Acımasızdır Hayat

48 3 3
                                    

Acımasızdır hayat, anlayamazsın. Vurur ansızın tekmeyi bir anda.
Hayalin, umudun varmış dinlemez. Bilemezsin vurduğunda arkasında ne zorluklar ne pislikler ne acılar getireceğini.
Bunu bilmeden yaşar gidersin.
Ama ya sonra? Umutlar tükenir, hayaller biter, güzellikler kaybolur. Koca bir siyah kalır elinde. Kocaman dipsiz, bucaksız bir siyah.
Batarsın bu siyaha. Çırpınırsın çabalarsın, kurtulmak için uğraşırsın ama aslında bu ne kadar çabalasanda olmayacaktır. Bu sadece gücünü tüketir, seni daha bitirir.
Ve dibe çökersin. Koca bir siyah işte bu. Acımasızca çekiverir seni en dibe.

Kader derler bu siktir boktan şeye. Kader...
Hangi kader, ne kaderi?
Sömürülen yaşamlar, uçup giden hayaller, bitip tükenen umutlar, boktan hayatlar.
Kader işte bu.
Hiç bir güzelliği olmayan, bir anlam taşımayan.
Gözyaşları, bunalımlar, depresyonlar, psikolojik sinir krizleri, yalnızlık, kayboluş, intiharlar, haykırışlar.
Herşey bundan ibaret.
İstenilmeyen hayatlar bunlar. İstemeye istemeye yaşanılan, sonu ızdırap ve akıl hastanesi veya ölüm olan hayatlar. Bunlara hayat denilebilirse tabii.

Bağırın, haykırın acılarınızı bu sadece rahatlatır bilemem. Peki ya bağırıp, haykıramayanlar?
Esas onlar için zordur hayat. Onlar için acı. Üstündeki bu acıyı bir lanet sanarlar. Belki de öyledir kim bilir.
En acımasız, en kirli, en pis lanet...
İnsan hep bir korkuyla kapar gözlerini, ve yine bir korkuyla açar.
O kadar kulak patlatıcak türde acı saçarlar ki etrafa, bunu yine de kendilerinden başka kimseler duyamaz.
Herkesten farklı kılandır bu da onları.

Yorgunsundur hep, üstünden kamyon geçmişcesine. Sığınırsın o seni alan en uzaklara götüren, sadece senin anlayabileceğin şarkılara.
En ince işlenmiş noktasına kadar hissedersin, diğerleri bunu hissedemez. Yalnızsındır, çevrendekilerin bir önemi yok sen koca bir yalnızsındır.
Kafandaki o delirten sorular, bulunamayan cevaplar. Beynim dursun dersin yeter, katlanamazsın.
Yeteri kadar acıdı zaten fazlasına dayanamazsın. Dayansanda bu savaştan sağ çıkamazsın.
Çünkü bir yaşam savaşıdır bu.

Silahların olmadığı, topların tüfeklerin patlamadığı. Sadece senden ve hayatın gerçeklerinden ibaret bir savaş.
Ya kazanacaksün ya da kaybedip çökeceksin.
Çökeceksin tam en dibe.
Bunları anlatsan deli derler adama, kaçık bu.
Belki akıl hastanesini bile akıldan geçirirler ne yazık!
Halbuki gerçek bu, bunu bilmezler.
O kadar tuhaftırlar ki bir onlara vurur hayat.
Ama asıl vurgunları görmezler...

Bir çiçek gibi solar aslında insanlarda. Kimse inanmaz ama buna, söylediğiniz zaman. Atamazsın içindeki yükü dışarıya.
Haykıramazsın dışarıya, haykırmak istersin ama anlayamaz seni kimseler.
Acılarını göremezler, duyamazlar çığlıklarını.
Kaybolup giden zamanda sende kaybolursun aslında. Ne kadar uğraşsan da bitmez yüreğindeki sancılar.
Tam düzeldi dersin, herşey bitti kayboldu tüm kötülükler.
Ama güzel anında gelir bulur seni.
Vurur tam kalbinden...

Bir Şizofrenin GünlüğündenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin