Bölüm 26 : Hakikat

4.3K 467 20
                                    

Ersa, kılıcın yolunu uyguladığında canavarla eşit bir şekilde çarpışabildi. Dışarıdan izleyen biri Ersa ve canavarın rolleri değiştiğini düşündürtebilen bir sahneydi.

Ersa yolu kullansa da tecrübe ettiğine göre yol için bedeni uygun değildi. Dövüş sanatlarına çalışmadığından dolayı kendi enerjisi yoktu ve enerji ile yakınlığı da düşüktü. Evrenden çektiği enerjiyi kılıcı ile birleştiriyordu. Bu ise sürekli odak halinde kalmasını gerektiriyordu. Zihinsel olarak evren enerjisini kılıç yoluna akışını sürdürmek büyük bir yüktü.

Uzun bir savaş iki tarafı da bitik bir duruma soktu. Ersa ve canavarın vücudu kanlar içindeydi. Ersa kan kaybından kontrolünü yitirebileceğinden korkuyordu. Her an bilincini yitirebilme ihtimalinden dolayı savaşı sonlandırmalıydı. Savaş devam ederse canavarın dayanıklılığıyla zor duruma düşecekti. Derin bir nefes aldı ve kılıcını tutuş şeklini değiştirdi.

Evren enerjisi Ersa'nın odak durumuyla kılıcın çevresinde daha da keskinleşti. Ersa soluk bir kahverengi enerji görebiliyordu. Zihinsel enerjisi deliler gibi tükeniyordu. Giderek solgunlaşan yüzle bir haykırış verdi. Kılıcıyla canavara ani bir saldırı yaptı.

Ersa'nın değişimine canavar tam tepki veremedi. Son anda öne sürdüğü saldırısıyla Ersa'dan kurtulmaya çalıştı. Ersa donuk bir yüzle gelen saldırıdan sağa manevra yaparak sıyrıldı. Kılıcını yatay pozisyona getirerek canavara doğru zıpladı.

Kılıcın yolunu hat safhada kullanırken saldırı canavarın boğazına isabet etti.

Ersa'nın şuana kadar kullandığı en güçlü ve mükemmel saldırı canavarın boğazını yumuşak bir nesneyi keser gibi kesti. Önce canavarın kafası ardından koca bedeni yere yığıldı. Boş alan çarpma sesi ile doldu.

Canavarın ölümü Ersa'yı rahatlattı. Yorgun bedenini serbest bıraktı. Zihinsel olarak bitap düşmüştü. Sızlayan yaraları acı dolu bir ifade yerine Ersa'nın gülümsemesine sebep oldu. Ersa az önce kılıcın yolunda ilerlediği için heyecanlıydı. Canavarın savunmasını tek seferde aşan saldırıyı hatırladıkça kalbini yoğun bir heyecan kapladı.

Canavarın yanında uzanan bedeni alanda yankılanan ses ile hareketlendi.

"Gerçekten de sen layık birisin." Kadim İmparator'un sesi hayranlık barındırıyordu. Yaşını ve çekirdeğinin durumunu görebiliyordu. Ersa'nın nasıl dövüşte çok iyi olduğuna anlam veremedi.

Ersa, Kadim İmparator'un övgüsünü alırken pek konuşacak durumda değildi. Mutlu da olmamıştı. Çabalarıyla bu konuma gelmişti. Yetenekli olduğunu düşünmüyordu.

Kadim İmparator yüzüne yayılan gülümseme ile Ersa'ya yaklaştı.

"Bir sonraki teste geçelim."

Ersa hayretler içerisindeki bakışlarını Kadim İmparatora çevirdi. Vücudundaki yaralar başka bir savaşı kaldıramazdı. Testin sonucu sadece ölüm olurdu. Genelde sakin olan Ersa bile sinirlenmeden edemedi.

"Şaka yapıyor olmalısın!"

Kadim İmparator Ersa'yı cevapsız bıraktı. Ersa tepki veremeden bilinci bedeninden ayrıldı.

Kadim İmparatorun gönderdiği ortamın kasvetli havası Ersa'yı bir anlığına ürpertti. Yüzlerce çürümüş iskelet yerlerde yatıyordu. Hissettiği ölüm hissiyatı normal bir insanı delirtebilirdi. Karanlık kendine çekmek istiyordu Ersa'yı. İskeletlerle dolu yıkık dökük büyük bir tapınaktı Ersa'nın gözleri önündeki manzara. Tapınağın tavanı onlarca metre yükseklikteyken uzunluğu daha da fazlaydı. Sütunlar rüzgar esse yıkılacak izlenimi veriyordu.

Yıldızlar KralıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin