A | 9. Bölüm: Gitmek.

30K 1.1K 1.3K
                                    

9. Bölüm: Gitmek.

❄️

Kızıla boyanan gözlerinde ilgi vardı. Boynumda yutkunmayı bırakın, nefes almamı engelleyen bir dokunuşu.

Gözlerinde daha önce görmediğim bir parıltı, kalbimde saniyesi saniyesine büyümeye devam eden bir atım, hepsi onun elindeydi. Bana nasıl baktığının farkında mıydı?

Dokunuşları kalbimi titretiyordu, yer yerinden oynuyordu o an, ama ben gözlerindeki parıltılarda korunuyordum. Tenimde hissettiğim sıcaklıkta boğuluyordum. Elimde değildi, beni bu kadar yönetirken, kendimden geçmeme neden olurken yemin ederim onu durdurmak elimde değildi.

Ben... bu adamın midemdeki kasılmasını, yüreğimde büyüyen hislerini ya da gözlerime bağladığı zifirilerini değil.

Ben bu adamın bana olan ilgisini istiyordum.

Bir bencil gibi, sadece benim olsun her şeyi ile bana ait olsun istiyordum. İşaret parmağının tersini boynumdan yukarı çeneme çıkardığında zifirilerinde kaybolmuştum. Ben, bu adamın her hareketiyle aklımı kaybetmek zorunda mıydım Allah aşkına?

Yeni yeni kabullenmişken tüm hislerimi kalbim daha fazlasını ister gibi yanmak zorunda mıydı?

Kayıtsız kalamıyordum.

Tenimde, ruhumda, aklımda bıraktığı o hisse kayıtsız kalmak bir yana ben sanki o his olmazsa yaşadığımı anlamayacak gibiydim. Sahi, bunca zaman bu hisler olmadan nasıl yaşadım? Ben Edim'le karşılaşmadan önce böyle hissetmezken, onu görür görmez nasıl anlamadım doğru adam olduğunu?

Zifirilerinde gökyüzü vardı bu gece, ben öyle görmek istediğim için değildi, değil mi? Yumuşak bakışları tenimdeydi, arada bir gördüğüm ufak gülümsemesi ise kıskandığım dudağında. Zihnimi bulandıran sorulara, bildiğim cevaplara rağmen bu anı bitirmek istemedim.

Asla bana ait olmayacağını bildiğim bu adam için kanamak istemedim.

"Sen..." Diyerek kendimi geriye çektim, anında çatılan kaşları ve tenimden uzaklaşan dokunuşları yutkunmamı sağlarken boş gözlerle bana baktı. "Bana dokunmak için bahane mi arıyorsun?"

İstediğim tek şey girdabı olduğum gözlerinden uzak olmaktı fakat tam tersi olarak gözlerime odaklanmış olması beni deli ediyordu.

"Dokunmak mı?" Diye sessizce konuştuğunda çatırdayan şömineye döndüm hemen. "Bakıyorum da birkaç güzel iltifata tav oldunuz hanımefendi. Sana benimle böyle konuşabileceğini kim söyledi?" Ukala tavrına hüzünle iç çektim. Kalbime anlatmak istediğim şey tam olarak buydu.

Anla artık kalbim, onun için atman bile saçmayken durduk yere hızlanman bir tek bana eziyet oluyor.

"Olanı söyledim, neyse ne." Dedim, dikkatlice ayağa kalkarak. "Ben burada kalmak istemiyorum." Tek kaşı ukala bir tavırla havalandı, şimşek mi çakmıştı? Evet, tam şu an beynimde yankılanan bir şimşek vardı.

"Dalga mı geçiyorsun benimle?" Deyip hiddetle ayaklandığında çığlık atacağım kadar büyük bir gürültü koptu.

İstemsiz irkilip ayaklanırken ona döndüm. "Lütfen gidelim buradan." Ona yalvaran gözlerle baktım, o ise bana anlamsız bakışlar atarak durumu kavramaya çalıştı. Dolan gözlerimi küçük pencereden dışarı çevirdim, burada kalırsam başıma yine bir şeyler gelir diye korkuyordum.

"Edim." Diyerek pencereden aldığım bakışlarımı ona çevirdim, ardından kolunu sıkıca kavrayarak titreyen elimi durması için bacağıma bastırdım. "Ben burada kalmak istemiyorum, başka bir yere gitsek, olmaz mı?" Anbean daha da çatılan kaşları ve donuk bakışları önce kolunu sardığım elimi daha sonra korkuyla kırpılan gözlerimi buldu.

Acımasız (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin