10. BÖLÜM BALO
Kırmızı daha düne kadar en sevmediğim renkler arasında olsa da, bir elbise değiştirmişti fikrimi. İki gün önce aldığım Kırmızı elbisemi üstüme giydiğimde o daracık kabinde etrafımda döndüğüm gibi dönmeye başladım. Tabi bu sefer döndüğüm yerin zemini halı olduğu için kendimi on saniye bile sürmeden yerde buldum havadan düşen kuş misali yerde sürünürken telefonumun melodisi odaya doldu yatağımın üstünden telefonu uzandığımda ekranda kayıtlı olmayan bir numara ile göz göze geldim yüzüme sanki arayan kişi beni izliyormuş gibi meraklı bir ifade koydum,ve aramayı yanıtladım. "Kaçta alıyım seni?" Burak'tı arayan birkaç saniye düşünüp verebileceğim en saçma cevabı seçip " Balo kaçtaydı?" diye sordum arkadan birkaç kişinin gülme sesi geldi. Ne yani kaçta olduğunu unutmuş olamaz mıydım? Birkaç dakika sonra Burak cevap vereceğini hatırlamış olacak ki "Yarım saat sonra sen bana evin adresini at on dakikaya ordayım" ağzımdan kendimin bile zor duyduğu tamam kelimesi çıktı ve telefonu kapattım saçıma yapabildiğim en hızlı şekilde maşayla şekil verdim daha sonra hızlıca hafif bir makyaj yapıp Burağa adresi mesaj attım bana gelince mesaj atmasını söyleyip telefonu kenara koydum. Ve tekrar aynanın karşısına geçtim sarıya yakın açık kahverengi saçlarım iri dalgalarla belime uzanıyordu yaptığım makyaj ise yeşil gözlerimi ortaya çıkarmıştı kendime bakmayı sürdürürken telefonuma mesaj geldi
GÖNDEREN: BURAK
Ben Geldim bekliyorum
Cevap yazma ihtiyacı duymadan evden anneme erken geleceğimi söyleyip çıktım. Apartmanın merdivenlerinden inerken kafam kadar topuklu ayakkabılar ayağımı acıtmıştı okadar saat nasıl ayakta nasıl duracağımı düşünüyordum doğrusu. Aklımda Arastaydı şimdi ne yapıyordu acaba dün kantinde ona verdiğim cevabın ardından yanımdan mimiksiz ayrıldı hiç birşey söylemedi. Sanırım sadece üç saniye felan yüzüme baktı o zaman sinirlendiğini anlamıştım ama üstüne düşmedim. Dış kapıyı itip kendimi dışarı attığımda ultra lüks bir araba ve önünde arabaya yaslanmış eli takım elbisesinin cebinde bir sağa bir sola bakan Burağı gördüm. Yanına gittiğimde bana döndü ve arabanın ön kapısını açıp geçmemi bekledi daha sonra kapıyı kapattı kendide sürücü koltuğuna oturdu. Yaklaşık 10 dakika ikimizden de ses çıkmadı sonra sessizlikten rahatsız olmuş gibi bıkın bir ses tonuyla " Bu sene ben Gökhan'ı hiç görmedim yoksa oda senin gibi bir ay molamı verdi neler yapıyor görmeyeli" sormamasını istediğim en son soruyu sormuştu neden sormuştu ki normalde görse selam bile vermezdi Gökhan'a niye merak ediyordu yüzümde balo heyecanına dair en ufak şey bile kalmamıştı suskunluğumu koruyacaktım ki istemsizce dudaklarımı araladım "Gökhan yok" yüzünde bir gülümseme oluştu sebebini çözemesem de sanki bir soru daha soracakmış gibi kısa bir an bana baktı daha sonra " Hangi okulda şimdi?"sınırlarımı zorluyordu ona döndüm ve bağırarak " Yok Gökhan anladın mı? yok bir daha bana sakın Gökhan'ı sorma" Burak ne olduğunu anlamamış gibi salağa yatsa da Gökhan'ın nerede olduğunu bildiğine