29.Bölüm Selim ile ben-

4.3K 228 46
                                    

Evet bu sefer sizi çok bekletmediğimi düşünüyorum. Bugün dersanem bitti ve 1 haftalık tatile girdiğim için yazayım dedim yarın köye gideceğim için çok fırsatım olmayacak çünkü köyde internet yok ama okul açılmadan bir şey olmazsa yeni bölüm atıcam tabi bu birazda gelen yoruma ve voteye bağlı. Diğer türlü içimden hiç yazmak gelmiyor.Bölümleri de uzun yazdığımı düşünüyorum. Attığım bölümler çoğunlukla 2100 kelimenin altına düşmüyor ve inanın ki 2100 kelime yazmak göründüğü kadar da kolay değil.

Bu bölümü askerlerimize ve şehitlerimize ithaf ediyorum. Sizin içinde onlara 3 İhlas bir Fatiha suresi okumanızı rica ediyorum. Haber izlemediğim için çok bir bilgim yok savaş hakkında tek bildiğim  Askerlerimiz  bizim için canlarına dişlerine takıyorlar. Gerçekte yanlarında olamasakta Dualarımızla onlarla olalım. Allah milletimiz için hayırlısı Eylesin.

İyi Okumalar :)

Ben Damla'yı çağırmak için yukarı çıkarken Ahmet , Eymen'e

"Bugünlük barış ilan edelim,  geç otur ,git desem gitmezsin zaten Yeşim'i bırakıp." Dedi.

Bu davranışı beni gülümsetti. Aslında birbirlerini tanısalar çok iyi arkadaş olabilirler.  Kafamı çevirip Eymen'e baktığımdan kalktığı koltuğa geri oturdu.   Önüme dönerken Ferhat ile göz göze geldim. Soru dolu gözlerle bana bakıyordu ama aynı zamanda çözemediğim bir şekilde beni de inceliyordu.  Aman birde Ferhat'ın bana garip bakışlarını düşünemeyeceğim. Bana ne.

Odaya geldiğimde Damla'yı yatağın kenarında oturur bir şekilde boş boş duvara bakar şekilde gördüm.

"Damla." Dedim. Bana dönüp;

"Efendim." Dedi.

"Hadi gel sen de açsındır Ahmet pizza söylemiş gel yiyelim." Dedim. Ben öğle yemeği de yememiştim ve baya açtım.

"O gerçekten iyi mi?" Diye sordu. Biran ne diyeceğimi bilemedim. 

"İyi." Dedim. 

"Ahmet ya ona bir şey yaptıysa, biz burada sakince oturup ne yapıyoruz?" Dedi.

Yanına gidip bende bir kenara oturdum ve elimle kolunu sıvazlayıp;

"Damla ." Dedim ve derin bir nefes alıp gülümseyerek,

"Yolda benimde aklımdan bir sürü şey geçti ve bu kötü düşünceler Ece'yi görene kadar da devam etti ama bir düşünsene, Ahmet ,Ece'ye bir şey yapmış olsa Ece burada olur muydu. Ona tecavüz etmiş ya da tecavüz etmemiş olsun Ece kendi isteği ile beraber olmuş olsun sarhoş kafaya sence bunu kendi  evinde mi yapar ya da Ece bu şekilde giyinik mi olur." Dedim.

Biran kendimi kötü hissettim. Ahmet'e büyük bir haksızlık yaptığımı anladım. Çocuğun üstüne kapı açılır açılmaz saldırmış ve aynı şekilde içeride de  ona suçlayıcı bakışlar ile bakmıştım. Ben de bir yerde haklıydım ama o Ahmet'ti işte. Sınıf dışında çok bir bağımız olmasa da tanıyordum işte onu. Biraz sağ duyulu olmam lazımdı. Sonuçta Ece de onun arkadaşıydı. Yeri gelir hep beraber güler yeri gelir hep beraber ağlardık bazen. Genelde bu ağlanmalar derslerle ilgili olurdu ya:)

"Haklısın ama bir kaç gün  önce  hastaneye bir kız getirildi." Dedi gözünden bir Damla yaş düşerken,

"Kız perişan haldeydi. Kıyafeti yırtık pırtık vücudu yara bere içinde kalmıştı."  Dedi ve tepkimi ölçüp devam etti. 

"Kıyafet dedim ama ona artık kıyafet denmezdi artık ,her tarafı yırtıktı." Dedi gözlerinden yaşlar akmaya devam ederken. Kıza üzülmüştüm.

"Yeşim erkek arkadaşı ona tecavüz etmiş." Dedi hıçkırarak ağlarken. Kendime çekip sarıldım. Hastane de staj gördüğü için bu tip vakalarla   nadiren de olsa karşı karşıya gelir bir kaç gün üzgün dolaşırdı. Geçen sene de  hemşire olarak bakmakla görevlendirildiği kadının kalbi gözlerinin önünde durmuş ve kalp masajı yapmasına rağmen onu kurtaramamış. Bunun gibi bir kaç olayda da böyle olmuştu. Gelip yanımıza ağlamıştı. Ben üzülüyordum ama görmediğim için ağlamak gibi tepkiler vermiyordum. 

MASKELİ KIZ (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin