{22}

2K 151 171
                                    

Chaeyong

Silahı belime yerleştirerek uzun koridorda yürümeye başladım. Siktiğimin başkanı beni boş sebeplerden korakola çağırmıştı.

Kapıyı sert bir şekilde açarak sorgu odasına girdim. Önümde ki kadın ani girişimimle yerinden sıçramıştı.

Elimde ki dosyayı önümde ki masaya fırlattım. Sandalyeyi çekerek oturdum.

"Kang Seulgi" (hatırladınız mı? Kang Minho'nun kızı kkkkkkk)

Dişlerimin arasından sinirle tısladım. Kız iyiydi fakat benim işlerime karışan herkes sikilirdi. Sadece ünlü bir iş adamının kızıydi. Bu da onun her işe burnunu sokmasını gerektirmezdi.

"Neden işlerimize burnunu sokuyorsun!?!?"

"Çünkü gizli işleri seviyorum"

Alayla kaşlarımı yukarı kaldırdım. Sen gizli işleri sevdiğin için biz mesleğimizden olabilirdik. Elimi masaya sertçe vurdum. Sandalyeden kalkıp kıza doğru eğildim.

"Eğer senin yüzünden birimize bir şey olursa ölümün benim elimden olur!"

*

Markete girerek bir kutu ramen aldım. Kasada parasını ödedikten sonra bir masaya geçip oturdum. Mideme yemek girmesi beni rahatlatmıştı. Sabahdan beri birşey yememiştim.

Masaya koyulan bir ramen kutusuyla bakışlarımı oturan bedene çevirdim. Oflayarak masadan kalkıyorken bileğimden tutarak tekrar oturttu.

"Sadece konuşmak için geldim. Eski anılarımız adına beni dinler misin?"

Sertçe yutkunarak gözlerimi kaçırdım. Fakat o gözlerimin tam içine bakıyordu. Derin bir nefes alarak konuşmaya başladım.

"Tae Joon-ah seninle konuşucak ne bir konu ne de vaktim var."

Tekrardan kalkarak gidiyordum ki belimden tutarak sertçe kucağına oturttu. Şaşkınlıktan donup kalmıştım.

Yüzümüz arasında az mesafeyi yavaşça kapatıyordu. Fakat ben eskisi gibi ona muhtaç ve etkisi altında hissetmiyordum.

Sert bir tokat attım. Kafası sola çevrili bir şekil de duruyordu. Sinirlendiğini kasılan çenesinden anlıya biliyordum. Sinirden koyulaşan gözlerini bana çevirdi.

Ellerinin biriyle ellerimi diğeriyle de çenemi tuttu. Çenemi sıkarken elinden kurtulmaya çalışıyordum.

"Chaeyong kendine gel! Sen beni hala seviyorsun biliyorum!"

Sinirle yerimde tepinmeye devam ederken bir anda Tae Joon'un kucağından çekildim. Tae Joon'a ardı arkası kesilmeyen yumruklar atan bedene baktım.

Sanki bütün sinirini Tae Joon'dan alıyor gibi bir hali vardı. Tae Joon'u bir güzel benzettikten sonra üstünden kalktı. Kıyafetlerini düzelttikten sonra bana döndü.

Maymun surat...?

Yüzümü avuç içlerinin içine alarak endişeyle bana baktı. Ben ise hala şoktan çıkamıyordum. Daha demin ne olmuştu?

"İyi misin?"

Hala olduğum yerde dururken korkmuş görünüyordu. Beni birden kucağına aldığında beynim geri gelmişti.

Bi dakika o beni kucağın almıştı. Beni Park Chaeyong'u. Çığlığı basmamla gözlerini devirmesi bir oldu.

"Sikeyim sus! Sinirliyim zaten!"

"Lan sen kime küfür ediyon! Oğlum senin götünü siker 6 çocukla ortada bırakırım!"

Kafasını eğerek korku dolu bir bakış atıp tekrar önüne döndü. Sessiz geçen dakikalardan sonra evimin önüne gelmiştik.

Yavaş bir şekilde beni yere indirdi. Birbirimize garip bakışlar atarken aklıma ona teşekkür etmem gerektiği geldi. İlk defa maymun suratlıya gülümsedim.

"Teşekkür ederim maymun suratlı. Bir de sen benim evimi nerden biliyorsun?"

Korkuyla gözlerimi açtım. Sapık mıydı? Öyle bir tipi de yoktu ki. Daha çok saf, tatlı, yakışıklı bir şeydi. Ellini ensesine götürdü.

"Şey bir ara sizi takip etmiş olabiliriz"

Mahcupça gülümsedi. Tebessüm ederek eve girdim. Gözlerimi kapatarak sırtımı kapının arkasına yasladım. İçim bir tuhaf olmuştu.

İkisi de bilmiyordu ki aşk onları ele geçirmeye başlamıştı bile.



























Chaeyong (Rose)


Ehehehehhehe yazdım sonunda

Azcık feels geçirin bare kkkkkkkkk

Ayh soru bulamadım şuan

Bugün çok konuşmadan gidiyooooorummmmm

Göşşürüz milet

HEE BI DE ŞU YILDIZA DOKUNUN GÖZÜNÜZÜ SEVEYİM YAA



Polisler VS HırsızlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin