Bölüm 4: KAÇIŞ

45 15 9
                                    


Ayın hafif ışığını bıraktığı karanlık odamda yağmurun sesini dinliyorum. Gök tüm hislerimi anlatırcasına gürlüyor. Şimşek içimdeki alevi görürcesine çakıyor. Yıldırım mı? Poyraz'ın kalbime düştüğünü anlarcasına düşüyor bilinmezliğe. Sessizliği bozuyor yağmurun cama vuruşu saat gecenin bilmem kaçı.

Vurulmamın üstüne tam on gün geçti. Daha iyiyim artık ağrım yok denecek kadar az. On gündür okula gidemedim. Hastayım diye geçiştirdiğim ailem bir süre daha gitmezsem benden şüphelenmeye başlayacaklar.Poyraz'la konuştuk mu diye soracak olursanız cevabım evet. İki gece önce aradı beni. Bir sıkıntı olup olmadığını sorduğunda iyi olduğumu belirttim. Ben aramayı çok isterdim ama ne diye arayacaktım ki.

Alarmın acı sesiyle gözlerimi ovuşturdum. Sabaha karşı uyuduğumu varsayarsak yaklaşık üç saat uyumuştum. Hemen yataktan kalkıp banyoda işlerimi hallettikten sonra dolabımın karşısına geçtim. Jean bir pantolon, beyaz salaş tişörtümü giydikten sonra gri yün hırkamı da alıp kahvaltıya indim.

Kahvaltının ardından Ali abiyle beraber Deniz ve beni okula bırakması için evden ayrıldık. Araba kullanmak istememiştim sırtımın ne derece acıyacağını kestiremiyordum. Kampüse girdiğimde yoğun kalabalık beni rahatsız etti. Eh alıştım tabi evde sessiz sakin yatmaya. Biraz geciktiğim için direk dersliklere doğru ilerlemeye başladım.

''Derin Süvari.'' Bu tok ve kalın sesin sahibi Poyraz'dan başkası değildi. Saçlarımı omzuma atıp arkamı döndüm. Onunla ilgilenmiyormuş gibi yapmaya çalıştım. ''Poyraz Değirmen.'' Böyle isimle hitap etmek bana hep garip gelmiştir ama onun olayı buydu sanırım ve benimde ağzım alışmaya başlıyordu.

''Okula gelmek için daha erken değil mi? Bir süre daha dinlenmen gerekirdi.'' ''Kendimi iyi hissediyorum ve ailem artık okula gitmediğim için başka sebepler aramaya başladı.'' ''Hmm.. Mantıklı bir açıklama. Bak o gece için senden tekrar özür dilerim eğer bir erkek olsaydın umurumda olmazdı ama bir kızın canını yakmaktan hoşlanmam. Bu yüzden yine de bir sıkıntı olursa bana haber ver.''

Şaşırdım kaldım bir an bana normal açıklamalar yaparken başka bir an kısa kesiyordu. Vallahi dengesizdi bu çocuk. Cevabımı beklemeden yanımdan geçip dersliğe girdi. Bakın diyorum size dengesiz diye. Hayır yani sonuçta aynı derse gireceğiz ne bu havalar değil mi ama.

Sahi bu yıl benim üçüncü yılım. Ben neden daha önce Poyraz'ı hiç görmedim. Bunun araştırmasını yapacağımı aklıma not ederek bende arkasından derse girdim. Amfi doluydu ve boş olan tek tük yer vardı. Gözüme Poyraz'ın yanındaki boşluk çarpınca bende oraya doğru ilerledim.

Profesör o kadar kısık bir ses tonuyla anlatıyordu ki her an uyuyakalabilirdim. Poyraz'la bu yakınlığımızı kullanarak, kafamı hafif ona doğru çevirdim. Telefonuyla ilgileniyordu.

Omzumdaki dalgalı saçlarımı geriye doğru atarak ''Bir şey dediğinde cevabını beklemeden gider misin hep?'' ''Cevabını bildiğim şeyleri duymayı beklemem.'' Diye yanıtlı aynı kısıklıkta. ''Ya cevabım hayırsa ?'' ''Benden başka olayı bilen ve yardımcı olacak bir kişi varsa senin tercihin. Ben verdiğim zararı ödemek istiyorum.''

Aldığım cevapla suratımı asıp önüme döndüm. Tamam bir insan kaba olurda bu kadarı fazla yani. Git dağa konuş o bile daha güzel dinler, cevap verir.

Sonunda dersler bitmişti. Çıkışta biraz sahilde yürüyüp eve dönme kararı aldım. Deniz havasını severdim. İyi hissettirirdi. Hava gittikçe serinlemeye başlamıştı her şey gibi sonbahar da bizi terk edecekti. Ne garip değil mi zaman akıp gidiyor. Siz de akıp gidiyorsunuz ama hiçbir şeyi durduramıyorsunuz.

Derin düşüncelerimi bölen her zamanki gibi telefonumun cılız sesi oldu. Arayan ; KABA. Aramayı reddettim. Poyraz'ın adını her zamanki kaba davranışlarından dolayı rehberimde KABA olarak değiştirdiğim. Aslında açardım telefonu çünkü Poyraz beni neden durduk yere arasın ama bugün gıcık günümdeydim ve yapılan her kabalığa göz yumacağım diye bir şey söz konusu değil.

Meraktan çatlıyordum ne diyecekti acaba ama inatçıydım ben. Bu yüzden Derin'dim ben. Bir kuyu gibi dibinde ne olduğu bilinmeyen. Bir kıvılcım gibi sebebinin ne olduğu bilmeyen.Telefonumdan tekrar ses geldiğinde ekranı kaydırıp baktım. Mesaj atmıştı.

Gönderen: KABA ''Takip ediliyorsun! Sakın arkana bakma, ileriden sağa dön. Ben arabayla karşına çıkacağım. Dediklerimi yap ve sakin ol! '' Okuduğum mesajla elim ayağım buz kesti. ''Ne takip etmesi kim neden beni takip ediyor.'' yazıp Poyraz' a gönderdim. Ne arkama dönebiliyordum ne ileri adım atabiliyordum. Derin derin nefes almaya başladım ve sakince yürüdüm –Pekte sakince değildi sanırım- Poyraz ile tanıştığım günden beri kendimi hep belanın ortasında buluyordum.

Poyraz'ın dediğini yapıp gördüğüm ilk sağdan döndüm. Adımlarımı hızlandırdım, kalp atışlarımı da tabii ki. Biraz daha ilerleyince Poyraz'ın arabasıyla yaklaştığını gördüm. Ona doğru adımlarımı hızlandırdım hatta koştum evet baya baya koştum. Nefes nefese kendimi arabaya attım ve hemen arkama baktım. İki kişiydiler siyah takım elbiseli iri yarı adamlardı. Bunlar Poyraz'ın beni vurduğu gece, Poyraz'ın karşısındaki adamlardı.

''O adamlar benden ne istiyor? Neden beni takip ettiler ! '' Cevap yok! Sinirden kaskatı olmuş bir beden var sadece. ''Sana diyorum Poyraz! Cevap versene! '' korkum sinire dönmüştü artık ve sesimi farkında olmadan biraz fazla yükseltmiştim. Elimde değildi ben böyle olaylara alışık değilim ne de olsa. Sonunda cevap verme gereği durdu. ''Derin bir dakika. Bende bir şey anlamadım. Seni neden takip ettiler kahretsin ki bilmiyorum.'' Tam ağzımı açmış konuşacakken bu sefer Poyraz'ın telefonu çaldı.

Telefon arabaya bağlı olduğu için konuşmayı bende duyabiliyordum. İlk başta kimse ses vermedi. ''Kenan! '' dedi Poyraz. Karşı taraftan kahkaha yükseldi.

''Poyraz aferin sana zamanlaman harika. Kız arkadaşını tam zamanında kurtardın. Lakin bir dahaki sefere adamlarım eli boş dönmez. Hadi canım size kısa bir süreliğine iyi günler. Çok yakında tekrar görüşeceğiz.'' Dedi yabancı ses ve kapattı. Poyraz sinirden iyice gerilmişti. Ne diyeceğimi ne düşüneceğimi bilemedim. Kenan kimdi. Poyraz ve beni neden sevgili sanıyordu. En önemlisi benden ne istediği..

Canlarım selam ben geldim: Gayette güzel bir bölümle geldim. Ben çok beğendim ya siz? Görüşlerinizi bekliyorum. Öpüyorum hepinizi iyi geceler :).

Unutmadan birde sizi çok ama çok seviyorum.. :)

KIVILCIMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin