Old Masked Lady

1 : BigHitte Yaşlı Dalgası

Bu benim hayalimdi Soo Min diyerek önüme dönmemin ardından masada yayılmaya devam etmiştim. Bighitte çalışmak gerçekten benim hayalimdi fakat yinede bunu bir büyükanne kılığında yapacağım kısım hepimiz için beklenmedik olmuştu. Aslında daha da doğru anlatacak olursam bu 3 gün öncesine dayanıyordu.
Bighite makyözlük için başvurmuş sıradan yarı koreli bir kız iken çok parlak olduğuna inandığım form kağıdımın gerisin geri döndürülmesiyle BigHit'in sert kurallarıyla yüzleşmiş oluyordum.

Madde 1
" Bayan katılımcılar 40 yaş ve üzeri veya evli yahut nişanlı olmalıdır."

Daha ilk madde olsa bile beni direk eleyen maddeydi. Kafamı ellerim arsına yerleştirerek oturduğumuz masada Mark ve Soo Min ikilisine baktım.

Cidden!

İkiside kıkırdaşırken o kadar umutsuz hissesiyordum ki hayattan nefret ediyorum.
Neden bir makyöz olmam için evli olmam gereksin ki!? İnanamıyorum. Çareler düşünürken saçmalıkta adeta sınır tanımıyordum.

" Benimle evlensene yâ Mark. "

Diye homurdandığımda bana şaşkınlıkla bakan Mark'ın gözleri adeta yerinden fırlayacak gibi duruyordu; Soo Min ise bir gram içtiği içecekte boğulmuştu.
Bende bu aptal öneriyi ortaya atmayı planlamıyordum. Mutsuzluktan ne saçmaladığımı bile bilmiyorum. Bir süre süren sessizliğin artından Mark'ın attığı kahkaha ile Soo Minde ondan farksız görünüyordu. Gerçi ikisinden ne bekliyorsam. Sormak benim aptalığım.

Mark
" Delirdin mi? "

Mark'ın delirdin mi demesiyle yüzümü buruşturdum. Bunu ciddiye almadığını umuyordum. Alt tarafı ufak bir yardım istemiştim. ( Alt tarafı evlenelim dedi yani ne var bunda?😂😂 )

Soo Min yüzümü kavrayarak ateşime bakmaya çalıştığında yanaklarımı şişirdim.

Soo Min
" İyi değilsin sen. "

Soo Min daha da endişeli bir hale bürünürken Markın dalgası sinirimi bozuyordu.

Mark
" Hadi canım. "

Gözlerimi kısarak Mark'a delici bir bakış attım.

" Bende sana meraklı değilim. "

Dedi az önce evlilik teklifi eden kız...

Yüzüne alaycı bir sırıtış yerleştirmişti. Her zamanki Mark işte.

Mark
" Bana evlilik teklifi ettiğini hatırlatmak isterim. "

Dudağımı dişledim. Hatırlat canım hatırlat.
Kırk yılda bir hata yapmışım. Ne olmuş!?
Bana imalı gözlerle bakarken oyuncu bir ifadeyle sırıttım.

" Sende inandın mı? "

Gözlerini devirdiğinde bende kafamı masaya gömmüştüm.Evet, gerçekten de normal bir konuşma şeklimiz vardı değil mi? Ama Mark ve Soo Min yakınım oldukları için bu halime alışkın olduklarını düşünüyordum. Ne diyebilirim ki delinin tekiydim! Bu BigHit meselesi ise bir buçuk karış havada olan başımın uçup gitmesini sağlamıştı. Bir süre daha konuşmamızın ardından Soo Minle eve geçmiştik. En az benim kadar deli olan ev arkadaşım Soo Min'le. Ahh o evin çökmemesine şaşırıyorum. Eve geldiğimizde kendimi koltuğa atarak gözlerimi kapattım. Oldukça ağır bir gün olmuştu.

Soo Min
" Ne yapmayı planlıyorsun? "

Soo Min'in sesiyle kafamı kaldırdım. O kadar tuhaf bir konumdayım ki sen düşüne biliyor musun diye sor. Soo Min yanıma oturarak durum değerlendirmesi yaparken dik oturarak kafamı omzuna yasladım.