YEŞİM
Nefesimi tutmuştum. Aramızda mesafe yok denecek kadar azdı. Beynim sanki o anda durmuştu. Nefesini yüzüme tokatlarını atıyordu sanki. Sanırım kızarmayada başlamış olabilirim. Cezadan bahsediyordu ama o bana bu kadar yakınken bunu düşünemiyordum. Kekelememeye çabalayarak konuşmaya başlayabilmiştim nihayet.
“Sanırım taksit daha iyi.”dedim. ah nalet giresice-lanet okumamak için nalet diyoruz.-sesim titremişti. Dudakları hafif yukarı kıvrıldı. Sırıtır gibi oldu ama ben yine benim hayal ürünüm diye yorumladım.
“Bende öyle düşünmüştüm.”dedi. sanırım cezamın ilk taksitini şimdi ödeyecektim.
“Imm…peki .ceza ne?”kelimeleri tek tek düşünür gibi söylemiştim. Hafif tırsıyormuydum ne? Sırıtışı yüzüne yayıldı demekki hayal değilmiş ha. Başını eydi şuan burunlarımız aynı hizadaydı. Dudaklarını dudaklarıma bastırdı. Ne ben hareket ediyordum ne de o. Bir süre sonra ayrıldı. Alnını alnıma dayayıp gözlerini kapattı. Geri çekildiğinde yine sırıtarak bana bakıyordu. Bu çocuk bugün çok sırıtmıştı. Yüzüm alev almaya başladı. Şuan kesinlikle Meksika biberi yanımda sarı kalırdı. Muzip ve alaylı tavırlarıyla konuşmaya başladı.
“Dur tahmin edeyim ilk öpücüğünü çaldım diye bana kızacaksın..!”dedi. pislik . Ama ne yazıkki kütük mezunu yanlış biliyordu. İlk öpücüğümü o almamıştı. Başımı dik tutarak ona bir bakış attım. Arkasındaki bibloyu inceleyerek vermem gereken cevabı ona söylemek için hazırlandım
“Bu konuda sana kızamam “dediğimde şaşkınlığını gizleyememişti. Hala öpücüğün etkisindeydim çünkü midemde karınca ordusu savaş halindeydi. Buna rağmen güçlüklede olsa sözümü devam ettirdim.”Çünkü ilk öpücüğüm değildi.”dediğimde merdivenlere yöneldim. Kolumu tutmasıyla ona döndüm.
“Ne var “dedim soran gözlerle
“Bu oda ve bu verdiğin takım kimin?” acaba bu kütüğün neye sinirlendiğini bilen varmıydı. Kiminse kimin kardeşim sanane
“Birincisi bana hesap soramazsın. İkincisi bu kıyafetler yeni. Ve son olarak üç ben açıktım kolumu bırak gidip bir şeyler hazırlayalım.” Ne uzun bir cümleydi öyle. Sinirle bana bakıyordu.çatık kaşlarla yüzünüinceledim
“Bir,bütün sorularıma cevap istiyorum. İki bana karşı çıkmayacaksın. Üç yemeği sen hazırla. Şimdi hemen birinci maddeyi uygula.”bunun üstüne koca bir WHAT THE PROBLEM çektim.
“Bir çok beklersin. İki o yemeği tek hazırlamam üç saymayı bırakalım çok saçma oldu.”dediğimde tekrar merdivenlere yöneldim ki sanrım ben bu merdivenleri bugün inemeyecektim. tekrar kolumu tutup sıktı Bay Kütük.
“Yine ne var?”sesimde bıkkınlık tınısı unutmayaraktan. Gözlerini benden ayırmıyordu.
“Soruma cevap ver.”kolumu mor etmişti bile . ve ben buna isyan bayrağı çeken bedenimi es geçemiyordum.bildiğin kırmızı bilenzik yapmıştı.
“k.kolum a cıyor” dediğimde yeni farkına varmış gibi kolumu hızla bıraktı. Ama yumruğunu hala sıkıyordu.Kolumu ovuştudum.
“neden soruyorsun?” acıdan buruşan suratım kendine gelmişti.
“İnatçı keçinin tekisin.” Diye homurdanarak merdivenlere yöneldi. Bende arkasından giderken ayağım boşluğa geldi. Vücudum kendini öne atmaya hazırlanırken tutunacak yer aramıştım. Şayet bulamazsam laminantlarla ilişki paylaşmak zorundaydım. Dirseklerim büyük ve güçlü eller tarafından tutuldu.
“Sakar.”dediğini duyar gibiyim. Bense yapmacık bir tebessümle ona bakıp
“Sağol” dedim. Ne büyük kibarlık ya.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Son Nefeste Sen
RomanceAlacağım her nefeste olabilir miydi? Ya da ben onun varlığında nefes almaya devam edebilir miydim? Aşk herşeydir derler peki aldığım nefes olabilir miydi? *** Bir karar vermiştim ya da üç aylık hayat felsefesi demek daha doğru olurdu. 1-Korkma 2-Çe...