7.Bölüm

1.8K 73 12
                                    

Acı Günler


1 ay sonra;
Haremde şenlik vardı. Hümaşah kendi ülkesinden olan bir cariyeye nedeni sordu.
"Bu hareketlilik nedir? Bir malûmatın var mı?"

"Galiba şehzadenin kırkı çıktı diye valide sultan düzenletmiş. Ama tam emin değilim. Eğer bir şeyler duyarsam sana söylerim."

Hümaşah meraklanmıştı. 'En iyisi Saime kalfaya sormak' diye düşündü.
Saime kalfanın yanına gidip sordu.
"Saime kalfa! Ne oluyor?"

"Şenlik var bugün. Lafa tutma daha çok işim var."

"Biliyorum ama niçin şenlik var sen onu söyle."

"Bugün şehzadenin kırkı çıktı."

Hümaşah'ın yüzü düşmüştü. Saime kalfa imâlı imâlı konuşarak devam etti.
"Artık has odaya sık sık giremeyeceksin, Selvihan varken. Elini çabuk tutsan iyi edersin. Padişah efendimizi kendine iyice bağla."


***

1 hafta sonra;
Hümaşah, birkaç gündür kendini hâlsiz hissediyordu. Bu vaziyeti farkeden Saime kalfa onun gebe olabileceğini düşündü, bir umutla ebe kadının yanına gittiler.
Ebe kadın, Hümaşah'ı muayene etti.
"Müjde, Gebesin!"

Hümaşah'ın gözleri sevinçle parladı, çok sevinmişti. Tek sevinen o değildi. Saime de çok sevinmişti.
"Sonunda gebesin. Artık sırtın yere gelmez."

"Yani çocuğum mu olacak? Hünkarımıza ben söylemek istiyorum."

Heyecanla has odanın yolunu tuttu.
Kapı ağası içeri girebileceğini söyleyince kalbi hızla çarpmaya başladı. Sevinçle içeri girdi, her şeyden habersiz Selim, Hümaşah'a sıkıca sarıldı. Hümaşah gülmeye başladı.
"Sana müjdeli bir haberim var."

Selim iyice meraklanmıştı, "Neymiş bakalım bu haber?"

"Bir çocuğumuz olacak, gebeyim."

Selim de çok sevinmişti. Tekrar birbirlerine sarıldılar. Fakat sevinmeyenler de vardı. Selvihan hatun hiç memnun olmamıştı.

***

1 ay sonra;
Hümaşah'ın mutluluğu çok uzun sürmedi. Sarayın koridorlarında yalnız başına yürüyordu. Birden karnına bir sancı saplandı. Aklına hekim kadının gebelikte böyle şeylerin olabileceğini söylediği gelmişti, içi biraz olsun rahatladı. Ama bu daha farklı, daha şiddetli bir sancı idi.

Sancı giderek daha da şiddetlendi. Hümaşah artık yürüyemeyecek hâle gelmişti, yere yığıldı. İçini korku ve telaş sarmıştı. Bağırıyor çağırıyor ama kimse duymuyordu. Tam ümidini kesmişti ki bir cariye imdadına yetişti.
"İyi misin? Sen burda bekle ben hemen hekim kadını çağırayım."

Ayağa kalkmaya çalıştı. Gözleri kararıyordu, yine yere yığıldı, bayılmıştı.

Uyandığında bilmediği bir odadaydı. Kendini çok hâlsiz hissediyordu. Kısık gözleriyle etrafa baktı. Başında, elinde bir şeylerle uğraşan hekim kadın vardı. Hümaşah'ın uyandığını farkeden hekim kadın, ciddi bir sesle;
"İyi misin?" diye sordu.

Hümaşah, durumu idrak eder etmez telaşla;
"Bebeğim! Bebeğim iyi mi? Nerdeyim? Ne oldu?" diye sordu.

Hekim kadın acıyarak baktı ona. Başını yere eğdi. "Maalesef..."

Hekim kadın hünkara haber etmek için dışarı çıktı. Yanlız kalan Hümaşah'ın gözleri dolmuştu. İnanmak istemese de gerçek yine acı bir şekilde tokat gibi çarpmıştı yüzüne. Artık gebe degildi...

Selim, dairesinde volta atıyordu. Telaş ve korku ile Hümaşah'ın uyanmasını bekliyordu. O sırada hekimin geldiğini haber verdiler. Derhal içeri aldı.
"Uyandı mı? Vaziyet nedir?"

"Uyandı. Hatunun sıhhati yerinde lakin bebek düştü. Başınız sağolsun hünkarım..."

Selim hem sevinmiş, hem de üzülmüştü. Hızla daireden çıkıp şifahanenin yolunu tuttu. İçeri girdiğinde Hümaşah ağlıyordu. Yanına gitti. Sarıldılar, birbirlerini kuvvetlice sardılar. Hümaşah, ağlayarak;
"Bebeğimiz gitti, bıraktı beni. Koruyamadım onu." diye mırıldandı.

Selim, şefkatle Hümaşah'ın alnını öptü. Onu teselli etmeye çalışıyordu. "Senin suçun değil, kendini suçlama."

Kara haber tez yayılır misali haber hızlıca yayılmıştı hareme. Nigar hatun Selvihan'a haber vermeyi ihmal etmemişti. Selvihan, şehzade Ahmed'i uyutuyordu.

"Düşmüş yapmıs mı? Anlat."

"Evet. Ama Natali hatun kurtulmuş."

"Mühim değil. Bebek düşmüş ya hünkarımız bundan gayrı yüzüne bakmaz o kölenin."

***

Hümaşah o gece Selim'le beraber uyumuştu ertesi gün taşlığa döndü. Kendini odasına kapattı. Artık eski neşesi yoktu. Oda arkadaşı Gabriel bile onu sevmediği halde endişelenmişti. Saime kalfa teselli için yanına geldi. O da üzülmüştü.
"Yazık oldu. Neyse sen kendini unutturmamaya bak yine de."

Hümaşah'tan cevap gelmedi Saime devam etti. "Hem yeni daire de açılacaktı sana. Sultan olacaktın. Neyse bir daha gebe kalırsın elbet"

Hümaşah sinirli sinirli Saime'ye baktı.
"Saime kalfa! Yalnız kalmak istiyorum iznin olursa. Bırak da yasımı kendim tutayım."

Saime bu tepkiye şaşırmıştı.
"Aman be ne halin varsa gör. Sana acıyan da kabahat."

Hümaşah bir şey demedi, susmayı tercih etti. Saime kalfa gittikten sonra yatağa uzanıp düşünmeye başladı. Durduk yere ne diye böyle bir tepki vermişti? Daha da önemlisi neden bu kadar çok üzülmüştü? Sanki bir parçası kopmuşcasına acıyordu yüreği. Bu kadar benimsemiş miydi bu bebeği? Belki de içinde bir yerlerde hâlâ o masum merhametli Natali vardı. Belki de sandığı kadar acımasız olamamıştı...

Bölümün sonu! beğendiyseniz votelemeyi unutmayın ⭐😊

Hümaşah SultanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin