-Taehyung-
Parktan çıkıp birlikte sokakta yürürken ikimizin de akşam bir şey yemediğimizi fark ettim. Yanıma dönüp Ae Mi'ye,
"Açsın değil mi?" diye sordum. Ardından devam ettim.
"Buraları pek bilmem, bu saatte açık olan bildiğin bir yer varsa hadi gidelim."
Heyecanla büyüyen gözleriyle bana bakarken,
"Hadi gidelim! İki sokak ilerideki ahjummayı da özledim." dedi.
Ellerimiz ceplerimizde yolda yürürken telefonumu cebimden çıkardım ve Ae Mi'ye dönerek,
"Sana bir şey göstereceğim." dedim.
Merakla bana dönerken,
"Neymiş bakalım." dedi.
Galerime girip yazın yıldızları izlemek için gittiğimiz Han Nehri'nde çektiğim Ae Mi'nin fotoğrafını gösterdim. Evet, fotoğrafı çekerken gizlice yapmıştım ama şimdi gizli olmasını istemiyordum.
"Saçların rüzgardan uçuyordu ve sürekli yüzüne geliyordu. Elinle saçlarını düzeltmeye çalışırken seni bu kareye kaydettim."
Söylediğim her söze ya da ona karşı yaptığım her şeye gülümseyerek karşılık vermesi her zaman beni de gülümsetiyordu. Seul'e tekrar döndüğümüzde tedavi sürecim başlayacaktı. Bu zamanlar belki de onunla geçirdiğim son zamanlardı. Hemen yoruluyordum ve başıma giren her sızıyla anlık hafıza kayıplarım oluyordu. Şimdi onun da dediği gibi anı yaşıyordum.
Birlikte Ae Mi'nin götürdüğü o küçük ama sıcak yere girdikten sonra birlikte yemek yemiş, yemekten sonra uzunca oturup sohbet etmiş ve geçen saatin farkına vardıktan sonra da hesabı ödeyip hızlıca oradan çıkmıştık.
Eve geldiğimizde annesi bizi kapıda karşılamış gülümseyerek içeri geçmemizi söylemişti. Annesinin, Ae Mi'yi her gördüğünde çok mutlu olduğunu hissedebiliyordum. Yaptıklarıyla ve yaşantısıyla gurur duyan bakışları vardı. Annelik böyle bir şey miydi? Ben hiç sahip olmadığımdan nasıldır bilmiyorum.
Ayakkabılarımızı çıkarıp içeri girdikten sonra Ae Mi bana uyuyacağım odayı gösterdi. Odaya girip içeride yürümeye başlayınca birden döndüm ve Ae Mi'ye bakmaya başladım. "Ne var?" dercesine başını salladı ve ardından,
"Her yerin Taehyung koktuğu bir yerde uyumayı tabi ki isterdim ancak bu evde annem ve babam var." dedi yalancıktan bir iç çekerek.
"Hadi hadi gel sarılayım." dedi kollarını açarak.
Uyumadan önce son bir kez sarıldıktan sonra odadan çıktı.
Bir daha hiç sarılamayacakmışım gibi sarılmıştım. Öyle ki kokusunu içime çekerken ciğerlerimde daha fazla havaya yer kalmamıştı. Kaburgalarımın içinde saklamak istiyordum onu, öylesine sıkarak sarılmıştım. En son o, "Boğuluyorum." deyince bırakmıştım onu. Onunla daha çok vakit geçirebilmeyi dilerdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CARPE DIEM // Kim Taehyung
FanficGeçmişi miydi hayatından vazgeçmesini sağlayan, ya da şimdisi miydi? Yoksa, geleceği miydi hayatını elinden alacak olan?