Gözlerimi araladığımda Los Angeles'taki odamda olduğumu fark ettim. Simsiyah olan odayı arkamda bırakıp banyoya girdim. Kısa bir duşun ardından üzerime salaş bir tişört ve tayt geçirip aşağı indim. Herkesin salonda olduğunu görünce geri döndüm ki Louis'in sesi beni durdurdu.
"Hey! Üniversiteli kız" İçeridekiler buna kıkırdarken kaşlarımı çattım şaşkınlık ile. Ne yani benimle krizlerim yüzünden dalga geçmeyecekler miydi? Hele ki de Louis?
Topuklarım üzerinde döndüğüm sırada umut dolu bakışlar vücudumu delip geçmişti adeta. Yavaş adımlar ile koltuğa oturdum. Liam bana biraz daha yaklaşıp sarıldı. Tamam işte şimdi acıma dolu gözleri görebiliyorum. Onu itip ayağa kalktım.
"Bana acıyarak bakmanızı istemiyorum tamam mı? Yine benden nefret edin ama bana acımayın... Bu bakışları istemiyorum ben" Salondan çıkıp arka verandaya doğru ilerledim. Los Angeles'ta hava her zaman sıcak olduğundan üşümemiştim. Tad şimdi burada olsa 'yeni banyo yaptın içeri gir üşüteceksin' derdi.
Acı ile gülümsedim. Bana söylediği sözlere rağmen o benim babam gibiydi ve ben ona küs kalamıyordum.
-Akşam- (Müzik ile Okuyun [Jessie J-Nobody's Perfect] )
Yumruğumu sağına geçirip sol ayağımı bacağına taktım ve onu yere düşürdüm. Sırtına dirseğimi geçirdiğim sırada eliyle bacağıma asılıp beni yere düşürdü ve altına aldı. Nefes nefese kaldığımda sert bir biçimde konuştu.
"Acele ediyorsun Allison, her zaman böyle yaptığın için yeniliyorsun. Yenilgiyi kabul edemeyen yapına rağmen bu hatanı hep tekrarlıyorsun"
"Saçmalama" Derken omuzlarından geri itip yerden doğruldum. Yanıma gelip omuzlarımdan tuttu ve gözlerini gözlerime kenetledi.
"Kendine gel Allison! Sen bu değilsin! Benim buradan güçlü gönderdiğim kız bu kişilik değil! Onu bul ve sonra yanıma dövüşmeye gel" Gözlerimi devirip kenardaki çantamı aldım ve depodan çıktım. Arabama atlayıp eve gittim. Herkesin uyumasını fırsat bilip banyoya girdim. Duşumun ardından aşağı inip sabaha kadar içme planı yaptım....
-Sabah-
"Hadi ama Allison! Bugün okulunun ilk günü!!" Louis'in çekiştirmeleri üzerine kolumu silkip elinden kurtuldum.
"Tamam be kes" Yukarı çıkıp üzerime görevde giyineceğim kombinlerden birini seçtim.Sarı gömleğimi ve değişik renklerdeki parlak şortumu giyindim. Saçlarımı maşa ile dalgalandırdıktan sonra rimel ve parlatıcı ile makyajımı bitirdim. Ne var? Giyinmesini biliyorum, giyinmiyorum sadece.Mor topuklu ayakkabılarımı ayağıma geçirip aşağı indim. Çocukların şaşkın ve arzu dolu bakışlarına maruz kaldım.
"Şöyle bakmayı kesin. Uzaylı gibi hissediyorum" Niall kafasını iki yana sallayıp kendine geldi. Zayn'de aşağı indiğinde aynı şekilde bakmaya başlamıştı.
"S-sen... Allison sen... çok güzel olmuşsun" Gözlerine baktım. Oldukça ciddiydi kahkaha attım. Biliyorum, sürekli değişen bir ruh halim var.
"Artık gidelim" Dışarı çıkıp Zayn'in arabasına bindim. Oda evden çıkıp arabaya bindi. Arabada son kez rol yapacağım kişiliği geçiriyordum. Pot kırmak gibi bir şansım yoktu çünkü. Üniversiteye geldiğimizde Zayn'e baktım. Oldukça gergin gözüküyordu. Normalde yapmayacağım şeyi yapıp elini avucum arasına aldım. Şaşkınca bana bakarken güven verici şekilde gülümsedim. Hatırlatın! Bunu bir daha yapmamam gerekiyor çünkü o elaların bana öyle bakması içimdeki değişik şeyleri ayaklandırıyor.
"Bu görevde yalnız değilsin Zayn, sakin ol ve kendin gibi davran" Gülümseyerek elini yanağıma koydu ve okşadı.
"Yanımda sen olduğun sürece hep sakin olabilirim ama söz ver yanımda olacaksın?" Gülümseyip mırıldandım.
"Söz" İkimizde arabadan indiğimizde abi kardeş modunda değildik. Açıkçası o modun nasıl bir şey olduğunu bilmiyordum. Merkez binaya ilerlerken Zayn'i durdurdum. İşte yeni kurbanımız, Mark Jhonson... Marien Jhonson ve İsaac Jhonson'un oğlu. Benim yeni erkek arkadaşım.
"Onu nasıl kendine çekeceksin Allison?"
"Görürsün"
Arkadaşları ile oturup gitar çalıyordu ve inanın oldukça masum duruyordu. Zayn olduğu yerde dururken ben onların yanına ilerlemeye başlamıştım bile. Arkamdan 'Allison nereye?' dediğini duyabiliyordum ama durmadım.
"Şey, merhaba" Gülüşmeleri yarıda kalmış hepsi bana doğru dönmüştü. Yeşil çimenlerin yeşil gözlerine yansıyarak daha güzel göründüğünü unutmuşum sanırım.
"Buyurun?"
"Merkez bina nerede acaba?" Vay canına ben kibar mı oldum şimdi? Hah! Mark ayağa kalkıp gitarını arkadaşına uzattı. Eliyle arkasını temizleyip bana döndü.
"Ben eşlik edebilirim" Memnuniyet ile gülümsedim. Bundan etkilendiğine adım gibi eminim.
"İsmin neydi?"
"Angela ama sen bana Angel yada Angy diyebilirsin"
"Bende Mark, Mark Jhonson" Kaşlarımı kaldırıp dudaklarımı birbirine bastırdım.
"Buraya gelme sebebin nedir Angel?"
"Abimle beraber okula kayıt olacağız" Diyerek yanımıza gelen Zayn'i gösterdim.
"O, abin mi?" Hayır! Zayn'i tanımış olamazdı değil mi?
"Evet neden ki?" Diyerek gözlerimi gözlerine diktim. İnsanlara doğruları ancak bu yöntemle söyletebiliyorum.
"Hiç sordum sadece... Ben erkek arkadaşın falan sanmıştım" Gülümsediğim sırada hipnoz etkisinden çıkmışcasına kafasını iki yana salladı. Zayn yanımıza geldiğinde kolunu omzuma atıp beni kendine çekti.
"Ne yapıyorsun Zayn?" Ağzımın içinden Mark'a gülümseyerek söylemiştim bunu.
"Kardeşimi koruyorum" Kaşlarımı çatıp karın boşluğuna dirseğimi geçirdim.
"Mal mısın? Neyden koruyorsun beni?"
"Erkeklerden, kardeşim" Gözlerimi devirip yürümeye devam ettim.
-------------------------------------------------------------------------------------------------------
"Yarın bahar partisi var bana eşlik eder misin Angy?" Gülümseyerek kollarımı boynuna doladım ve onu kendime çekerek sarıldım. Biraz şaşırsa da ellerini belime koydu. Dudaklarımı kulağına sürtme derecesinde yakınına getirip mırıldandım.
"Seve seve sana eşlik ederim" Kalp atışının buradan bile duyuyordum. Bu çocuk çantada keklik. Ondan ayrıldığım sırada hala kendinde değildi. İnsanlardaki etkimi sevmediğimi söylemiştim, salaklaşıyorlar.
"İyi misin Mark?"
"Ah,evet iyiyim seni bırakmamı ister misin?"
"Yok hayır, abim gelir birazdan"
"Pekala yarın görüşürüz melek"
Yolun karşısına ilerledim. Sinsice sırıtarak mırıldandım.
"Unutma Mark, şeytanda bir melektir"
Saçma bir bölümle karşısınızdayım... Bu bölüm içime sinmedi açıkçası. Yada sizin beklediğiniz gibi 'Zaylena' bölümleri yazamadığım için böyle oldu. Zayn ve Allison yakınlaşması biraz daha uzuycak güzeller. Ağırdan alıp hikayenin tadını çıkartmak istiyorum çünkü bu hikayenin 2. kitabını çıkartmak gibi bir düşünce yok aklımda. Neyse umarım beğenmişsinizdir.
Bu arada sizce Allison'ın dövüştüğü kişi kimdi?
KAMU SEDANG MEMBACA
Çete || Tanışma
JugendliteraturGeçmişinin beynindeki yankı sesi ile boğulan asi, zeki ve güzel bir genç kız. Bazı genetik bozuklukları nedeni ile insanlarla çok iyi anlaşamıyor. 5 kişiden oluşan bir grup...Allison'un adlandırması ile '5 Dingil' Geçmiş ve geleceğin yarışı...