Bu sefer gözlerimi açtığımda yanımda anneannem, Angie, Lu, Fran ve Cami vardır. Neden annen yok dediğinizi duyar gibiyim. Ah benim dalgın kafam. Ben size söylemeyi unuttum. Benim annem sesi muhteşem olan ve herkes tarafından sevilen bir şarkıcıydı. Hâlâ da öyle. Ama ben daha 5 yaşında iken annem benimle daha fazla vakit geçirmek için şarkıcılığı bırakmış. Ama dedem onu zorla son bir turneye daha göndermek istemiş. Annem de o turnede kaza geçirmiş. Dedem de annemin ölümünden sonra ölmüş. Bu arada Antonio benim gerçek dedem değil. Yani üvey. Neyse. Babam, Antonio ve BS neden yok diye hiç düşünmedim. Olmasınlar zaten. Onları yanımda istemiyorum. Ben böyle düşünürken Angie bana sesleniyordu.
"Vilu!(Violetta'nın kısaltması) Vilu beni duyuyor musun?"
"Ahh , pardon Angie. Dalmışım. Ben neredeyim? Burayı hatırlamıyorum da."
"Ahh! Olamaz! Burayı basıl hatırlamazsın! Burası benim evim! Benim odamdayız!"
"Angie, tamam biraz sakin."
"Nasıl sakin olayım Vilu! Resmen hafızanı kaybetmişsin! Burayı hatırlamıyorsun!"
"Angie, ben daha önce hiç bir zaman senin odana girmedim. Bu durumda odanı da görmedim."
"Haa, tamam o zaman. Neyse. Bence bir süre Sutudio'ya gitme. Sana da ayrı bir ev tutacağım. Bir süre her şeyden uzak durman daha iyi olacak."
"Teşekkürler Angie. Çok düşünceli ve nazik bir insansın. Seni çok seviyorum. Sen benim en sevdiğim teyzemsin!"
"Vilu, senin zaten bir tane teyzen var. Oda benim!"
Teyzemin bu dediğine güldüm. Herhalde başka bir teyzem daha olsa Angie'yi ona göre çoooooooooooook daha fazla severim. O bu zalim dünyadaki en iyi kalpli insan!
"Vilu, senin için çok endişeleniyorum. Tek ben değil. Anneannen, Angie, Cami ve Fran'da senin için çok endişeleniyor. Nasıl söyleyeceğimi bilmiyorum ama Vilu, eğer sen bu sıklıkla üzülmeye devam edersen tekrar kanser olabilirsin."
"Ne!? A-ama..."
Cümlemin devamını getiremeden hıçkırıklara boğuldum. Aklıma kanserken geçirdiğim kötü günler geliyordu. Cidden o zaman hiçte iyi günler geçirmemiştim. Ve tekrar o kötü günlerime dönmek, o günleri yaşamak istemiyorum. Ve şu an tekrar kötü günlerime dönme ihtimalim var ve bu çok yüksek bir ihtimal! Bir günde resmen bir yıllık üzülme kotamı dolduruyorum. Benden nasıl üzülmememi istersiniz! Bu imkânsız bir şey! Ama belkide olabilir. Angie bana bir ev tutacağını söylemişti. Telefon numaramı da değiştirirsek bana ulaşamazlar ve bende üzülmem! Bu durumda da tekrar kanser olup o eski ve kötü günlerime dönmem! Şu an farkettim de ben bunları düşünürken hıçkırıklarım yerlerini iç çekiçleye bırakmıştı. Ama titriyordum. O sırada kapı çalmaya başladı. Ve ardından babamın sesi.
"Angie! Kapıyı açar mısın? Violetta'nın orada, senin yanında olduğunu biliyorum. Artık kapıyı açar mısın? Violetta'yla konuşmam lazım!"
Angie tam konuşacakken elimle onu susturdum. Ayağa kalktım. Odanın kapısını açtım ve uzun olan bir o kadarda ince olan koridorda evin çıkış kapısına doğru yürümeye başladım. Babam ise hala bağırıyordu. Yavaş hareketlerimle kapıyı açtım. Karşımda bizim sınıfa yeni gelenler ve aileleri ile birlikte babam vardı. Bana şaşkın bir şekilde bakıyorlardı. Eminim şu an göz altlarım şiş ve gözlerim kızarıktı. Babam beni bir çırpıda yanına çekti ve sarıldı. O sırada da başka biri beni yanına çekti. Çekenin kim olduğuna baktığımda ise bunun anneannem olduğunu gördüm. Babam sinirlendi ve bağırmaya başladı.
"Ne yaptınız benim kızıma!? Neden ağladı benim Violetta'm!? Ne oldu?"
"Herşey senin, benim kocam olacak pis adam ve Diego yüzünden oldu German! Sizin yüzünüzden benim canımdan çok sevdiğim torunum-"
"Yeter be! Bırakın artık didişmeyi! Sen de git artık baba! Git! Herşey sizin yüzünüzden işte! Öğrendin artık git! Sen gitte ben artık üzülmeyeyim! Anladın mı beni!? GİT ARTIK GİT!"
Onları yanımda istemiyordum. Onlar yüzünden tekrar kanser olabilirim. Ve onların yanında durursam bu garanti. Babamın gözlerine baktığımda bana kırgın ve üzülmüş bir şekilde bakıyordu. Biran babamın kollarında olmak istedim. Onun yanında kalmak istedim. Ama sadece biran. Sona hemen bu düşünceyi aklımdan sildim. Böyle bir şey olamaz. Babam bana bakarken konuşmaya başladı.
"Neden? Neden gitmemi istiyorsun? Anneannenin sözünü neden kestin? Anneannen seninle ilgili bir şey söyleyecekti değil mi?"
"Bunun bir nedeni elbette var German. Ama eğer bunu sana söylersek asla Violetta'yı yalnız bırakmazsın. Ve bu onun için hiç iyi olmaz."
"Angie, nolur nolur söyleyin. Violetta'ya ne oldu?"
"Söyleyemeyiz German. Lütfen zorlama."
Babam hırsla gitti. Zaten en iyisi de buydu...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
4 KIZ (BİR VİOLETTA MASALI)
FantasíaOnlar dopdolu ve eğlenceli bir hayat yaşıyorlardı. Taki Violetta kanser olana kadar. Onun tedavisi için Arjantin den ABD'ye gittiler. Doktorların Violetta için hiçbir umudu yoktu. Ama Violetta kanseri yendi ve herkesi şaşırttı. O olaydan sonra 4 de...