emindim sadece bir konuşma başlatmak istemişti ama şu durumda konuşmak değil Gökhan hakkında küçücük bir şey bile geçirmek istemiyordum aklımdan yolun geri kalanında hiç konuşmadık arabayı otoparka park ettiğinde arabadan indik ama ikimizde suskunduk balonun yapıldığı kafe tarzı yere girdiğimizde içeride adını bile bilmediğim bir şarkı çalıyordu biz içeri girerken Arasta Ebrarla içeri giriyordu. Aras'ın yanında epey parlayan Ebrar'a baktım sanırım buraya gelmeden önce aynaya bakmayı unutmuştu yüzünde abartılı bir makyaj vardı ona bakmayı sürdürürken aynı zamanda Arasında bana baktığını gördüm ona kafamı çevirdiğimde oda kafasını çevirdi. Tam olarak o sırada Burak kolumdan tutup beni içeri soktu içeri epey kalabalıktı yani sanırım bütün okul oradaydı Burakla boş bir masaya geçtik yarım saat sonra Burağın dün masada oturan arkadaş grubunu gördüm yanımıza geldiklerinde hepsi Burağı tebrik ediyorlardı nedenini çözemesemde içlerinden biri Burağa dönüp " Eee kanka iddayı ben kazanmış oluyorum değilmi" dedi gülerek Burak durumdan rahatsız olmuş olmalı ki beni kolumdan çekiştirdi piste doğru ilerlediğimiz sırada Burak dudaklarını araladı "Kumsal oturmaya mı geldik gel dans edelim" sesi okadar garipti ki anlamadım ama sorgulamadım zaten biz dans etmeye başladığımızda sanki biraz rahatlamış gibi derin bir nefes aldı " Sen iyimisin?" soruma karşılık
"Kötü olmam için bir sebepmi var?" cevap vermedim zaten şarkı bittiğinde masaya doğru yürümeye başladım masaya geldiğimde benim hemen arkamdan Burakta geldi yine yüzünde huzursuz olduğunu belli eden bir ifade vardı masadaki Burağın arkadaşları kendi aralarında şakalaşırken bizim geldiğimizi fark edip içlerinden biri Burağa doğru atıldı " Kanka diyorum ki bir iddaya daha girelim mesela sen Kumsala kaç günde çıkma teklifi edersin" ben sanki şuan onların gözünde şeffaftım benim orada olmam umurlarında değilmiş gibi kendi aralarında gülüyorlardı o az önce ortaya idda atan çocuğun yanındaki diğerlerine göre boyu biraz daha kısa olan çocuk "Ben 7 gün diyorum" dediğinde masadaki herkez bir sayı söyledi beni fark etmelerini ister gibi " Siz az önce benim üzerime iddayamı girdiniz?" Burak tam itiraz edecekken diğer çocuklardan daha önce hiç konuşmayan sarışın çocuk devreye girdi Burak ona umutla baktı ama çocuk pişkin pişkin " İlk defa girmiyoruz ki senin buraya Burakla gelmende ilk iddamızın konusuydu" Beynimdeki yapboz parçaları yerlerine birer birer otururken " Sen benim üzerime nasıl iddaya girersin" Burağa öyle bir bağırdım ki Çevremizde Aras dahil olmak üzere çoğu kişi bize bakıyordu Aras yanıma geldi "İyimisin" dedi yumuşak bir tonla ona bakmadım bile tam çıkışa doğru gidiyordum Arasta peşimden geliyordu kapınının önüne kadar geldiğimde önümde bir kız durdu kız Arasa bakıp imayla "Yeni Peşinden koştuğun kızın bumu umarım ona da bana aşık olduğun kadar aşık değilsindir sonra çok üzülüyorsun ondan dedim yani" Aras kıza tepkisiz bakıyordu ama tek kelime etmedi sadece baktı yaklaşık iki dakika sonra ise kendini dışarı attı bende onun ardından dışarı çıktım onu kafenin yanındaki banka otururken buldum yüzü solgundu , hissizdi aklından neler geçiyordu bilmiyordum ama o an benim aklımdan geçen tek şey o kızın kim olduğuydu belki de Arasında kimseye anlatamadığı bir geçmişi vardı umutsuzluklarla doluydu belki onunki de, belki oda benim aksime daha kötü şeyler yaşamıştı bunları öğrenmemin tek yolu onunla konuşmamdı yanına oturdum "Aras sen iyimisin" sesim tahmin ettiğimden kısık çıkmıştı umursamadım Arasa bakmayı sürdürürken bana döndü olabildiğince kısık sesle " O kız" dedi daha sonra devam ettiremedi birkaç dakika sonra hissizliğini koruyarak " O kız benim ilk aşkım Kumsal" dedi cümlesi bittiğinde soru işaretlerimden oluşturduğum uçurtma yavaş yavaş yere inmeye başladı. " Peki neden biz çıkarken sana neden öyle davrandı" Aras bana döndü " O beni hiç sevmedi" cümlesini bitirdiğinde kafamdan aşağı kaynar su gibi döküldü gerçekler sahi Gökhan da beni hiç sevmemişti kalbim acıdı o an Arasla resmen aynı acıları yaşıyorduk ama onun sevdiği dünyanın öbür ucunda değildi yanındaydı onu her istediğinde görebilirdi ona dönüp " O senin yanında değilken ne hissediyorsun?"diye sordum. Belki çok saçma bir soru sormuştum ama Arasın gözleri ışık hızında gözlerimi buldu "O benim yanımda hiçbir zaman olmadı kilometre cinsinden değildi bizim aramızdaki mesafeler birbirimize çok yakın olsakta aynı anda çok uzaktık önümüzde aşılmayan bir dağ vardı ve biz o dağı hiçbir zaman aşamadık hiçbir zaman." Ne söyleyeceğimi bilemedim sadece ona baktım ikimizde dipteydik hemde en dipte ve gün geçtikçe daha dibe batıyorduk nefes almamız zorlaşıyordu sanki her geçen gün " Bazen sanki bir balığımda akvaryumumdaki su çekiliyor gibi hissediyorum yaşıyorum ama su çekildikçe nefes almak için daha dibe gömülüyorum beni anlıyormusun?" kısık sesle söylediğim cümlemi bitirdiğimde Aras çoktan ayağa kalkmıştı sonra bana döndü
" Peki, sen sana ilk tanıştığımız gün ne söylediğimi hatırlıyormusun?" dedi.Yüzünde hafif bir tebessüm oluşturarak .
" Beni en çok senin anlamak istediğini söylemiştin"
"Şimdi anlıyormusun? neden olduğunu" olumlu anlamda başımı salladığımda bana kafeyi gösterdi içeride eğlenen onca insana baktığımda ne demek istediğini anlıyamadım dudaklarını araladı " Parti daha yani başlıyor ne dersin" elini uzattığında hiç tereddüt etmeden elini tuttum kim ne derse desin Aras yanımdayken mutlu oluyordum hiç aklımdan çıkarmadığım Gökhan siliniyordu beynimden Belkide Arasta unutmak istediklerini benimleyken unutuyordu. Zaman ikimiz birlikteyken duruyor beyinlerimizin kontrolünü ele alıyordu sanki Birbirimize bağlanmayı belki biz istememiştik aynı hisleri farklı kişilerle yaşıyorduk ama bunları unutmamı sağlayan şey o an gerçekleşti Arasın parmakları parmaklarıma kenetlendiği an.........
VOTE VE YORUMLARINIZI BEKLİYORUM SİZİ ÇOK SEVİYORUM <3 <3 <3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BAY UKALA
JugendliteraturO BAY UKALAYDI ben ise onun her şeye rağmen sevdiği AKSİ KIZIYDIM Başlangıç 3.11.2017