1.

28 1 0
                                    

Merhaba böyle bir kitap yazmamın nedeni madde bağımlılığı nasıl kötü bir illet olduğunu anlatmak Şimdi bölüme başlayacağım ama nasıl başlayacağımı bilmiyorum bir sürü kurgu var şuan aklımda neyse başlıyoruz.
__________________________________

" Sevgimizle birbirimizin cenneti olmazsak, cehennemi yaşamamız kaçınılmazdır Azra, sen benim ölümsüzlük aşkımsın. Gitme Azra, gitme ne olursun, gitmeee! "

Azra yavaş yavaş kendisinden uzaklaşıyordu. Demir ise içine düştüğü bataklığa gömülüyordu. Ellerini uzatmış, sevdiği kızdan yardım istiyordu. O ise umarsız bir şekilde ağaçların arasından kayboluyordu. O kadar konuşkan ve sıcakkanlı olan Azra hiç ses vermiyordu.

Demir son nefesini toplayıp tekrar bağırmıştı.Bir ihtimal tekrar döner diye düşünüyordu. " AZRA GİTMEEE !
SANA MUHTACIM AZRAAA!

Demir bağırarak uyanmıştı. Korkunç bir kabustu. Sevdiği kız kendisini terk ediyordu. Gözlerini ovaladı ve etrafına baktı. Ne bataklıktaydı, ne de ortada korkulacak bir durum vardı.
Terini sildi, daha gün aymamıştı. Gecenin kasvetli rüyasından bir anlığına da olsa sıyrılmıştı.

Serin bir nişan sabahıydı. Haftanın ilk günüydü. Esneyerek uyanan Demir annesinin açtığı balkon kapısından görüşünü okşayan rüzgarın tatlı dokunuşlarıyla kendine geliyordu. Kabusun etkisi kaybolmuştu. İkinci uyku ona ilaç gibi gelmişti. Ama annesinin açtığı kapıdan giren rüzgar için aynı şeyi söylemeyecekti. Bunu için annesine sitemkar bir ifadeyle seslendi:

"Anne kapıyı kapatır mısın ? "

"Uykucu! Okula geç kalacaksın, hadi çabuk! "

"Tamam be anne ,gideceğiz işte, birazdan kalkarım"

Derya Hanım, oğlunun bu sözü üzerine yattığı odanın penceresini de açtı. Demir, rüzgarın sağlı sollu çarpmasıyla etkilenmiş ve yorganı üzerine çekti. Yastığı başının üstüne koydu, deve kuşu gibi kaybolduğunu düşünüyordu. Ama Derya Hanım'ın
elleri onu gömüldüğü çukurdan çıkarıyordu. Yorganı üstünden çekti ve Demir ise şimdi ortadaydı.

" Tamam, kalkıyorum komutan! "

Annesini sonucu üzere oğlu yataktan kalmış ve lavaboya gitmişti. Şimdi rahatlıkla ortalığı toplayabilirdi. Demir aynanın karşısındaydı ve dikkatlice kendine baktı. Gözaltılarında morluklar oluşmuştu ve başı ağrıyordu. Uyanınca hissetmeye başlamıştı. Damarları karıncalanma oluyordu.

"Yeni bir krizi ? " diye kendi kendine söyleniyordu.

Geçen gece arkadaşlarında tuvalete düştüğünü ve arkadaşlarının kendisini zorla çıkardığını hayal meyal hatırlıyordu. Bir partiye gireceklerdi. Sözde eğlenceydi.

Ne berbat bir geceydi. Hele o baş belasını aldıktan sonrasını hatırlamak bile istemiyordu. İlacının kalıp kalmadığını düşündü bir an yoksa.... gerisini bile düşünmek istemiyordu. Titriyordu ve annesinin sesi sanki uzaklardan geliyordu.

"Demir hadi oğlum geç kalacaksın!
Düştün mü yoksa! Çabuk ol! Sen okula ben hastaneye gideceğiz. İkimiz de işi var. Hadi oğlum! Daha kahvaltı bile yapmadık.

Elini ve yüzünü yıkadı. Saçlarını ıslandı.

"Bundan kurtulmalıyım! "

İlk defa kendine itiraf ediyordu. Bağımlısı olduğu maddenin kendisini nasıl  körleştirdiğini, bedenine ve ruhuna ne kadar acı verdiğini hissedebiliyordu. Lavabodan çıkmıştı ve annesiyle göz göze geldiler. Demir gözlerini kaçırmaya çalışsada annesi dikkatlice gözlerine bakıyordu oğlunun. Göz altlarında ki morlukları yeni fark ediyordu. Eşini hastaneye kaldırıldığı günden beri oğluyla yeterince ilgilenmediğini yeni varıyordu. Gördüğü morluklar da bunun bir kanıtıydı belki de.
_________________________

Yazım hatası olabilir ama sorun olmaz  gibi geliyor neyse ilk kitabım isimsiz kızı'nı devam edemiyorum çünkü kurgu gelmiyor. Kusura bakmayın neyse güzel bir bölüm olmuş mu

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jan 13, 2018 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

korkunç bir oyun Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin