Bu hikayeye çok sık yeni bölüm atmıyordum ama attığım her bölümü kendim yaşıyormuş gibi yazıyordum. Hayalim vardı. SHINee'yi bir kerecik görmek. Çok düşük bir ihtimal, onlara sarılmak...
Jonghyun aramızdan ayrıldığında bu hayallerimin hepsi ölmüştü. Bir hafta boyunca yas tuttum. Bir dahaki hafta düşündüm durdum... Üç hafta geçti, üyeler mektup paylaştı. İşte o mektuplardan sonra anladım ki, Jonghyun'u bir kalp ağrısı olarak değil, bir gurur kaynağı olarak hatırlamalıydık.
Kibum'un da dediği gibi, Jonghyun'un yerini doldurmaya çalışmayacaklardı/çalışmayacaktık. Aksine her seferinde onu hatırlayacaktık. Çünkü Jonghyun her zaman gittiği yerden kardeşlerini ve SHINee World'ü izliyor olacak.
Jonghyun hakkında yazmak, anlatmak istediğim o kadar çok şey olmasına rağmen, acımı içimde yaşayan biri olarak kendimi ifade edebileceğimi düşündüğüm bir video hazırladım. Bu benim Jonghyun'a düzgün bir şekilde veda etmek için elimden gelen en iyi şeydi sanırım...
-
[Videonun açıklama kısmı]
Bu videoyu yapmak benim için ne kadar zor oldu anlatamam ama Jonghyun'a en azından düzgünce veda etmem gerektiğini düşündüğümden bu videoyu yaptım.
Jonghyun'u kaybettikten sonraki ilk bir hafta öyle zor oldu ki... Hayat devam ediyordu evet ama sadece nefes alıyordum ve yapmakta zorunlu olduğum birkaç şeyi daha yapıyordum. Etrafa donuk gözlerle bakıyordum. Herkesten "Ne oldu?", "Neden ölü gibi dolanıyorsun?" ve bazen de şakayla karışık "Hayırdır, hayattan mı bıktın?" tarzı sorular alıyordum... Bunu sadece ben değil, hepimiz duyduk belki de... Cevap vermek zor ve bazen de gereksizdi. Çünkü etrafımızda bizi anlayacak kimse yoktu. Bizi sadece biz anlayabilirdik. Gerek sosyal medyadan, gerekse arkadaş çevremden bana destek olan birkaç kişi dışında, acımı kimseyle paylaşmadım. İnterneti açmak kabusum olmuştu... Jonghyun'un fotoğrafları her yerdeydi ve hepsinde #RIP etiketi vardı. Her gün, bu gerçek yüzüme daha sert bir şekilde vurmaya başladı.
Aradan bir hafta daha geçti. İki hafta olmuştu. Bu haftayı düşüncelerle geçirmiştim.
"Jonghyun her zaman çok iyiydi ama değeri şimdi mi anlaşıldı..?"
"Ben Jonghyun olmadan Kpop dinleyebilecek miyim?"
"Hani zaman geçtikçe acısı azalacaktı? Ben neden her geçen gün daha kötü hissediyorum..?"
Birçok soru sordum kendime. Belki de birçoğunu yanıtsız bırakmıştım... Ama bazılarına net cevaplar verdim. Bunlardan biri Kpop dinleme konusuydu.
Telefonumdaki tüm şarkıları sildim. Sadece 30 tane kaldı ve onlar da Jonghyun'un solo şarkılarıyla SHINee şarkılarıydı. Benim için Kpop artık sadece SHINee'den ibaretti. (Bunu 3.haftanın sonlarına doğru yaptım.)
Üçüncü hafta...
Jonghyun'un biricik kardeşleri, her gün "Acaba ne yapıyorlar?" diye merak ettiğimiz, Onew, Minho, Taemin ve Key birer mektup paylaşmıştı.
Devam edeceklerini söylüyorlardı. SHINee devam edecekti. Ama Kibum'un da dediği gibi, Jonghyun'un yerini doldurmaya çalışmayacaklardı. Hepimiz biliyoruz ki, Jonghyun her zaman kardeşlerini ve SHINee World'ü izliyor olacak. Bizler onun yerini doldurmaya çalışmak yerine her seferinde onu hatırlıyor olacağız.
Üyelerin o mektuplarından sonra anladım ki, Jonghyun'un fotoğraflarını görmek veya şarkılarını dinlemek kalbimizde bir burukluk hissettirecek olsa bile, O gurur duyulacak biriydi ve aramızdan ayrılırken bile bizi düşünmüştü. Çok acı çekmememiz için dua ediyordu... Gitmeden önce bize şarkılarını ve o sıcacık gülümsemesini bırakıyordu...
İşte bu yüzden, Jonghyun'u bir kalp ağrısı olarak değil, bir gurur kaynağı olarak hatırlamalıyız. Evet, tabii ki sesini duyduğumuzda içimizde bir sızı oluşacak, fotoğraflarını gördüğümüzde buruk bir gülümseme ile bakacağız ama onunla gurur duymalıyız. Bize bıraktığı onca güzel şarkı için...
Yaptığı onca güzel iş için...
En yalnız hissettiğimiz anda ellerini uzattığı için...
Mesafelerin sevgiye engel olmadığını öğrettiği için...
Her şey için... Ona minnettar olmalıyız. Kim Jonghyun, çok şey yaşadı. Çok zahmet çekti. Bu güne kadar çok iyi şeyler yaptı ve çok çalıştı.
Artık dinlenme vakti Jonghyun... Orada huzur içinde yat ve geldiğimiz zaman kollarını açarak bizi kucakla. Seni çok seviyoruz ve seni hiç unutmayacağız.-
Seni çok seviyorum Jjong. Seni hep seveceğim ve hatırlayacağım.
"Ve zamanı geldiğinde, sen kollarını açmış beni beklerken, ben sana koşacağım."*Şu zamana kadar hikayeyi okuyup benimle birlikte hayallerimi paylaşan sizlere de çok teşekkür ederim. Güçlü olun. Çok iyi işler yapıp, çok çalışmalıyız.❤
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TaeMin
Fanfiction"Hayallerimiz neden gerçek olmuyor?" "Hmm.. Belki de hayallerimiz gerçekleşmeyecek kadar mükemmel ve bize aittir." Kapağımızın yapımı: Bright Photoshop. ' a ait. Facebook sayfalarını ziyaret edebilirsiniz~