44.Bölüm

28.7K 1K 103
                                    

Final haftasındayım ama ara bulup size yeni bölüm atmak istedim. Geçen haftalarda garip bir yorum aldım.  Hikayenin ilk bölümünden biri yorum bırakıp "Hikayenin sonuna geçiyorum. Umarım aşık olmuyorlardır," tarzında bir şeydi.  Hikayeme gelen genelleme yorumlardan çok sıkıldığımı belirtmek istiyorum. Görüşüme saygı duyup okumaya devam etmenizi öneriyorum. Sizlere değer veriyorum...

Ayrıca belki kpop dinleyen vardır aranızda. 18 Aralık da vefat eden JONGHYUN'un  bir şarkısını media kısmına ekleyerek, fanlarına baş sağlığı diliyorum...

Sabah uyandıktan sonra aileyle birlikte yapılan neşeli bir kahvaltı güne iyi başlamamıza yardımcı olmuştu. Bugün ikizler daha sakin olduğu için rahat ve enerji doluydum. Bu durum Asya ve Asiye'nin hoşuna gitmemişti. Bebeklerin hareketleri onları mutlu ediyordu. Sakin kalmaları da beni mutlu ediyordu. Buradan uslu çocuklarıma teşekkür etmek istiyorum... Siz seviyorum.

Gün içinde dışarı çıkma tekliflerini de ret etmeyip şehir turu yaptık. İlk önce bebek mağazaları gezip hepsinin bebeklere hediye almasına şahit oldum. Haklarını yemeyeyim hediye aşamasında benim de fikrimi çok almışlardı. Tabi biri hariç... Tahmin edin o kişi kim?

Nine kafasına göre takılmaya ant içmiş gibiydi. Benim tarafıma bile bakmadı. Sadece yanındaki vip torunu Aynur'la iletişim halinde olarak alışverişini yaptı. Aman alırsa alsın. Aldıklarını giydirmeyeceğime göre problem yoktu.

Alışverişte en çok Necla hanımla iletişim halindeydik. Ne alırsa ilk önce bana soruyordu. Dün akşam da heyecandan benimle çok ilgilenemediği için özür dilemişti. Şaşırmadım değil! Sorun değil dememe rağmen kendisine dert edinmiş olacaktı ki bugünü özür maiyetinde yaşıyorduk.

Nur ve Sevim teyze hariç evdeki tüm kadınlarla yaptığımız alışverişin sonlarına doğru dışarıda yemeyi teklif eden Necla hanım sayesinde nihayet oturabilecektik. Masaya oturmadan önce lavaboya gitmek üzere restoranın arka tarafına ilerledim. Herkes çok yorgun olduğu için benimle kimse gelmemişti. Kibarlık olsun diye bile teklif etmemişlerdi. İşte o an ikizlerden de ümidi keserek lavaboya girdim.

Lavabo boş olunca biraz ürktüm. Kabinlere girip işimi hallederken kapı sesi geldi. O an rahatlamadım değildi hani. Dışarı çıktığımda gördüğüm kişi erken sevindiğim için pişmanlık duygusu uyandırmıştı. Aynur, ellerini yıkıyordu. Ayna da göz göze geldik ve ilk gözlerini çeken o olmuştu. Umursamayıp bende ellerimi yıkamak için yanına ilerledim. Hemen yanında ki boş lavaboya yerine en uzağındakine geçmeye karar verdim. Ne diyeyim hayatımda verdiğim en mantıklı karar gibiydi.

Elimi yıkayıp yüzüme su vurmaya başladım. Saçlarımı da nemlendirirken karnıma ağrı girmişti. Bir an için ayakta duramayacağım sanınca fanyansa zor tutunmuştum. Her acı çektiğimde olduğu gibi gözlerimi sımsıkı kapadım ve derin nefes almaya başladım.

"İyi misin?"

Bir süre cevap veremedim.

"Şşş," dedikten sonra belime dokundu.

"Biraz daha cevap vermezsen ambulansı arayacağım. Doğuruyor musun?"

Gözlerimi açtığımda Aynur'un kafasını eğmiş bacaklarımın arasına baktığını fark etmemle şaşırıp kaldım. Suyumun gelip gelmediğine mi bakıyordu?

"İyiyim, sorun yok."

"Ne oldu? Tekme mi attılar?" İlgiyle soru sorunca daha çok şaşırmaya başlamıştım. Hadi ama sen Aynur'sun kendine gel diyesim vardı.

"Evet," dedikten sonra lafı hemen yapıştırdı.

"Tek gezme sende. Bir şey olduğunda ne yapacaksın? Düşüp kalırsan kim yardım edecek sana? Dikkatsiz davranıyorsun," deyip bildiğin beni azarladı. Endişeli gözükmeseydi kızabilirdim ama şu anlık ses etmek mantıklı gelmiyordu.

Şehvetin EsiriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin