Bölüm 5: UÇURUM

51 14 9
                                    


Korkunun bir sınırı yoktur. Kimse korkusuz olduğunu sanmasın. Kimimiz ölümden korkar, kimimiz yaşamdan. Ölümden korkmuyorum diye diretir insanoğlu. Aslında en çok direten korkar ölümden. Yaşam da ölüm gibi korkunçtur. Ne zaman ne yaşayacağınızı bilemezsiniz. Ne zaman kimle karşılaşacağınızı bilemezsiniz.Tıpkı Poyraz ile yaşayacaklarımı bilemediğim gibi.

Poyraz'ın, Kenan ile konuşmasının üstünden yaklaşık yarım saat geçti ve biz yarım saattir bir uçurum kenarında durmuş, dalgaların kayaları dövmesini, denizin köpürmesini izliyorduk. Poyraz o kadar sinirli gözüküyordu ki dudaklarımdan dökemiyordum kelimeleri. Huzuru bulmam gereken denizin eşsizliğinde huzursuzluğumu paylaşıyorum dalgalarla.

Derin bir iç çekip, omzumun üstünden Poyraz'a baktım. Beyaz teninde yeni çıkmaya başlamış sakalları, kemikli yüzünü daha belirgin hale getiriyordu. Yaşına göre ufak gözüküyordu sakalsızken. Onu izlediğimi fark etmiş olsa gerek gözlerini gözlerimle buluşturdu. Anlıktı ama gözlerini tekrar denizin derinliklerine uzandırdı ve derin bir nefes aldı.

''Bir şey sormayacak mısın? '' Sonunda onca dakikanın ardından konuşma kararı aldı.

''Ne soracağımı bilmiyorum aslında çok şeyi merak ediyorum ama...'' tok sesiyle cümlem yarıda kesildi. ''Ama korkuyorsun! Benden, alacağın cevaplardan, sinirimi senden çıkarmamdan korkuyorsun.'' Ondan korkmama mı sinirlenmişti? Kendisini dışarıdan görse kendisinden korkardı.

''B..ben aslında cevapsız kalmaktan korktum.'' Dedim bir çırpıda. Evet aslında cevap vermemesinden korktum çünkü Poyraz'dı o bazen konuşur bazense dudaklarına kepenk indirirdi. '' Sor Derin. Cevabını bildiklerimi cevaplarım. Aklındaki düşünceleri tahmin edebiliyorum. Hayatında ilk defa böyle bir olay yaşadığına adım gibi eminim ve senin susman beni şaşırttı.'' Asıl Poyraz beni şaşırtıyordu her zamanki gibi.

''Peki öyleyse.. Kenan kim? '' Sigarasını yaktı. Bir nefes çekti ve dumanını havanın serinliğine bıraktı. ''Kenan denen o it ne yazık ki amcamın üvey oğlu.'' ''Nasıl yani? Kuzenin öyle mi ve siz birbirinize silah çekiyorsunuz.'' Şaşırmam ses tonuma da yansımıştı yüz ifademin garip bir şeye döndüğüne yemin edebilirim. Gözlerini yumdu sinirle. Öfkesi kilometrelerce mesafeden hissedilebilecek düzeydeydi.

''O herif benim kuzenim değil! O herif benim hiçbir şeyim değil! '' sesini yükseltmişti bu da benim irkilmeme sebep oldu. '' Peki tamam. Sakin ol. Neden düşman gibisiniz?'' Sorgulama iç güdüme sahip çıkamaz hale geldim. ''Bu şuanda cevaplamak istediğim bir şey değil. Benim aile ilişkilerimden başka sorun yok mu? '' ve beklediğim cevap geldi. Bende ne zaman ağzımın payını alırım diye düşünüyordum. Hep terslenmek özellikle de Poyraz tarafından hep terslenmek zoruma gidiyor. İster istemez suratımı asıyorum.

Bu durumu kendisi de fark etmiş olacak ki dudakları hareketlendi ''Üzgünüm Derin ama aile ilişkilerim açıldığında öfkeme hakim olamıyorum. Başka bir şeyler sor.'' Size söylemiştim bu çocuğun içinde saklı merhameti de vardı. Daha fazla uzatmamaya özen göstererek dudaklarımı düz bir çizgi haline getirim başımı aşağı yukarı salladım. ''Önemli değil.'' Dedim hafif gülümseyerek ''Peki Kenan beni neden takip ettirdi. Benden ne istiyor olabilir ki? '' bunun cevabını gerçekten bilmek istiyordum. Sonuçta ben onlar için kimdim ki?

Bir süre sessiz kaldı Poyraz. Sanırım vereceği cevabı kafasında ölçüyordu. Öksürüp genzini temizlediğinde bir sigara daha yaktı çok sigara içiyor diye geçirdim kafamdan. Yalan değil bende lisenin son yılında denemiştim. Hatta bir süre kullanmıştım babamla da çok kavga etmiştik sigara yüzünden. Yavaş yavaş azalttım sonra, şimdi sadece ayda yılda bir aklıma gelince tek tük içiyorum.

KIVILCIMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin