Kasım ayının ortalarıydı. Sonbahar mevsimini hissedebiliyordum.Bugün hava yağmurluydu.Yağmur damlalarının sesini ve kendisini çok seviyorum.
Yağmur bizim oralara sonbaharın belirli dönemlerinde genellikle Ekim başlarında hafif olmakla beraber Kasım ayında etkisi artmaktadır.Bu yüzden kasım ayını diğer aylardan çok seviyordum.
Yağmurlu bir gün olan Salı günü işten geldim ve hemen eve girdim.
Sırılsıklam ıslanmış paltomu astım.O günün işten yorgunluğunu atmak için koltuğa oturdum ve pencereden yağmuru izlemeye koyuldum.Yağmur sesini,soğukluğunu hissedebiliyordum.Pencereden bakarken aklıma on yaşındaki halim geldi.On yaşındayken yağmurdan ıslanmaya bayılırdım.Annem yine beni azarlardı.Haz duyduğum bir şeyden niye azarladığını sorduğumda hep Annem bana:Hasta olursun. Derdi ve gerçekten haklı olduğunu anlamıştım.
Çocukluğuma dönerken kapı birden çaldı.Saat 7 civarıydı.Kimin geleceğini kestirmem zor olmadı.Her ayın 15 inin saat 7 sinde mektup gelirdi.Yine böyle bir günde mektup geldi.Kapıyı açtım ve posta kutusundan mektubu aldım.
Mektubun bana her ayın 15 inde gelmesinin sebebi ya şirketten gelicek bir mesajı ya da arkadaşım Yusuf'un bana iletisiydi.Yusuf benim liseden arkadașımdı.Uzun boylu,orta kilolu,kahverengi gözlü,kıvırcık saçlıydı.Liseden beri hep mektuplașırdık.Çünkü bana bir gün liseden ayrılabileceğini ve ailesinin peşinde adamlar olduğunu anlatırdı.
Bizde bu yüzden isimlerimizi gizleyerek liseden beri birbirimize mektup yollardık.Bu sayede birbirimzden haber alır ve ileride de birbirimizden haber almayı kolaylaştırırdık. En son mektubu 4 ay önce atmıştı. Yolladığı mektupta taşınacaklarını ve daha uzak bir yere gitmelerinin kendileri için doğru olacağını söyledi.Mektubu heyecanla açtım.Yusuf'tan haber almayı o kadar çok istiyordum ki içimde hep şüphe vardı.Pul damgasına ve atılan yere bakmamın ardından Yusuf'tan geldiğini anladım.
"Mustafa sana bu mektubu Konya'dan yolluyorum.4 ay önceki mektubu Eskişehirden atmıştım ve mecburen taşınmak zorunda kaldık.Babamın hapse girmesi an meselesi her an gelicekler diye çok korkuyoruz.
Babam katil değil bunu sende biliyorsun.Bu mektubu alır almaz hemen yanımıza gel polislerden korkmuyoruz öldürülen çete üyesinin adamları yerimizi buldu.Bizde bu yüzden Konya'ya geldik.Senin yardımına ihtiyacım var."Mektubu okuduktan sonra internete girip Eskişehir-Konya arası mesafenin ne kadar olduğuna baktım.Yaklaşık 350 kilometreydi.3-4 saat içerisinde varabilirdim.Saate baktım ve saat 8 olmuştu.Hemen paltomu giydim,
ışıkları söndürdüm,ve kapıyı çektim.
Arabanın anahtarıyla kapıyı açtım.
Yağmur kesilmişti,kesilmesiyle daha hızlı ve rahatlıkla Konya'ya varabilirdim.Benzinim de yeteri kadar vardı,arabayı çalıştırdım.Saat gece bir sularında Konya'ya ulaştım biraz trafik vardı. Benzinimin de azalmasıyla benzinciye uğrayıp benzin aldım ve arkadaşım Yusuf'un evlerine doğru hareket ettim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİR DAMLA
RandomMustafa(Benim) adlı gencin arkadaşı Yusuf ve ailesine yardım çabaları ve yaşadıkları olaylar