~İNTİHAR~

58 6 0
                                    


"Denizler sonsuzdur, sen benim denizimsin..."

∆∆∆∆∆∆
Şimdiki zaman: İNTİHAR
O bizim dünyamızın en sağlam parçasıydı. Ama biz sarılarak tamamlanıcaz.

Alarmımın çalması ile gözlerimi sımsıkı kapattım. Gözlerimden akan yaşlar artık yatağı daha çok ıslatmaya başlamıştı. O acı ses devam ederken telefona baktım. Saat tam ' 00:00 ' dı. O gün gelmişti. 17 Kasım. Canım acıyordu. Tam iki yıldır yoktu. Benden gideli iki yıl olmuştu. "630" gün.

Onun tişörtünü daha çok burnuma bastırıp içime çektim yine. Her yıl çıkartıyordum onu sakladığım yerden. Yanımda gibi hissediyordum.

Annemler geçen yılki gibi dayanmışlardı kapıya çalıyorlardı kırarcasına. Aralarda adımı da duyuyordum, 'yapma böyle' gibi teselli cümleleri. Hiçbiri işe yaramazdı. Benim burağım gitmişti. Yaşamam bile saçmaydı.

Ben her zaman düşünürdüm, böyle bişey olsa nasıl hissederdim, ne yapardım? diye. Sorumun cevabını fazlası ile alıyordum. Ruhum çıksın bedenimden istiyorum. Bağırmak istiyorum. O kadar çok bağırayım ki ruhum çığlıklarım ile bedenimden çıksın istiyorum ama işe yaramıyor. Herşeyi tekmelemek kafamı duvarlara vurmak acı çekmek istiyorum. Ölmek istiyorum..

Bağırmaya, burağın adını sayıklamaya devam ederek yavaşça duvardan yere çöktüm. Ağlamıyordum. Sadece bağırıyordum. Gözyaşlarım tükenmişti. Kalmamıştı.

Gözlerimi sımsıkı kapatıp yeniden açtım. Odaya göz gezdirdim. Herşey yerdeydi. Aynam kırılmıştı. Yerdeki parçalar bileklerime değmek istiyordu. Bende öyle..

Uzanıp sessizce camı yerden aldım.

"Burak. Yanına gelmek istiyorum. Lütfen Burak. Al beni yanına. Gelsem kızar mısın? Kızma. "

Sanki Burak beni görecekmiş gibi gülümseyip başımı yana yatırdım. Şirinlik yapsam belki izin verirdi? Beni alırdı yanına?

Annemler bu söylediklerimi duyunca daha çok bağırmaya başladılar. Babam kapıyı kırmaya çalışıyordu. Annem cem ile konuşuyordu. Bense ayna parçası ile bakışıyordum. Annemler ben gitsem daha az üzülürlerdi. Beni böyle hergün göreceklerine hiç görmeseler unuturlar, alışırlar. Ama böyle hergün görüyorlar bu halimi. Daha az acı çekerler?

Bileğime yaklaştırmıştım. Değiyordu bileklerime. Ellerim istiyordu daha çok bastırmamı. Ama mantığım izin vermiyordu. Annem babam... Arkamda bırakacaklarım. Aklıma yeniden burağın gelmesi ile bastırmaya başladım bileklerime ayna parçasını. Hafif bir sızı oluşurken rahatlamaya başlamıştım. Bir çizik kadar geçirmiştim. Derin değildi çizikti sadece. Daha çok bastırmak için kendimi hazırlarken;

"Rüya!! Rüya, yapma! Bak Burak istemezdi böyle yapmanı! Yapma! Biz ne olucaz? Bizi arkanda bırakmak o kadar mı kolay rüya? Sende mi bırakacaksın? Burak gibi bırakıp gidecekmisin bizi rüya!? "

"Cem, dayanamıyorum.. Katlanamıyorum."

"Dayanıcaz. Birlikte üstesinden gelicez. Hadi aç kapıyı."

Daha çok ağlayarak bastırdım kafamı duvara. Hafifçe başımı duvara vururken kapı birden açıldı. Annem beni görünce babama tutunup çökerken ben gözlerimi kapattım.

Cem yanıma gelip aynayı elimden aldı ve attı. Yağız hemen yanıma gelip elindeki bezi bileğime sarmaya başladı. Arkada aslı duvara yaslanmış eli ağzında gözlerindeki yaşlar ile bizi izliyordu.

"Cem kurtar beni. Çıkart beni buradan."

"Tamam çıkartıcam. Yağız sen rüyayı al senin arabayla bizim iskeleye götür. Ben annesi ve babası ile konuşup gelicem hemen. Hırka al rüyaya."

KABUSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin