Firar ve Kan

224 88 50
                                    

           

Yılmaz gözlerini askeri bir aracın içinde açtı. Kendine gelmeye çalışırken, etrafını incelemeye başladı. İki tane karşılıklı sıra da kendi ile birlikte altı kişi vardı. Şoför ve yanında ki adamla birlikte sekiz ediyordu. Adamların hepsi askeri kıyafetler giymişti. Kolunda yüzbaşı rütbesi olan adam "Merhaba asker!" dedi. Bu adam Kaplan'dan başkası değildi. İkisi de gülmeye çalıştı, fakat aldıkları yaralardan dolayı kesik kesik gülebildiler. Yılmaz "Ama nasıl olur? Sen bunu nasıl başardın?" dedi.

Bir gün önce:

Kaplan aldığı panzehirlerden dolayı oldukça bitkin düşmüştü. Teressa Kaplan'ın üstünü değiştirmiş ve onu temiz bir yatağa yatırmıştı. Tıp Fakültesinde olduğu için bu konularda bilgiliydi. Eczaneden aldırdığı ilaçlarla bir serum hazırlamış ve Kaplanın koluna takmıştı. Kaplan ise bitap düşmüştü. Her yerinde çürükler ve burkulmalar vardı. Teressa ise bir yandan sevgilisinin baş ucunda bekliyor diğer yandan da Edward'ın uyuşturucu ticareti yaparken çekilmiş fotoğraflarına bakıyordu. Her ihtimale karşı onun da fotoğraflarını çektirmişti. Fotoğrafları bir zarfa koydu ve yeni sipariş ettiği buketin içine yerleştirdi. Bir tane de eski bir tuşlu telefon aldırmıştı. Onu da kuryeye verdi ve Edward'a vermesini söyledi. Kurye aldığı yüz dolar bahşişten sonra, sevinçten hoplaya zıplaya evden ayrıldı. Balina Restoran'dan ayrılıp Teressa'nın evine gelmişlerdi. Etrafını incelemeye başladı. Kırmızı koltukları ve plazma televizyondan oluşan sade bir oturma odası vardı. Bir mutfağı, denize bakan bir terası ve geniş bir yatak odası vardı. Televizyonu açmayı düşündü fakat sevgilisi uyanır diye açmadı. Kaplan'ın yanağına nazikçe bir öpücük kondurdu. Ardından o da tekli koltuğa geçti ve beklemeye başladı. Bir saat sonra bilgisayarından kuryenin odaya girdiğini ve telefonu verdiğini gördü. Yurdun güvenlik şifresini kolayca buldurmuştu. Edward oldukça sıkı korunuyordu. Kapıda iki tane polis her zaman nöbet tutuyor, içeriye girenlerin üstü aranıyordu. Bunun sebebi Kaplan'ın firari durumda olması ve Edward'ın polisleri Kaplan'ın geri dönüp onu öldüreceğine ikna etmesinden kaynaklanıyordu. Yeni aldırdığı tuşlu telefonu ile Edward'ı aradı. Edward telefonu açtı:

-          Merhaba Teressa

-          Ben olduğumu nasıl anladın?

-          Senden başka kimse bunu yapamaz.

-          İfadeni değiştireceksin! Ya da Yılmaz'la aynı hapishaneyi boylarsın

-          O halde kadınlar koğuşunda da sen olursun! O işlerin hepsini beraber yaptık.

-          Şimdi o zarfı aç ve bak fotoğraflarına!

Edward zarfı açtı ve uyuşturucu alışverişi yaparken ki fotoğraflarını gördü. İstifini bozmadan "Biz seninle arkadaşız ama sen bana ihanet ettin demek!" dedi. Teressa "İfadeni değiştirecek misin?" dedi. Edward "Asla! "Dedi. Teressa ciddileşti ve "O halde hapse gireceksin. Söyle bana buna değer mi? "Dedi. Edward "Hatırlıyor musun ilk tanıştığımızda seni sarhoş edip odama götürmüştüm ve tatlı bir video çekmiştim?" dedi Teressa "Ben sana o videoyu sildirmiştim! Ayrıca bunlar Kaplan ile tanışmadan önceydi." Dedi. Edward keyifle arkasına yaslandı ve "Eğer ben özgürlüğümü kaybedersem o video bir şekilde Kaplan'a ulaşır. Ardından da sen sevgilini tekrar kaybedersin!" dedi ve telefonu kızın suratına kapattı. Teressa o videoyu sildirmek için Edward'a bir sürü para vermiş ve Edward'ta videoyu silmişti. Teressa sevgilisini daha yeni bulmuşken tekrar kaybetmeyi göze alamadı ve sessizce ağlamaya başladı. Edward eski okuldayken bir sürü insanı türlü hileler ile tuzağa düşürmüş ve istediğini elde etmişti...

Birkaç dakika sonra Kaplan gözlerini açtı ve Teressayı ellerinden yakalayarak kendine çekti. Gözyaşlarını parmakları ile sildi ve gülümsemeye çalıştı. Tam kız konuşacakken onu susturdu ve "Edward'ı ikna edemedin galiba" dedi. Teressa şaşkın bir şekilde "Ama nasıl bildin?" dedi. Kaplan "İkna edebilseydin ağlamazdın. Neyse, hadi sen bir çorba yap da içir sevgiline "Dedi. Teressa gülümseyerek "Az önce ölümle burun buruna geldik ve şimdide çorba istiyorsun öyle mi?" dedi. Kaplan sevgilisinin iki elini de şefkatle öptü ve "Bu sıradan bir çorba değil. Senin kendi ellerine yaptığı bir çorba "dedi. Teressa sevgilisini bir kez daha öptü ve mutfağa gitti. Kaplan kızın gitmesini bekledi ve telefonunun rehber ini açtı. Adaya geldikleri ilk gün ikna ettiği polis memurunun telefon numarasını aramıştı. Adam'a kendisi gibi başka yardımsever bir komutan ya da komiser olup olmadığını sordu. Polis memuru Kaplan'a bir yüzbaşının numarasını verdi. Burada rüşvetle iş yaptırmak oldukça yaygındı. Kaplan planını çoktan yapmıştı. Yüzbaşını arayıp güzelce konuştu ve adamı iki saat sonra bir buluşma noktasına çağırdı. Ne konuşacağını söylemedi ama işin ucunda büyük paralar yattığını belirtti. Bu sırada Teressa geldi ve sevgilisine çorbasını içirmeye başladı. Kaplan çorbasını bitirince "Şimdi senden istediğim adamlarla bana bir buluşma ayarlamanı istiyorum" dedi. Teressa "Demek planını kurdun." Dedi. Kaplan "Bana torbacıların başında ki adam, konsomatris kadınlarının maması ve iki tane de teşkilatınızdan silahlı adam gerekli" dedi. Teressa'nın yüzü saçlarıyla aynı renk oldu ve Kaplan'ın boğazına yapışarak " Ne konsomatrisi ulan! Sen ne diyorsun!" dedi. Kaplan bir an nefes alamadı ve kızı iterek kendinden uzaklaştırdı. Kaplan "Benimle bir alakası olmayacak! Sadece planın bir parçası." Dedi. İkisi de hazırlandı ve buluşma noktasına gittiler. Önce yüzbaşı geldi. Kaplan" Hapishaneden çıkaracağımız bir mahkum var" dedi.

Zamanda Kaybolan GölgelerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin