Her tabağa dikkatle annemin yaptığı elmalı turtaları koydum. Taylor'ın yoğun ısrarı üzerine annem dayanamayarak gelmişti. Taylor'ın anneme karşı sevgisi apayrı bir boyuttaydı. Ondan ayrı kalmayı hiç istemiyordu.
Annem Taylor için elmalı turta yapmıştı. Bu oynadığı futbolu kutlamak içindi hemde onu teşvik etmeye çalışıyorduk. İlk oyunda vazgeçemezdi. Taylor dışında üçümüze kahve doldurdum. Ona da portakal suyu doldurdum. Dört tabağı da elime aldım. Ben çıkacakken Taylor koşarak gelmişti ve bacaklarıma sarıldı. " Oğlum dur!"
" Baba cips istiyorum." Sabah kahvaltıda bir sürü kurabiye yemişti. Ah birde Harry onu ödüllendirmek için çikolata vermişti. Sanırım abur cubur sınırını çoktan geçmişti. " Asla olmaz."
" Ama hastayım! Cips istiyorum baba!" Bu şekilde zor da olsa içeriye girdik. Harry ve annem burada sohbet ediyordu. Bende Taylor'la uğraşıyordum bana hala yalvarıyordu. " Taylor tabağını al. Büyükannen harika yapmış." Bir tane tabağı ona uzattım. Hala çekilmemişti. " Taylor sinirleniyorum. Ayrıca bugün gayet iyisin. Hasta falan değilsin. Alt tarafı burnuna top geldi." Minik burnu fazla konuşulmuştu.
" İstemiyorum bunu. Sadece cips istiyorum!" Kaşlarımı çattım. " Taylor sinirleniyorum. Son zamanlarda kim olduğumu çok sık unutur oldun." Bacağıma vurdu. Sehpaya tabakları bıraktım ve ona döndüm. Beni sinirlendiriyordu. Patlayacaktım birazdan. " Taylor başımdan git." Belime sıkıca sarıldı. Bana yapışmaya devam ediyordu.
Bardakları almak için mutfağa döndüm. Tepsiyi aldım. Taylor hala bana yalvarıyordu. Belli bir süre sonra bu yakarışları duymazdan gelmeye başlamıştım. " Louis , Taylor ne istiyor? Ne istiyorsa hemen ver. Onu yalvartmaktan vazgeç." Annemin otoriter sesini duyunca direk döndüm. Bu ses tonu beni ciddi anlamda korkutmuştu. Konunun ne olduğunu umursamadan bana emir veriyordu. Ve bu yaşıma rağmen korkuyordum.
" Anne o..."
" Sana ver dedim Louis." Başımı salladım. Şimdilik annemin kuralları geçerli olabilirdi ama elbette gidecekti ve o zaman Taylor'ın canını okuyacaktım. Bakışlarımdan anlaması için uzun süre gözlerinin içine baktım.
" Ya da vazgeçtim baba istemiyorum." Neyse ki zeki bir oğlum vardı. Sadece onun iyiliği için yasaklar koyuyordum. Zaten Harry yokken biz sınırları hep geçmiştik. Artık az da olsa dikkat etmemiz gerekiyordu.
Bende sonunda oturdum. Saçlarımı düzelttim. " Pekala ne konuşuyordunuz?" Dedim elmalı turtadan ağzıma alırken. Gerçekten lezzetli olmuştu. " Maç hakkında sadece sevgilim." Başımı salladım.
Bir süre daha sohbet devam etmişti. Sohbetimizi kesen şey çalan zil olmuştu. Direk Taylor'a dönerek bakması için işaret ettim. Oflayarak kalkmıştı. Sonra Harry sadece bana göz devirerek gitmişti. " Louis bugün gergin misin sen? Yolunda gitmeyen bir şeyler yoktur umarım." Aslında vardı ve bu ciddi bir problemdi. Her şeyi bu sabah öğrenmiştim bende. Harry'ye söyleme fırsatım dahi olmamıştı. Bu yüzden gergin olma ihtimalim vardı. Farkında olmadan öfkeleniyordum.
" Uhm... yok." Diyerek turtadan biraz daha aldım. " Seni o kadar iyi tanıyorum ki Louis. Öfkeni Taylor'a fazla yansıtma. Kırıcı oluyorsun gerçekten." Tabağımı bıraktım. Kahvemden bir yudum aldım. Bu elimde olan bir şey değildi. Aslında normalde kızmayacağım şeylere öfkeleniyordum. Ama o da bir şeyi çok fazla üsteliyordu.
" Baba dünkü cadı kadın geldi!" Taylor koşarak gelmişti ve boynuma atlamıştı. Cadı kadın mı? Kim olduğunu anlayamadan Harry'nin annesi ve Harry içeriye girmişti. Ah şimdi cadının kim olduğunu anlamıştım. Haklıydı. O gerçek bir cadıydı. Taylor bağırarak söylediği için bunu herkes duymuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Forgive Me
FanfictionLouis, artık gerçekten gerçek aşkı bulduğuna inanıyordu. O artık Harry ile evliydi ilişkileri harika ilerliyordu ta ki Taylor ile karşılaşana kadar. Biricik oğlu 6 yaşına girmişti. Asıl sorunlar şimdi başlıyordu. Louis'nin cinsel tercihi yüzünden oğ...