Rick 'in gözünden
Ben rick. Bir şerifim. Her zamanki gibi arabamdayım. Shane de yanımda. Shane benim iş ardaşım aynı zamanda da en iyi dostum. Telsizin hışırtısını duydum elimi uzatırken amacım shane'den önce telsizi alabilmekti. Çünkü arabadaki tek eğlencemiz buydu. Amacıma ulaşmıştım. Shane'nin yüzüne baktım benim ona sırıttığım gibi oda bana sırıtıyordu. Telsize cevap verdim:
-jack, sen misin?
-evet rick, size burada ihtiyacımız var.
-tamam geliyoruz öyleyse. nerdesiniz?
-merkeze giden yolun sonundayız. Arabayı sıkıştırdık silahlı çatışmadayız.
-tamam.
Hemen yola koyuldum. Az sonra oraya vardık. Elimize tabancamızı da alıp arabayı siper aldık. Biraz sonra ilerlemeye başladık. Birden yere yığılıverdim. Omzumdaki kurşun deliğini hissediyordum fakat kurşundan emin değildim. Gözüm yavaş yavaş kapanıyor, beni uyanık tutmaya çalışan shane'i görüyordum. Son kez gözümü açtığımda shane "iyi olacaksın'' diyordu.
Uyandım. Hastanedeydim. Boğazımın kuruluğunu fark ederek ;
- hemşire!
Cevap gelmeyince elimdeki serumu fırlattım ve odamdan koridora doğru çıktım. Gördüklerim karşısında ne yapacağımı bilemedim. Bembeyaz duvarların her yerinde kan lekeleri ; yerde parçalanmış insanlar ve onları yiyen yam yam insanlar. Filmlerde gördüğümüz zombilere benziyorlardı. Aklıma hemen (karım) lori ve (oğlum) carl geldi. Hemen yanlarına gitmeliydim.
Hastanenin bahçesine çıktım. Dışarıdaki durum da aynıydı. Ortalıkta araba yoktu. Bulduğum bir bisiklete bindim.
Eve vardığımda carl da lori de yoktu. Yoksa onlarda mı zombiye dönüşmüşlerdi...Yooo...hayır olamaz... Aklımı yiyip bitiren Düşüncelerden sıyrılıp, diğer odaları aradım. Buzdolabında hiçbir şey yoktu. Bıçaklar da alınmış. Belli ki yaşıyorlar ve kaçmışlar. Ama onları bulmalıydım. Arabanın anahtarını buldum. Hemen binip şehir merkezine doğru yola çıktım. Telsizin sesini duydum:
-orada kimse var mı?
-shane dostum sen misin ?
-evet. Şükürler olsun ki yaşıyorsun. Olanlardan haberin varmı ?
-evet var. Bu insanlara ne oldu böyle. Bütün şehir darmadağın. Ve loriyle carl da yok. Başlarına bir şey gelmesinden korkuyorum.
-korkma onlar yanımda. Rick sen şimdi çatışmada vurulduğun yere gel. Burada bir kaç insan var. Onlarla seni bekleyeceğiz.
- tamam geliyorum.
Onları görünce hemen sarıldım. Sonra shane beni yanındaki diğer insanlarla tanıştırdı:
-Daryl,Merle,Glenn,Magie,Hershel,Beth,T-dog,Carol ve kızı Sophie.
-memnun oldum ben de Rick.
Onlarla tanıştıktan sonra bana, olanları anlatmalarını istedim. O insan yiyen şeylere "yürüyen" yada "aylak" diyorlarmış. Ama daha çok "yürüyen" kelimesini kullanıyorlarmış. Olayın sebebini onlarda tam olarak bilmiyorlar.
Daryl:
-bizim bir kaç tane çadırımız ve bir karavanımız var. Onlarda kalıyoruz. Artık grubumuza katıldığınıza göre bizimle kalabilirsiniz.
-teşekkür ederiz.
-bir de unutmadan şunu söyleyeyim. Bu yürüyenler akşamları daha çok oluyorlar ve biz insanlarla beslendikleri için hergün sırayla birimiz nöbet tutacağız. Eğer karşınıza çıkacak olurlarsa beyinlerine zarar verecek şekilde vurun.
- tamam.
Shane bu günkü nöbetçi olacak. Ve şimdi uyumaya gidiyoruz. Umarım hepimiz yarın sabaha uyanabiliriz...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The walking dead
Hành độngYürüyenlerle (zombilerle) yaşamak... Kendinizi onların yerine koyarak bir de siz deneyin...