-Ae Mi-
Ben cam kenarında, Taehyung da yanımdaki koltukta otururken yağmurun yağışını izliyorduk camdan. Her bir damlanın tek tek yere düşüşü, su dolu bulutların gökyüzüne getirdiği grilik, havanın boğukluğu ruhumuza kasvet getiriyordu. Yağmurlu havaları severdim ama şimşeği değil. Küçüklüğümden beri şimşekten hep korkar, geceleri uyuyabilmek için annemin yanına giderdim. Ama sabah uyandığımda yine kendi yatağımda olurdum.
Yağmur damlalarının camda birbirini kovalamasını izlemek daha sakinleştiriciydi. İlk önce cama çarpıyor daha sonra birbirlerinin ardına camdan kayıp gidiyorlardı.
Yorgunluktan gözlerim kapanırken Taehyung elini başıma koyarak başımı kendi omzuna koydu.
"Burada daha rahat uyursun." dedi.
Ben de yerimden gayet memnun bir şekilde gülümsedim ve cebimden kulaklığımı çıkardım, bir şarkı açtım. Kulaklığın tekini kendi kulağıma takarken, diğerini Taehyung'a uzattım. O da uzattığımı aldı ve kendi kulağına yerleştirdi.
O uyuyamadığım gün Taehyung'un bana söylediği şarkıyı açmıştım. Şarkının sözleri bir şey anlatmak istiyor gibiydi.
Üzgün kalbimle başa çıkamıyorum.
Uykusuz karanlık gecelerimde yine buna katlanıyorum.
Umutsuzluğumu önemsemeden,
Sabah yine umursamazca beni uyandırıyor.
Zararları düşündüğümden daha kötü.
Acısı düşündüğümden daha derine gömülü.
"Neden Taehyung, neden o gün ölmek istedin?" diye içli bir şekilde haykırmak istiyordum ona. Bilmek istiyordum. Yarasını deşmek istemiyordum bir yandan da. Bu soruyla içim içimi yerken Taehyung'a sorduğum tek soru buydu:
"En sevdiğin renk ne Taehyung?"
"Gri."
"Neden gri?"
"Çünkü gri bana eski sevinçlerimin küllerine olan bağlılığımı anlatıyor."
Bu cümlede derin bir anlam gizliydi. Belki ne yaşadığı, belki ne yaşamak istediği ya da istemediği?
"Senin en sevdiğin renk ne Ae Mi?"
"Ben sıcak renkleri severim Taehyung. Çünkü benim için daha pozitifler."
"Pozitifliğin inan ki hepimize iyi geliyor Ae Mi."
Evet pozitif olup bardağın dolu tarafını görmeyi seviyordum. Bu yüzden olabildiğince keşke dememeye çalışıyorum. Bardağın yarısı boş olduğu için üzülmek değil de yarım bardak su olduğu için seviniyordum.
Değer bilmeli değil mi insan? Yaşadığı anıların değerini bilen ya da bilmek isteyen herkes bardağın yarısı dolu diye sevinir zaten. Geleceği değil, şimdiyi değil, o "an"ı düşünmeli. Bir daha aynı şeyleri yaşayamayacağımızı bilip dibine kadar yaşamalı.
Ve sığdıramamalıyım bu anları içime. O kadar dolu dolu ve anlamlı yaşamalıyım ki dolup taşsın içimden. Fotoğraflar filmi, defterim de senaryosu olsun.
Tatmadığımız duygularla dolu hayat. Birini bile tatmadan ölmek istemiyorum. Yalanı yaşıyoruz zaten, hepsinin nasıl hissettirdiğini bilerek ölmeli bence. Bu yüzden her şeyi deniyorum; içimde kalan, aklımın bir köşesinde yazılı, kalbimde saklı olan her şeyi. Hayatta güçlü kalmayı da bu öğretir zaten insana: denemek. Yeni deneyimler, sıfır pişmanlık ve yeni başlangıçlar demektir.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CARPE DIEM // Kim Taehyung
Fiksi PenggemarGeçmişi miydi hayatından vazgeçmesini sağlayan, ya da şimdisi miydi? Yoksa, geleceği miydi hayatını elinden alacak olan?