Bölüm pinark93 için :) <3
Multimedya'da Bruce'un şahini var :) Lütfen oy ve yorumları eksik etmeyin :)
İyi okumalar...
-
Sessizlik yeniden uzarken zihnimde dolanan onlarca sorudan birkaçı daha da belirgin hale gelmeye başladı. Belki de bazı şeyleri birinci bir ağızdan duymak daha iyi olur dedim kendi kendime. Bu yüzden sorabildiğim kadar soru soracaktım Henson'a. Tabii dozu kaçırmadan.
"O... Yani Janneth... Onunla nasıl karşılaştılar?" diye sordum. Hikayeyi en baştan dinlemek istiyordum.
"Janneth buraya ticaret için gelen mevsimlik bir tüccar grubunun başındaydı. Anlattığına göre babası emekli bir komutandı, kraliyet ailesine görev yapmıştı. Ama birkaç ay önce hayatını kaybettiği için de bütün malvarlığı kızına kalmıştı. Janneth da babasının emrinde çalışan tüccarların başına geçip, mirası bu şekilde büyütmek istiyordu." dedi düşündüğümden de derinden giriş yaparak. Sonra devam etti.
"Tabi sonradan öğrendik ki hepsi ustaca kurgulanmış yalanlardı." acı bir şekilde gülümsedi, "Onu ilk gördüğümüzde meydan pazarında, çalışanlarının başında duruyordu. Görmen lazımdı Euphemia, o kendinden emin ve ne yapacağını bilen duruşundan etkilenmeyecek biri yoktu. Üstelik öyle güzeldi ki, istisnasız herkesin gözünün üzerinde olduğunu hissedebiliyordun."
İçimde yoğun bir kıskançlık duygusunun yayıldığını hissettim.
"Onunla tanıştığımızda bize oldukça sıcak davrandı. Tabi en çok da Bruce'a. O zamanlar ben on beş yaşındaydım. Bruce ve Janneth benden üç yaş büyüktü. Sonra o ikisi çok iyi anlaşmaya başladılar. Bruce sürekli pazara iniyordu Janneth'i görmek için. Zaten kısa sürede de arkadaşlıktan öteye geçtiler. Her gün beraberlerdi. Ya Janneth buraya geliyordu ya da Bruce pazara gidiyordu. Onların bu ilişkileri ve Bruce'un mutlu hallerinin en büyük destekçileri ise Kont Ranald ile bendik. Bruce'u hiç böyle görmemiştik. Çok mutluydu."
Gözleri bir süre uzağa dalarken az önce duyduklarım karşısında boğazımın düğümlendiğini, yutkunamadığımı hissettim. Gözlerimin dolmaması için mücadele ederken devam etti.
"Ama bir yerden sonra Janneth garip davranmaya başlamıştı. Çok soru soruyordu. Bruce'a, bana, abime... Sonraları onu bazı hizmetçilerle görmeye başladık. Bazılarına rüşvet vermişti, sürekli bilgi topluyor ve o adi Nachton'a iletiyordu. Zeki bir kızdı... En çok da Bruce'un güvenini öyle kazanmıştı ve gözünü öyle boyamıştı ki işlerini kolaylaştırıyordu."
Birkaç saniye durdu ve dudaklarını birbirine bastırdı. Sanki daha devamı vardı ama o anlatmamayı seçmişti. Gözlerini bana çevirdiğinde ifademi normal tutmaya çalıştım. Ama ne kadar başarılı olduğum tartışılırdı eminim. Duygu karmaşamdan öteye geçemiyordum...
Hafifçe içini çekti, "Biraz bahçede gezelim mi Euphemia? Hem Larena Hala'mın boş bir anını kollarsak buradan tüyebiliriz," Gülümsüyordu.
Ben de gülümsemeye çalışarak kafamı salladım. Şüphelendirmemeye çalışıyordum ama en ufak bir şüpheli bakışında elimin ayağıma dolaşacağından emindim.
Çardaktan çıktığımızda şatoya bir bakış attım. Leydi Larena gerçekten de bizi görebileceği asma katlardan birinde sandalyesinde oturmuş, ilgilenmiyormuş gibi yaparak sık sık bize bakıyordu.
Henson güldü, "Bu oyunu sandığımdan da ciddiye almış,"
Hafifçe kıkırdadım. Cidden bundan sonra kale içinde de Leydi Larena'ya rastlamamaya çalışacaktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kurtarıcı ve Mavi
Historical Fiction🔴 HİKAYEYE YENİ BÖLÜMLER EKLENMEYECEKTİR MAALESEF. ______________________ Clarine Moncreiffe, Eilinior Kalesi'nin tek leydisidir. Ama on sekiz yaşına geldiğinde babası tarafından kırk iki yaşında İskoç bir lorda verilir; evlenmek üzere... Başka hi...