Always. ||Snily-One Shot.||

2.6K 122 93
                                    

Büyük bir ağacın kovuğunda oturuyorum. Kendi kendime mırıldanıyorum. O sırada dışarıdan sesler geliyor. Açıklayamadığım derece de garip kahverengi saçlara sahip olan kız,kızıl saçlı bir kıza bağırıyor. ''Ucube! Ucubesin sen! Seni anneme söyleyeceğim,Lily!'' Adını Lily sandığım kız,koşarak ağaca yaklaşıyor. Ben dışarı çıkıyorum,diğer kız beni gördüğü an kaçmaya başlıyor. Yerden çiçek koparıp ateş saçlı kıza doğru uçuruyorum. Kız bana gülümsüyor,melek gibi. Gölün kenarında oturuyoruz. ''O seni kıskanıyor. Sen özelsin.'' diyorum. Bir kaç gün sonra bana Hogwarts Cadılık ve Büyücülük okulundan mektup geliyor. Koşarak Lily'nin evine gidiyorum. Camına taş atıyorum,pencereye çıkıyor. Elimde tuttuğum mektubu havaya kaldırıp ona doğru sallıyorum. ''Benimkisine bak!'' diyor,bir an pencereden kayboluyor. Beklemeye başlıyorum. İki dakika sonra tekrar orada beliriyor. Kızıl uzun saçları önüne dökülüp,camdan sarkıyor. Yeşil gözleri sevinçle parlıyor. Elinde ki mektubu zaferle havaya kaldırıyor. ''Petunia'ya ya geldi mi?'' diye soruyorum. Kafasını sağa sola sallıyor. Ama üzülmediği belli oluyor. Daha sonra ki günlerde,ormanın aynı yerinde buluşuyoruz. Ona Büyücülük Dünyası ile ilgili bildiklerimi anlatıyorum. Heyecanla beni dinliyor. Zümrüt gibi olan gözleri heyecanla parlıyor. Çok başarılı olacağını anlıyorum. Ama onun yanındayken çok garip hissediyorum. Midemde kelebeklerin uçuşmasına engel olamıyorum. Ertesi gün yine yanıma geliyor,ama bu sefer gözleri kıpkırmızı. Sanırım ağlamış. ''Petunia.'' diyor kısaca. Onu neşelendirmek için elimden geleni yapıyorum. Annemin yanına gidip,Diagon yolunda Lily'nin bize eşlik edip edemeyeceğini soruyorum. Tahmin ettiğim gibi izin veriyor. Anneme daha önce ondan çok bahsetmiştim. Sonra ki gün,Diagon yoluna gidiyoruz. Gerekli kitapları alıyoruz,ve süpürgeleri. Lily beyaz bir baykuş,ben ise siyah bir tane seçiyorum. En sonunda Ollivander'in Asaları dükkanına geliyoruz. Lily'i seçen asa,26 cm incecik Söğüt. Benimkisi 31 cm uzunluğunda özü kakao çekirdeği olan Karaağaç. En sonunda alışverişimiz bitiyor. Lily eve dönüş yolunda mutluluktan zıplıyor.

Aradan günler geçiyor. Sonunda Hogwarts'a gitme zamanı. Lily'i peronda görüyorum. Petunia ile. Petunia bağırarak konuşuyor. Sonunda Lily koşarak trene biniyor. Arkasından gidiyorum. Oturduğu yere gidiyorum. Karşısına oturuyorum. ''Korkuyorum.'' diyor. Petunia'nın dediklerini anlatıyor. Aklıma Petunia'nın bizi dinlerken yakaladığım gün geliyor. Kafasına dal düşürmüştüm. Daha sonra onun Hogwarts müdürüne yazdığı mektubu bulduğumuz gün geliyor aklıma. Ağzımı açmışken yanımıza iki çocuk geliyor. Birisinin kahverengi saçları var,gözleri yeşil. Diğerinin saçları siyah. Birisi benim,diğeri Lily'nin yanına oturuyor. Ukala gibi konuşmaya başlıyorlar. Çok geçmeden Lily,ayağa kalkıp beni de çekiştirerek kaldırıyor. Biz bölümden çıkarken çocuklardan birisi arkamdan,''Görüşürüz Sümsükus.'' diye bağırıyor. Lily arkalarından söyleniyor. Boş bir yer bulup oturuyoruz. Lily bütün yol boyunca susuyor. Ben onu izliyorum. Hava yavaşça kızıla çalmaya başlıyor. Sonunda varıyoruz.

Birinci sınıfları kayıkla götürüyorlar. Lily elimi tutuyor. Onun elini kavrıyorum,bir kayığa biniyoruz. Lily büyülenmiş gibi bakıyor etrafa. Aynı şekilde ben de ona bakıyorum. Zümrüt yeşili gözleri neşeyle parlıyor,her yeri yavaşça içine sindirerek inceliyor. Dalıp gidiyor bir an. Onu sarsıyorum,silkilenip peşimden geliyor. Sıraya giriyoruz. Korkmuş olacak ki elimi sıkı sıkı tutuyor. Seçmen Şapkanın önüne geliyoruz. İlk önce onun adı okunuyor. ''Evans,Lily!'' Elimi bırakarak yavaşça sandalyeye doğru süzülürmüşcesine doğru gidiyor. Şapka kafasına değer değmez ''Gryffindor'!'' diye bağırıyor. Gözlerimi kocaman açıyorum,inanmamışcasına ona bakıyorum. Zıplayarak ayağa kalkıyor,masasına gitmeden önce bana gülümsüyor. ''İyi şanslar.'' diye fısıldıyor. Ondan sonra benim adım okunuyor. ''Snape,Severus!'' Sandalyeye doğru gidiyorum,bu sefer şapka daha kafama değmeden ''Slytherin!'' diye bağırıyor. Gryffindor masasına bir bakış atarak kendi masama doğru gidiyorum. Lily'e bakıyorum,o da bana. Yanımda ki sarı saçlı çocuk bana sesleniyor. ''Merhaba,ben Lucius Malfoy.''Uzattığı elini sıkıyorum,gözlerim hala Lily'de. Nasıl olurda düşman olan iki eve düştüğümüzü anlamıyorum. Şölen bitiyor,ikimizde ayrı yerlere gidiyoruz. Ben zindanlara,o ise kuleye. Bundan sonra ne olacak diye düşünüyorum,bir daha konuşacak mıyız? Benden nefret mi edecek?

Always. ||Snily-One Shot.||Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin