"Teşekkür ederim Fethi"
"Ne için?"
"Dün gece yanımda olduğun için bana kendimi iyi hissettirdiğin için geldiğin için.."
Bu teşekkür bir nevi itiraf mıydı? Cesretimi toplayıp Eyleme döndüm.
"Eylem"
"Fethi"
"Eylem biz şimdi neyiz?"
Bunu cevabı belliydi ama itirafı zordu sonrası zordu.Sonu yoktu.
"Vatanı ve kendileri arasında kalmış iki kişi"
"Sadece iki kişimi?"
Bu soruların hepsinin cevabı içindeydi aslında can yakan cevaplarıyla..
"Hayır iki kalp"
"Peki şimdi ne olucak Eylem Mercier?"
"Ya önce zamana yenileceğiz sonra kendimize ya da.."
Bir süre sustu söylemek istediklerini yutmuştu bir nevi.
"Ya da?"
Tekrardan cevap vermek için ağzını açmıştı ki telefonunun çalmasıyla sustu.
"Bakmam gerek."
Onaylarcasına kafamı salladım.
Telefonunu alıp dışarıya çıkmıştı.Derin bir nefes aldım. Sonu neydi bunun. O gelen telefon görev olsa şimdi Eylem gitse hiçbir şey yapamazdım. Sevgili olsak ne olacaktı. Birkaç haftaya geri dönmek zorundaydım. Eyleme görev gelse onu belki de bir daha hiç göremeyecekti.Düşüncelerim içinden Eylem girdi odaya.
"Fethi"
Eylemin çatallı sesini duyduktan sonra nefesimi tuttum. Allahım lütfen.. Duymak istemediğim şeyi söyleme sakın lütfen Eylem.
"Eylem"
"Görev."
"Ay sikiyim düşüncemi."
Eylemin bana baktığını fark edince kısık sesle tekrarladım.
"Pardon tutamadım"
Buruk bir gülümseme ile yanıma yaklaştı.
"Benim için buraya geldiğini biliyorum Fethi Kulaksız. Özür dilerim. Muhtemelen bir daha seni göremeyeceğim uzun bir görev belki de öl.."
Elimle dudağına dokundum.
"Sus"
Devamını duymaya hazır değildim. İnsan böyle bir şeye hazır olur muydu o da ayrı?
Seslice yutkunduktan sonra devam etti.
"Seni seviyorum Fethi."
Gözleri dolmuştu benim içinde aksi iddia edilemezdi. Bunu bekliyordum ama çok erkendi. Onla olmadan onsuz bırakılmak çok zordu.
"Eylem.. Güzelim. Bende seni seviyorum."
.
.
.Eylem:
Mutfağı toparladıktan tabiki de o muhteşem haberden sonra tüm yeme isteği kaçtığı için içeride koltuğa oturmuş duran Fethi'nin yanına ilerledim.
Beni görünce düşüncelerinden kurtulmak istermiş gibi başını sağa sola salladı.
"Gel" dedi kısık sesiyle.
Gidip yanına oturdum.
"Buraya gel ama" dedi omuzunu işaret ederken.
Nefesimin kesildiğini hissederken başımı omzuna yasladım. Elleri saçlarımın arasında dolaşmaya başlamıştı. Sessizlik hakimdi. Sessizlik konuşuyordu aslında her şeyi de anlatıyordu.
Bu arada ruhum Fethi'nin kokusunda kaybolmuştu.
"Ne zaman gidiyorsun?"
"Belli değil haber vereceğiz dediler. En fazla 3-4 gün."
Elleri yavaşça saçlarımdan çekildi. Kafasını tamamen bana çevirdiğinde başımı omuzundan zorla da olsa ayırdım.
Gözleri ne kadar da güzeldi. Çok şey anlatmak istiyor gibi. Dudakları kıvrılmıştı aynı bir yavru kediydi.
"O zaman bu 3-4 gün benimlesin Eylem Mercier."
Dediği şeyle gülümsemem genişledi.
"Hay hay Fethi Kulaksız. Emrinizdeyim"
.
.
.Yan rafta kitaplara bakan Eylem o masumdu ki kendimi ona bakmaktan alamıyordum. Dikkatlice kıtaları inceliyordu. Alnına düşen kahkülleri onu eşsiz güzel yapıyordu. Boynuna taktiği fularla en az o gün ki kadar güzeldi..
"Hemingway" dedi kısık sesle Eylem..
Bu yüzümde koskocaman bir gülümseme oluşturdu.. Yanına doğru ilerledim. Elinde ki kitabı aldım.
"Hemingway" dedim aynı ses tonuyla.
"Sen beni mi izliyordun Fethi Kulaksız?"
"Evet."
Aramızda kalan bir adım mesafeyi kapatıp dağılmış kahküllerine doğru uzandım.
"Çünkü buradaki en güzel şey sensin. En özel olan sensin. " diye devam ettirdim..
Yüzünde ki gülümseme genişlerken ben mümkünmüş gibi biraz daha yaklaştım. Alnımı alnına dayadığımda derin bir nefes aldı.
"Sen çok güzel bir adamsın. Ve ben seni çok seviyorum."
"Ben sana bitiyorum Eylem"
Dudaklarına doğru hamle yaptığımda Eylem bir adım geriledi. Ben şaşkınlıkla yüzüne bakarken tek kaşını kaldırıp baktı.
"Kitapçıdayız Fethi" dedi kızarmış yanaklarını saklamak için başını öne eğerken..
"En nolmuş güzelim" derken aramızda oluşan mesafeyi kapadım.
"Etrafta insanlar var çocuklar var"
O bunları söylerken geri geri gidiyordu ben de her defasında mesafeyi kapıyordum.
"Ama şu an bu tarafta yok güzelim"
Tam ağzını açıcaktı ki sırtının duvara çarpmasıyla sustu. Bu sefer ben tek kaşımı kaldırıp ona muzhipçe baktım.
"Görücekler Fethi" dedikten sonra fikrinden vazgeçmiş gibi tekrarladı. "Ya da görsünler yakışıklı kimin umrunda" deyip dudaklarıma o yöneldi.
Aylardır alamadığım dudaklarının o şekerli tadına kavuştuğumda gülümsedim. Ruhum yeniden canlanıyor gibiydi. Yenileniyor gibi. Aşkı beni var ediyor gibi..
Eylem nefes nefese kaldığında geri çekildim. Alnımı tekrar alnına yasladım.
Hissettiğim huzur bu büyülü anı bozan bir çocuk sesi kadar garipti. Sesin geldiği tarafa kafamı çevirdiğimde bize bakan küçük sarı saçlı çocukla göz göze geldim.
Fransızca bir şeyler mırıldanan çocuk annesi olduğunu tahmin ettiğim kadının yanına koşmaya başladı.
"Yakalandık Fethi" diyen Eylemin sesiyle kafamı ona çevirdim.
"Yakalandıysak bizde kaçarız Eylem" deyip elimi eliyle buluşturdum.
.
.
.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Silahlara Veda 🔫
Fanfic"Nasıl oluyor da birbirimizi her defasında hem yakıp hem söndürebiliyoruz?" "Bilmiyorum ama sen beni hep yak her seferinde de söndür Eylem." "Ben de seni seviyorum Fethi Kulaksız."