4 BÖLÜM Senin Asistanın

665 64 5
                                    

Bir ağacın yaprağı gibi ordan oraya savrulup duruyorum?
O geceden sonra bir hafta geçti
Ogece ne hale geldim bir ben birde Allah bilir. Yarı baygın bir şekilde Ada beni oradan uzaklaştırdığında bir nebze olsa biraz kendime geldiğimde eve gelmiştim.
Havızama yüklediğim de tek hatırladığım adamın bana bunu senin yanına bırakmam?"deyişiydi Ogece nin sabahı Celal amca'lar beni ve
Ada' yı bir haftalığına tatile
göndermişti ama benim yarın
iş görüşmem olduğu için bir gün erkenden gelmek zorunda kaldık.

Ada ilk önce eve gidip sonra gece bende kalması için tekrar yanıma gelecekti .

O geceden beri gözlerimi her kapattığım da adamın bana
kullandığı kelime kulaklarımda yankılanıyordu. Onun yüzünü
görmemiş olabilirdim ama sonuçta o benim yüzümü görmüştü ve bu beni çok rahatsız ediyordu.
Ben onu hiç bir şekilde tanımıyorum kim olduğunu bilmiyorum şu anda karşıma çıksa bile hiç bir şekilde tanımam. Ben bu korkuyla nasıl yaşayacağımı bilmiyorum.
Zilin sesi gelince
kendimi birazda olsa toparlayıp kapıyı açtığımda Ada nın
neşeli yüzüyle karşılaştım.

"Selam fıstık. Yerleştirdimmi eşyalarını? "

"Evet hadi geç ?" Ada'nın
Yüzündeki gülümseme bir anda soldu.

"Ne bu surat yüzün kireç gibi
yoksa aynı mevzumu. Zaten
tatili burnumuzdan getirdin."
Diye sitem etti. Tabi kızın içi rahat sonuçta adam ona değil beni tehdit etmişti. Onu kaale almadan.
Salona geçerek derin bir nefes aldım.
"Hasret"

"Ne Hasret. Evet aynı mevzu ne olacak şimdi tanımadığım etmemdiğim bir adama tokat attırdın bana. Şimdide aynı mevzumu diye soruyorsun.
Ne bu rahatlık adam psikopatmı,canimi,katilmi
hiç bilmiyorum. "dediğimde
Ada rahatlığından taviz vermeden.

"Çok abartıyorsun Hasret bir daha hiç karşılaşmayacak biri için ne bu şimdi. Neden bu kadar korkuyorsun ki? "
Sinirli bir şekilde.

"Korkuyormuyum. Tabiki de korkuyorum. Ben adamı şimdi görsem tanımam ama adam
beni gördüğü anda tanır
sende biliyorsun?" nefes nefes tüm kelimeleri sıraladım.

"Gördüyse, görsün kesin seni
hiç unutmamıştır şimdi"
Sinirim gittikçe tavan yapıyordu.

"Ne saçmalıyorsun sen...
Ne demek unutmamıştır"
diye bağırdığımda
Her şey normalmiş gibi

"Bal gibi de unutmaz bu güzelliğini bir kere gören Tabikide unutmaz. Sen bunun farkında değilsin ama kendine
bir çeki düzen versen prenses gibi olursun"

Allah'ım ben ne diyordum, o ne diyor.

"Kes şu saçmalığı ben sana
ne diyorum sen bana ne diyorsun?" dedim
Ada'nın söylediklerine neredeyse tüm saçımı yolucaktim.
Sinir kirizi geçirmemek için derin bir nefes aldım. Kafamı her iki avucumun arasına koyduğum sırada.

"Hasret sana bir şey
söylüyim mi?" Ada'nın sesiyle bakışını ona kaldırdığımda.
Onun saçmalıkları hiç çekecek halim yokken.

"Ne söyliceksin Ada?" dedim
Sinirle.
"Tokat atığın genç varya?"
Ona anlamayan bir bakış atarak .

"Eee ne olmuş"

"Hiç sadece Çocuğu bir yerde,
görmüş gibiyim
ama düşünüyorum, düşünüyorumda bir türlü çıkartamıyorum?" dedi

Saçmalayarak. Onun bu söylediğine kahkaha atar gibi yaptım sinirimden .

" Tabi, tabi kesin tanıyorsundur. Senin abuk subuk konuşmanı dinleyecek değilim ben uyumaya gidiyorum " ufkeme daha fazla hakim olamıyorum

Her şeyinle ilkimsin Tamamlandı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin