on altı

878 93 92
                                    

Tyler'ın annesi, onun Josh'la seks yaptığını duyduğundan beri onu gözünün önünden ayırmıyordu.

Tyler, Josh'ın niçin onun dışarıda olmadığını anlayacağını umuyordu.

Sadece birkaç kişiyi aramak ve babasıyla konuşmak için annesi onun yanından ayrılmıştı.

"Sadece kardeşlerine merhaba diyeceğim, tamam mı?" dedi annesi garaj kapısının açıldığını duyduğunda. "Hemen geri dönerim."

Tyler hafifçe başını salladı.

Annesinin erkek ve kız kardeşini selamladığını duyduğu anda pencerede bir tıklatma işitti. Pencereden dışarı bakmak için ayağa kalktığında Josh'ı orda dikilirken gördü, elini hızla sallıyordu.

Tyler pencereye koştu, açtı.

"Selam," dedi aceleyle.

"Hadi gel," dedi Josh, arkasındaki ağaçlara doğru geriledi.

Tyler dudağını ısırdı. "Eğer o geri geldiğinde ben burada olmazsam annem kesinlikle çıldırır." dedi.

Josh iç çekti. "Lütfen?" dedi. "Özür dilerim, Tyler. Bağırmak istememiştim. Lütfen. Özür dilerim."

Tyler iç geçirdi, dışarıya baktı. "İyi," diye mırıldandı, pencereden dışarı tırmanmaya başladı.

"Selam," dedi Josh sessizce, hızlıca onun elini tuttu. "Konuşabilir miyiz?"

"Tamam," dedi Tyler, ve yürüdüler, el ele tutuşarak, ormana doğru.

"Sana öyle patladığım için çok özür dilerim," dedi Josh, onlar ağaçların arasına güvenli bir şekilde saklandığında.

"Anlıyorum dediğim için özür dilerim," dedi Tyler. "Anlamıyorum. Ne düşündüğümü bilmiyordum."

Josh gülümsedi, C majör dudakları hafifçe mutsuzdu. "Her kişi sikik bir şekilde üzgün," diye fısıldadı, ve Tyler eğilip onu öptü.

Geri çekildiklerinde Josh'ın gözleri kapandı, ve çok sakin görünüyordu.

"Şarkı söyle," dedi, gözleri hala kapalıydı.

"Ne?" Diye sordu Tyler, şaşırmıştı. 

"Şarkı söyle," diye tekrarladı Josh.

"Ne söylememi istersin?" Diye sordu Tyler, sersemlemiş gibiydi.

Josh omuz silkti. "Herkesin bildiği bir şey söyle."

"Um." Tyler duraksadı. Nedense aklına tek gelen şey "Parla, Parla, Küçük Yıldız." oldu.

Tyler söylemeyi bitirdiğinde Josh sonunda gözlerini açtı. "Teşekkür ederim," dedi.

"Rica ederim," dedi Tyler.

Ormanın daha da derinliklerine doğru yürüdüler, elleri hala birbirindeydi.

"Daha önce hiç fark ettin mi," Josh sözlerine başladı, başını kararmakta olan gökyüzüne kaldırdı, "gözlerini şaşı yaptığında, her şeyin değiştiğini?"

"Evet," dedi Tyler. "Yine de yeterince dramatik değil. Sadece sinir bozucu olacak kadar."

"Evet." Josh parmakladını şıklattı. "O- o adam gibi. Suratlarla donatılmış. Kırmızı-Ağustos-L ismi."

"Um," dedi Tyler, düşündü. "Uh, René Magritte?"

"Sar- evet, o," dedi Josh. "Her şey olması gerektiği gibi değil."

forest fic [stay in place (sing a chorus)] //joshler {türkçe} Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin