A | 14. Bölüm: Bana Ait.

30K 1K 1.1K
                                    

14. Bölüm: Bana Ait.

❄️

Tüm dünyam altüst olmuştu. İçimde ona dair açtığım çiçekli yollarımdan, yolunmuş bitkiler kalmıştı geriye. Tüm hislerim soğumuştu. Midemi bulandıracak kadar soğumuştum ondan.

O bir girdaptı ben ise içinde yolumu bulamayan bir pusula. Bizi en iyi anlatan şey buydu işte, karanlık ve pusula olmak.

"Kafayı yemişsin sen." Diyerek ona tiksindiğimi belirten bir bakış attım. Kalbim bana ihanet edercesine çarpıyordu hâlâ, hızla. Ben durmasını, yavaşlamasını bekledikçe kalbim daha da çığrından çıkıyordu, sanki deliren aklıma eşlik ediyor gibiydi.

"Neden her gidişimde yoluma başka bir engel koyman yetmiyormuş gibi benden böyle bir şeyi bekliyorsun?" Ellerim titriyordu, saniyesi saniyesi çatılan kaşlarını gördükçe ona tokat atma isteğiyle yanıp tutuşuyordum. Fakat kendimi engellemek için yumruk yaptığım elimi titreyen bacağımın yanında sabit tuttum.

Ona dokunacağımı bilmek, midemi bulandırıyordu. Canını yakmak için bile olsa ona yaklaşmak falan istemiyordum.

Aklındaki tek şeyin bedenime duyduğu arzu olduğunu anladığım an devrilmiştim. Halbuki en başından beri bana karşı bir şeyler hissetmediğini biliyordum. O her zaman bedenimin peşindeydi. Hayatında olan diğer tüm kadınlara yaptığı gibi, tek gecelik ilişkisi ve arzularının dinmesiydi onun için önemli olan.

Burnumu çekerek burukça gülümsedim. "Sevilmeyen bir adam olduğunu söylerken çok yanılmışım." Bana dağılmış bir ifadeyle bakıyordu, halbuki az önce beni parçalara ayıran oydu. "Sen sana gösterilen sevginin egosuyla yaşayan lanet bir adamsın!" Yutkundum.

Bakışlarında öfke vardı, belki de birazcık karmaşıklık. "Sen sevilmeyen değil, sevemeyecek bir adamsın. Hayatına girecek kıza acıyorum." Dedim bir adım geri giderek.

"Teklifini de al siktir git karşımdan!" Diye bağırarak bana attığı adımı durdurmasını sağladım. Bana bir santim daha yaklaşsın istemiyordum. Allah aşkına o kadar mı kördü ona olan duygularımı saklarken yaptığım aptallıklara.

O kadar mı görmüyordu bana yaklaşırken atan kalbimin ona doğru ilerlediğini?

"Meva, ne saçmalıyorsun? Kes şunu!" Diye bağırarak öfkeden keskinleşen yüz hatlarını gözler önüne serdi. "Senden ne istediğimi bile söylemedim neden böyle davranıyorsun?" Ona inanamıyormuş gibi baktım. Gerçekten anlamadığımı mı sanıyordu?

"Seni ettiğim tehditten pişman oldum, bir teklifte bulunuyorum. Sana hayatımdan çıkman için bir seçenek sunuyorum." Dedi bana doğru bir adım atıp, tek kaşını kaldırmış çenesini kasıyordu. "Ve sen sana sunduğum seçeneği daha duymadan esip gürlüyorsun. İyiliğin için yanımda kalmanı sağlamaya çalışıyorum. Neden zorlaştırıyorsun?"

"Ben senin oyuncağın değilim." Boğazımı temizleyerek dimdik omuzlarla karşısına dikildim. "Beni böyle saçma tekliflerle elinde tutacağını mı zannediyorsun? Ne yapayım, yapacağın iğrenç teklifini kabul edeyim sonra sen istediğini aldığında defolup gideyim mi?" Kaşları olabilirmiş gibi daha da çatıldı. Yutkundu.

"Ne olduğunu söylemediğim bir istek yüzünden," Dedi dişlerini birbirine bastırarak. "Sakın bana, sana zarar vereceğimi düşündüğünü söyleme." Gözlerim kısılırken karışmış aklımla öylece duraksadım. Bir şeyleri yanlış mı anlıyordum? Kafayı yiyeceğim.

"Öyle mi düşündün?" Dediğinde köşeye sıkışmış gibi kalmıştım. Benden isteyeceği şeyi söylememişti evet ama... ama ben bakışlarından ve sürmeli söylediği şeylerden sanmıştım ki... Kafamı kendime gelmek ister gibi salladım ardından arkamı dönüp merdivenlere yöneldiğimde kesinlikle kendimi ben yönetmiyordum.

Acımasız (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin