"Mezarlıktan korkanın sevdiği ölmemiştir.""Hey sakin!" diye araya girdi öbürü bende yanlışlıkla gibi yapıp numaramı isteyenin üstüne kokteyl döktüm
"Ah..çok çok özür dilerim" dedim af dilercesine beni dinlemeden masadan ayrıldı tabi kardeside arkasından.
"Oğuz kavga çıkarmasan olur mu?" dedim iki kaşımıda kaldırarak.
"Ne yaptım ya?" dedi kaşlarını çatıp
"Kavga çıkarsa babam daha çok kızar." sorun onun kızması falan değil ucunun bana dokunması.
"Kızarsa kızsın kimin umrunda sende bir daha o çocuklarla konuşmayacaksın zaten bir daha eve gitmekte yok." ney Allah'ım sokağa düşmek için çok gencim.
"Oğuz babam delirir sonra öldüresiye döver beni." dedim korkulu gözlerle ona bakarken
"Sıkıyorsa, sıkıyorsa dokunsun bakalım ben varken hiçbir bok yapamaz." Oğuz sinirlenmisti.
Tam bir şey diyecekken nikah memuru geldi ve bütün gözler babamlara döndü. Kadının oğulları da onlara yakın bir masadaydı.
Nikah memuru ağzında bir şeyler geveledi sonra kadın evet dedi ardından herkes alkışlamaya başladı. Nikah memuru aynı şeyi babama geveledi. O kadar hayır desin istedim ki sanki geçen her saniye için anneme daha çok ihanet ediyormuşum gibiydi. Babam gür bir sesle 'EVET' dedi. Yanağımdan bir damla süzülürken ne ara gözlerimin dolduğunu farketmemistim.
Kolumdan birisi tutup beni çıkışa doğru sürüklemeye başladı. Oradan ayrıldığımızda onun Oğuz olduğunu farkettim. Beni arbaya bindirip kendi de sürücü koltuğuna geçti. Hızla sürmeye başladığında biraz olsun sakinleşmiştim.
Araba durduğunda nereye geldiğimize baktım. Burası annemin olduğu mezarlıktı.
Ah,ne güzel bir adama aşık olmuştum öyle. Sol tarafımdaki boşluğu ufak bir yer bile kalmadan doldurmuştu.
Benim ne istediğimi sormuyordu,hissediyordu. Bu kendime itirafım en güzeliydi.
Annemde sever onu hemde ideal damat olarak.
Oğuz arabadan inmiş beni bekliyordu. Bende hızla arabadan inip onun boynuna atladım ve sıkı sıkı sarıldım. Kokusunu içime çektim demek ne güzel olurdu ama yapamadım bendeki cesaretsizlik.
Arabadan indiğimde Oğuz'sa arabasına yaslanıp kollarını birbirine geçirdi.
"Bekliyorum seni." ilk defa Oğuz'un bu kadar düşünceli davrandığını görüyorum.
Annemin mezarının başına geldiğimde dizlerimin üstüne oturdum. Öylece baktım. Hatırlamaya çalışıyorum simasını,gülüşünü,kızım deyişini yok kocaman bir boşluk. Unutmam diyordum ama gün geçtikçe unutuyorum. Hatırlıyorum bazen, unutmamak için o kadar zorluyorum ki zihnimi yine de beceremiyorum. Kendime kızıp telefonumdan annemin resmini açtım. Ne kadarda soluk yüzü ne kadarda çaresiz görünüyor,gözleri çökük o kadar yorgun gözüküyor ki. Yıpranmış simsiyah saçları, delik ayakkabıları...
Omzunda babamın destekleyen eli sadece eli gözüküyor karaladım babamı. Önceden lafta çok aşıklarmış birbirlerine şimdiyse babam görkemli bir düğünde damat. Sessizce ağlamaya başladığımı telefonun ekranına düşen bir damlayla anladım. Telefonu kapayıp mezara sarıldım. Önceden mezarlıklardan korkardım tâ ki en sevdiğimi kaybedene kadar.***
Uyandığımda eve geldiğimizi farkettim. En son annemin kucağında yatıyordum. Ne yani Oğuz beni taşımış mıydı? Kendini özel hissetme Melis! Kime olsa aynı şeyi yapardı. Ayağa kalktığımda üstümün değiştirilmiş olduğunu farkettim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAHTE SEVGİLİM (TAMAMLANDI)
Novela JuvenilSahte bir sevgili ne kadar kötü olabilir ki? Zorunda olmak dünyanın en kötü şeyidir aslında ama bir zorunluluk benim aşık olmama sebep oldu. İlk önce pek anlaşamadık hala anlaşamıyoruz neyse ya lafı kısa keselim zaten gelince görürsün ;) Küçükken y...