Sabah odama vuran güneşin ışınlarıyla açtım gözlerimi.İşte bunu seviyorum.Yatağımdan kalktığım givi lavaboya gidip elimi yüzümü yıkadım.Saçlarım bugün kabarmadığı için açık bıraktım.Yine tatlı gözüküyordum.Kirazlı patlatıcımı sürdüm ve hıızzlıca kapıdan çıkmamla Mert'i görmem bir oldu.Ahh..Duştan yeni çıkmış ve sadece altımda havlu vardı.Baklavaları mükemmeldi.Resmen bir kas yığınıydı.Yüzünden ve ağzından sular damlıyordu ve bu haliyle biscolata erkekleri gibiydi.İçimden yaşadığım bu duyguları dışa vurmamak için çabalıyordum. Ama ne yazık ki sert yutkunmalarımdan Mert şaşırıp kaldığımı anlamıştı.Aşağıya inip kahvaltı yapmaya gidicektim.Bu düşünceyi aklıma getirerek aşağı inmek için son bir kez yüzüne bakıp merdivenlere yöneld.... Ah yine o masum bakışlar yerim ben bunu yaaa.AYY¡¡ Daha fazla mal gibi ona bakıp orada beklememek icin aşağıya indim.Kendime bir tost...Ah ne salağım Mert'e neden yapmıyordum ki çocukla küs bile değildim.Derken iki tane tost ekmeği çıkardım,arasına peynir,domates ve zeytin ezmesi koydum.Tabakları masaya bıraktım ve kendiminkini yemeye başladım.Mutfağın kapısından Mert geldi.Üstünde her zamanki gibi siyah bir tişört ve siyah dar bir pantalon vardı.Bad boyy.Tostu aldı ve :
-Günaydın.Teşekkür ederhhhhddjjaimm..
Ağzındaki lokmayı hayvan gibi çiğnerken bu sözleri söylemişti
-Afiyet olsun da yavaş ye boğazında kalır :D
Gözlerime baygın mavi gözleriyle bir süre baktı ve sonra hiçbir şey demeden tostuna döndü.Kahvaltım bitince çantamı almak için masadan kalktım.Bir koşu odama gittim,çantamı aldım ve aşağıya indim.Mert'in mutfakta olmadığını görünce evden çıktım.Sahi hizmetçiyi hiç görmüyordum belki biz okuldaykem gelip evi temizliyordur.Neysee gelmesin zaten daha iyi.
Bu düşüncelerimle arabanın ön kapısını açtım ve bindim.Ayy ön koltuk daha rahatmış.Oyy oyy belim Bismm...
Neyse yaşlı teyze hallerimden çıktım ve bir şey aklıma geldi.Mert bugün oraya Azra oturacak dememişti.Treyleyelyelleyleyleyley.Tavuk dansımı yapmak istedim ama arabadaydım.Mert arabayı çok hızlı kullanıyordu.
Mert:
-Güneş sana bir şey sorucam ama doğru cevap vericeksim.
-Tamam sor
Arabanın hızı biraz daha arttı.
-O gece Burak'la ne yapıyodunuz?
Arabanın hızı biraz daha arttı.
-Şeyy... immm. Hiçbir şey.Sadeceeee vedalaştık.
Arabanın hızı biraz daha arttı.Direksiyona sert bir yumruk atarak:
-Lanet olsun doğruyu söylemiyorsunn!!
Arabanın hızı biraz daha arttı.
-Mert şu arabayı biraz daha yavaş kullanır mısın?Kaza yapıcaz.
Hayır yani psikolojik olarak düşündüğümde daha çok genç ve güzel kızım yani ölmek istemiyorum yanii.Okulun önüne geldiğimizde ani bir frenle araba durdu.Arabadan inmek için kapıyı açıyordum ki birden arabanın kapılarını kilitledi.
-Bana doğru söylemiyosun!!Burak aptalı seni öptü demi hi söyle öpüştünüz mü?!
-Mert ne saçmalıyosun ben birden kafamı çevirdim ve o da yanlışlıkla dudağıma denk geldi.
Mert bir anda duraksadı.
-Doğru mu söylüyorsun inanıyım mı?
Bu kez açtım ağzımı yumdum gözümü.
-İnanmak istiyosan inan.Ayrıca se sevgilinle yiyişirken ben sana nasıl karışmıyorsam sen de bana karışamazsın istediğimi yapabilirim.Şimdi aç kapıyı!
Hiç bir şey demeden kapıyı açtı.Arabadan inerken kapıyı o kadar sert çarpmıştım ki bir anda bütün gözler üzerime çevrildi.Bu okulu sevmiştim.Beni önemseyen insanlar vardı.Eski okulumdaki kadar ezik değildim yani.Artık kendimi ezik de hissetmiyodum.Mert de bana son zamanlarda hiç ezik demiyordu..D Ayrıca beni merak etmesi ve koruması hoştu.Bu düşünceler ile hızlı hızlı ilerleyerek sınıfa girdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gıcık Üvey Abim
Storie d'amoreAh gıcık olduğunu bildiğim halde bağlanmıştım ona.Bu bir hata mıydı?Yoksa sonsuzluğa açılan mutluluk mu? (+18 bölümler olacaktır.)