yapar giderim. Anladın mı? Şimdi gidelim. Der ve acile gider Ali gelir ve hemen muayene etmeye başlar.Ali Eylül ü görür ve aşık olur. Eylül: Nasıl oldu bu vaka? Ali: Yemek yaparken bıçağın üzerine düştüm. Herkes bir anda gülmeye başlar. Eylül: Tamam herkes işine baksın, bize 2 ünite kan lazım hemen ameliyathane yi hazırlayın, bende hazırlanıp geliyorum. Özgül hemşire: Hemen hazırlıyorum hocam. Der ve ameliyathane ye girerler 2 saatin sonunda ameliyat biter.Ve Ali yi müşahede odasına alırlar. Eylül kontroller için Ali nin yanına gider,Ali odada yalnızdır. Ali: Hoşgeldiniz! Eylül: Hoşbuldum, ağrınız var mı? Nerede? Ali: Var, kalbimde! Yılların vermiş olduğu yalnızlık, buna son vermeniz lazım. Eylül: Bakın Ali Asaf Denizoğlu! Ziyanur beyin oğlu diye benden torpil beklemeyin ve lütfen saçma sapan konuşmayın. Der ve gider.Hava almak için bahçeye çıkar. Eylül: Anlamıyorum ben bu adama niye bu kadar takıldım , sanki yıllardır tanıyorum. Onu görünce kalbim hızlı hızlı atıyor. Bu konuşmaları Ali duyar ve yanına gelir. Ali: Banada yer var mı? Eylül: Tabi buyrun! Ali: Eee... ne yapıyoruz akşam? Eylül: Ne? Ali: Akşam diyorum bir yerlere gidelim . Eylül: Tabii ki hayır! Ali: Naza çekiyoruz yani güzelll.... Eylül: Siz ne zannediyor sunuz kendinizi? Ali: Lütfen sadece bir yemek o da hayatımı kurtardığınız için..... Eylül: Peki ama bir seferliğine Ali: Güzelll... Bu arada erkek arkadaşın var mı? Eylül: Hayır y-ok. Ali: O da güzelll... İkisinde gülmeye başlar. Eylül: Ben gidiyim görüşürüz. Ali: Görüşürüz... Eylül arabaya biner ve eve gider içeri girer daha sonra Esma gelir. Esma: Hoşgeldin mavişim. Eylül: Hoşbuldum Esma... Esma: Sen niye bu kadar mutlusun noldu hemen dökül. Eylül: Hastaneye biri geldi bıçaklanma vakası, adam Ziyanur beyin oğlu beyin cerrahı Ali Asaf Denizoğlu çıktı . Daha sonra biraz bahçede oturduk beni yemeğe davet etti.Bende kabul ettim. Esma: Ne!!!! Şokettoya gel kesin senden hoşlanıyor. Eylül: O kesin zaten.. Esma: Peki sen???? Eylül: Sen kafayı mı yedin Esma??? Esma: Olamaz mı hadi itiraf et... Eylül: Esmaaaaa .... Ben gidiyorum daha hazırlanıcam.... Esma: Ne duruyorsun o zaman git hazırlan. Der ve Eylül hazırlanmaya gider . Akşam olur Ali gelir , Eylül kapıyı açar. Ali Eylül'ü görünce şok olur .. (Eylül'ün kombini).

Ali: Çok güzel olmuşsun

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Ali: Çok güzel olmuşsun.... Eylül: Çok teşekkür ederim. Ali: Buyrun lütfederseniz. Der ve elini tutar. Eylül'ün ayağı takılır tam düşecekken Ali onu tutar ve bir süre birbirlerine bakarlar. Daha sonra arabaya binip, çok güzel bir restorana gelirler. Ali: Evet... İşte geldik. Eylül: Çok güzel bir yer burası. Ali: Yani güzeldir senin kadar olmasada. Der ve içeri geçerler.Ali Eylül'ün sandalyesini tutar ve otururlar. Ali: Eeee... Ne yemek istersin? Eylül: Farketmez sen seç. Ali: Sen en iyisi güzel olanlardan getir, çünkü bugünkü misafirim benim için çok özel biri . Garson: Tebrik ederim abla kendine o kadar iyi bir eş seçmişsin ki Ali abi çok iyi bir insandır biz burayı onun sayesinde açtık. Der ve garson gider. Eylül: Bu yaptığın çok önemli ve çok örnek bir davranış. Ali gülmeye başlar ve bir anda restorandan bir çığlık gelir......

ALEY AŞKI...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin