O gün yeni açılan pasta kursuna gitmek için sabırsızlanıyorsun. Ve pasta kursunun açılmasına 1 saat kala sen hazırlanırsın. Üzerine aşağıdaki kıyafeti giyersin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Dışarı çıkarsın ve arabana binip pasta kursuna doğru yol alırsın. Pasta kursuna geldiğinde öğretmen(şef) daha gelmemiştir. Siz öğretmen gelene kadar öğrencilerle el sıkışıp tanışmışsındır. Ve sıra gelir Jimin'e sen onu tanımadığın için - Merhaba ben (Adın) dersin. Jimin'de - Bende Jimin tatlı kız diyerek elini sıkar. Sen Jimin'in havalı tavrından hoşlanmışsındır. Öğretmen gelir ve hepiniz ile tanışır. Sıra Jimin'e gelir sen Jimin'i tanımak için onu can kulağı ile dinlersin. Ve aynı yaşta ve burçta olduğunuzu anlarsın. Sıra size gelince Jimin'de sizi can kulağı ile dinler. Öğretmen hepinizi tanıdıktan sonra 2'li gruplar şeklinde pasta yapacağınızı söyler ve herkezi grup yapar. Öğretmen - (Adın) ve Jimin siz 2'niz bir grupsunuz. Der ve sen içinden - "yaşasın" dersin ve aynı şekilde Jimin'de - "yaşasın" der. Sonrasında sen ve jimin mutfağınıza gidersiniz.Ve öğretmenin verdiği tarifin malzemelerini çıkarırken elini şekere uzatacakken sağında ve solunda iki el olduğunu görürsün. Ve heycanlı bir biçimde önüne dönersin. Aranızda çok az bir mesafe vardır. Jimin - Sen zahmet etme ben alırım. Diyerek sırıtır sende heyecandan kırazmışsındır. Jimin gülüyordur ve pasta yapımına başlamışsınızdır. Jimin pasta yapmayıp seni izliyordur. Sen çok utanıyorsundur. Ve pasta kremasını yapmışsındır. Jimin parmağını batırıp - Hmmm güzel olmuş. Demiştir ve senin parmağını tutup kremaya batırır. Ve - Tadına baksana. Demiştir. Sende gülerek - Senin gibi tatlıymış. Dersin Jimin güler ve o gün pasta kursu bitmiştir. Sen pasta kursundan çıkarken Jimin size - (Adın) bakarmısın? Diyerek yanına gelir sen - Efendim Jimin. Dersin Jimin - Araban var mı? Diye sorar sende gelirken vardı ama bakıma gönderdim. Dersin Jimin - Bir sıkıntı olmazsa benimle gelebilirsin. Diyerek gülümser sende - Sen nerede oturuyorsun belki ters yöndür sıkıntı olmasın? Dersin Jimin oturduğu yeri söyler ve aynı apartmanda oturuyorsunuzdur. O gün Jimin ile evinize gidersiniz. Eve girer girmez kendini yatağa atarsın. Daha sonra pijamalarını giyip telefon ile oynarsın. Jimin evde sıkıldığı için senin kapını çalar sen yorgunca - Kim o? Dersin Jimin - Benim Jimin. Der ve sen heyecanlanırsın üzerinde ki pijamalardan utanarak kapıyı açarsın Jimin'in üzerinde de pijamalar vardır. Sen ona fark ettirmeden gülersin Jimin bunu görür ve sana - Gülme ya, seninde benden bir farkın yok. Der gülerek Sende - Öyle mi? Deyip tatlı bir biçimde Jimin'e vurarsın. Jimin - İçeri girebilir miyim yukarıda çok sıkıldım da? Der sende - Tabii ki. Dersin ve Jimin içeri girer ve oturur. Sende - Kahve içer misin? Diye sorarsın Jimin - Gerek yok aslında senin ile birşey konuşucam. Der sende yanına oturup - Tabii. Dersin Jimin - Dalga geçmek yok ama! Der sende - Tamam Jimin hadi. Dersin Jimin : - Daha yeni tanıştık hatta bir gün bile olmadı. Der ve senin elini tutar - Ama nasıl olduysa sana karşı bir şeyler hissediyorum. Der ve göz göze gelirsiniz. Jimin - Bne senden hoşlanıyorum galiba. Der ve sana sarılır sende - Sanırım bende senden hoşlanıyorum. Dersin Jimin - Yani biz artık sevgili miyiz? Diye sorar sen Jimin'in yanağından öperek - Evet. Dersin daha sonra evdeki TV'dan film açarsınız ve mısır patlatırsınız. Film çok ürkütücü olduğu için sen Jimin'e sarılarak izlersin. Jimin film yerine seni seyrediyordur. Sen mısıra elini götürürsün ve Jimin ile eliniz sürter. Jimin senin elini alır ve öper. O gün koltukta uyuya kalmışsınızdır sabah olduğında siz Jimin'i Öperek uyandırırsınız ve aniden,
