Karanlık bir odaya geçelim ve müziği açarak okuyalım ^^
"Bir gece ansızın çekip gitsem diyorum?"
***
Okul sonrası Veralara gidecektim. Karşı binada oturuyordu. Onunla da bi durum değerlendirmesi yapacaktık. Yerde yastıkların üzerinde bağdaş kurmuş oturuyorduk. Tüm konuyu anlatmaya başladım. Sessizce, sadece kafa sallayarak ve ara sıra çayından yudum ala ala dinliyordu. Konuşmamı bitirdiğimde düşünmeye başladı.
"Kanka şimdi bir de şöyle düşün. Furkan ve Deniz buluşmuşlar, seni işletiyorlar. Denizle kavga ediyorsun ve senin yüzüne kapatıyor. Sonra whatsapp tan mesaj atıyor ve 'ben Su'nun arkadaşıyım, onun haberi yok' diyor. Sonra konuşmayı kesiyorsunuz ve birdaha konuşmamak üzere anlaşıyorsunuz. Gecenin köründe ben senden gizli Deniz'e mesaj atıyorum. Onunla tanışmaya çalışıyorum ve o beni tersliyor. Bense ona 'Eylem'in haberi yok, ona söyleme' diyorum. O da onaylıyor. Sonrasında Deniz seni arıyor. 'Hani birdaha konuşmayacaktık' vb. cümleler söylüyor. Sen ise 'Zaten ben seninle konuşmadım' diyorsun. O da 'Vera neyin nesi o zaman?' diyor. Sen 'Vera seni mi aradı?!' diye bağırıp telefonu yüzüne kapatıyorsun. Birkaç gün sonra ben Deniz'e 'Hani söylemeyecektin? Kaç yıllık dostluğumuzu boka sardın, bunu ödeyeceksin!' yazıyorum. Şimdi; ne düşünüyorsun Eylem?" dediğinde biraz düşündüm.
"Kanka şimdi işletmek falan normal şeyler. Ama senin Deniz'e mesaj atman biraz garip, ona takıldığımızın göstergesi gibi birşey olur, yani çocuk öyle düşünür. Ben de bu yüzden sana biraz kızabilirim. " dedim.
"Aynen, yani bunlar kavga etti, sen ise mesajını düşünüyorsun. 'Bunu ödeyeceksin' adlı mesaj. Kanka bence bu kadar düşünmemize gerek yok. Bir şey olacağı varsa zaten olur. Yani 'şimdilik' relax. "
Akşam olunca eve gitmiştim. Erkek kardeşim bilgisayardaydı. O kulaklıkları ondan çok gördüm diyebilirim. Kız kardeşim ise telefondan salak salak youtuberları izliyordu. Ergen ikizler..
Çantamı odama bıraktım ve test çözmeye başladım. Her test çözen inek olmuyor ya..
...
Flashback (geçmiş)
(Su ve Ezra'yla ilk tanıştıkları gün)Çoğu kişinin cehenneme benzettiği liselerden birinin önündeydim. Acaba bahçeye sağ ayakla mı girsem, solla mı? Bir çocuğun beni itmesiyle içeri girdim. "Ya salak mısın belki sol ayağımla girecektim? " diye çocuğa çemkirdim. Acelesi var gibiydi. "Pardon. " diye bağırıp koşmaya devam etti.
Gözlerimi devirdim ve okulun bahçesinde yürümeye başladım. Benden büyük ve tanımadığım yüzlerce insan.. Sevinsem mi, üzülsem mi bilemiyorum.. Okulun içine girip koridorda yürümeye başladım. 9-C sınıfının ikinci katta olduğunu söylemişlerdi. Sınıfı buldum ve besmele çekerek içeri girdim. Sınıfta kimse birbirini tanımadığı için şanslıydım.
En arka sırada bir kızla erkek oturuyordu ve sanırım tek birbirini tanıyan kişiler onlardı. Onların önüne oturmaya karar verdim. Ben otururken kız bana gülümsedi ve "Selam." dedim. Çocuk "Aleykümselam. " dedi. Çocuk tam bir tumblr boyuydu, aşırı yakışıklıydı. Kız da öyle, çok güzeldi. "Tanıştırayım, sevgilim Ezra, ben de Su. " dedi kız, yani Su. "Ben de Eylem. " diyip gülümsedim. Su Ezra'ya öpücük attı. Ezra ise tek kaşını kaldırıp "Öpücüklerini geceye sakla yavrum. " dedi. Bu lafından sonra benim bile yanaklarım kızardı. Ezra'nın kahkaha atıp "Şaka lan on yıllık kankayız biz." demesiyle kahkaha attım. Çok kafalardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mamanur
JugendliteraturOkulun ilk günü annesinin eteğine yapışır ya çocuk, bırakamaz, onsuz kendini yalnız hisseder. Fakat sonra alışır onsuzluğa.. Ben sonumuzun böyle olmasından korkuyorum.. *** Yavaş yavaş adım sesleri geliyordu. Bu sesler kalp atışımı daha da hızlandı...