"iki saattir sana sesleniyorum," oikawa, sonunda arkasından koşturan hanamaki'yi fark etti. "bilerek mi yapıyorsun ya?"
"hayır ama bilerek de yapardım yani."
"biliyorum," hanamaki, oikawa'yı kolundan çekiştirdi ve yolda yürüyenlere engel olmamak için kenara çekti. "aşık mı oldun sen?"
"kime ya! ayrıca bırak kolumu." oikawa, kolunu kurtarmak için hanamaki'yi ittirdi.
"bak bak, triplere bak." ardından, elinde iki tane içecekle birlikte matsukawa yanlarına geldi. "burada olduğumuzu nereden anladın ya? ben sizden neden hiç kurtulamıyorum? zaten tüm gün beraberiz, neden yine peşimdesiniz ya?"
"sana yardımcı olabiliriz." matsukawa sırıttı. hanamaki de ona katıldı, "aynen, abilerinden tavsiye istersen buradayız hep." birlikte kendi aralarında gülüp yumruk tokuşturduklarında oikawa ifadesiz bir şekilde, "neyden bahsediyorsunuz?" diye sordu.
"aşık olduğun kişiden." dediler aynı anda. sonra birbirlerine baktılar.
"ben öyle birini tanımıyorum." dedi oikawa soğukça, "ayrıca hava çok soğuk, gidiyorum ben."
"iwaizumi'nin sevgilisi var mıdır acaba?" hanamaki ve matsukawa yine oikawa'yı takmıyorlardı. "olsun, fark etmez. oikawa'yı güzelce giydiririz ve iwaizumi'nin ondan hoşlanmasını sağlarız."
"ben zaten güzel giyiniyorum be!"
"takıldığın nokta bu mu cidden?"
"neyse issei, biz gidelim bu da kendi çapında iwa-chan'ı düşünsün."
oikawa tam gitmek üzereydi ama birden kötü hissetmesi ve sinirlenmesi ile durdu. daha önce de bu duygu onu ele geçirmişti. başka bir insanın başarısını kıskanmıştı, deneme kabininde bir kıyafetin başkasına ondan daha fazla yakıştığını gördüğünde kıskanmıştı ama o anki duguları bunların hiçbiri kadar kuvvetli değildi.
"ona sadece ben iwa-chan diyebilirim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
teacher ⎯ iwaoi
Fanficiwaizumi, para kazanmak için ders vermek istemektedir. bir hafta sonra sonunda telefonu çalınca onu arayan kişi oikawa'dır.