2. BÖLÜM

8.8K 419 116
                                    

Medya: Rüzgar Demir

Anneme yemeği yapmasında yardım ederken bir yandan da konuşuyorduk evde pek iş yemeği yapmadıkları için kimin yemeğe geleceğini merak ediyordum. Gelen her kimse önemli biriydi herhalde. Anneme sormaya karar verdim:

- Anne eve kim geliyor ? Siz eve pek iş arkadaşlarınızı davet etmezsiniz dedim.

- Hayatım yemeğe gelen kişiler babanın yeni iş ortağı.

- Anladım dedim ve ne zaman geleceklerini sordum. 19:00'da geleceklerini söyledi. Evde iş hakkinda konuştuklarinda çok sıkılıyordum.O yüzden anneme Rüzgar ile parka gitmek için izin istedim :

- Anne Rüzgar ile parka gidebilir miyiz? Biliyorsun sizin iş konuşmalarınız çok sıkıcı oluyor.

Annem Rüzgar ile 5 yıldır arkadaş olduğumuz için bir yere onunla giderken bişe demezdi hatta kendisini benden daha çok severdi. Çünkü Rüzgar her geldiğinde anneme çiçek ve çikolata getirirdi.

- Hayatım ama bu önemli bir yemek seninde yanımızda olman gerekiyor.

-Anne lütfen ben başka yemeklerde katılırım şimdi parka gideyim, çok sıkıcı şeyler konuşuyorsunuz. Annem böyle deyince kabul etti çünkü kendisi de çok sıkılıyordu. Hatta ayıp olmasa benimle bile gelebilirdi. Sonra
hazırlanmak için odama doğru yürümeye başladım .

Kapıyı açınca içerisi kötü bir şekilde kokuyordu. Ne olduğunu anlamak için iyice içeri girdim ve yatağımın üzerindeki çoraplarımın koktuğunu fark ettim. Burnumun direği kırıldı resmen ama bir yandan da gülüyordum keşke kirli sepetine atsaydım. Hemen pencereyi açtım ve önüme kırmızı kurdeleli üstünde kutuya bağlanmış bir not düştü . Kafamı pencereden dışarı çıkardım.Sadece büfenin önünde siyah kapşonlu sigara alan bir çocuktan başka kimse yoktu.

Neyse pek de önemli değildi kutuyu elime alıp açmaya başladım. Kutun içinde lavinya çiçeği şeklinde bir kolye vardı.

Lavinya; hayalimdeki muhteşem sevgili demektir ve bir çiçek cinsidir, ölüm çiçeği...
Ve aynı zamanda, lavinia, shakespeare'in titus andronicus isimli eserinde, Roma imparatorluğunun baş komutanı olan titusun güzeller güzeli kızıdır. Tamora'nın iki oğlu tarafından tecavüze uğrar ve babası Titus tarafından öldürülür.

Böyle bir hikayesi vardı neyseki anlamını edebiyatçı sayesinde biliyordum.Notu okumaya başladım. Şöyle yazıyordu:

LAVİNİA
sana gitme demeyeceğim.
üşüyorsun ceketimi al.
günün en güzel saatleri bunlar.
yanımda kal.

sana gitme demeyeceğim.
gene de sen bilirsin.
yalanlar istiyorsan yalanlar söyleyeyim,
incinirsin.
sana gitme demeyeceğim,
ama gitme, lavinia.
adını gizleyecegim
sen de bilme, lavinia

Gizli Numara

Böyle bir şiir yazıyordu notu masaya bıraktım , bu şiir Özdemir Asaf'ın şiiriydi ve ben bu şiirini çok seviyordum.Telefonum titredi.

Gizli Numara 'dan 1 mesaj vardı.

Hemen açıp okumaya başladım.

Gizli Numara: Gönderdiğim hediyeyi beğendin mi?

Hazal: O sen miydin?

Gizli Numara: Evet. Soruma cevap alamadım.

Diye yazınca ne yazacağımı şaşırdım.

Hazal: Hayır beğenmedim.

Aslında beğenmiştim, ama onun bilmesine gerek yoktu.

Gizli Numara: Neden? :(

Hazal: Çünkü hâlâ benimle oynadığını düşünüyorum.

Gerçekten de öyle düşünüyordum.

Gizli Numara: Seninle oynamıyorum, seni seviyorum.

Hazal: Sana hemen şimdi inanmamı bekleme , inanmamı istiyorsun kendini kanıtlamalısın.

Gizli Numara: Tamam , seni gerçekten sevdiğimi sana inandıracağım.

Hazal: Görüldü

Telefonu kapatıp masaya bıraktım. Hazırlanmaya başladım, önce dolabı açıp ne giyebileceğime baktım.Rahat birşeyler giymeye karar verdim. Kot şortumu ve üstünde yazı yazan siyah tişörtümü çıkardım, giyinmeye başladım. Aynanın karşısına geçip eyeliner ve parlatıcımı sürdüm. Saçımı salık bıraktım , odadan çıktım. Rüzgar'ı aradım çaldırdım tabiki öğrenciyiz biz kontörümü harcayamam onun için. Sonra geri aradı beni açtım ve konuşmaya başladık:

- Kanka yine mi kontörün yok sana doğum gününde kontör yükleyeceğim deyip gülmeye başladı.

- Kanka senin için kontörümü harcayamazdım, ayrıca doğum günümde sırf ucuz bir hediye almak için söylediğini anlamadım sanma şebek deyip güldüm.

- Kanka ayıp ediyorsun, ben sana doğum gününde tuvalet kağıdı almayı düşünüyordum deyip kahkaha atmaya başladı.

- Neyse hadi hazırlan parka gidiyoruz bugün babamın yeni iş ortağı ile yemeği var. Çok sıkıcı bildiğin üzere.

- Tamam kanka 10-15 dakikaya ordayım deyip yüzüme kapattı. Ben ona gösterirdim yüzüme kapatmak neymiş.

15 dakika sonra kapı çaldı ve koşarak kapıyı açmaya gittim. Rüzgar sırıtarak bana bakıyordu.Anneme " Ben çıkıyorum " diye seslendim . Evden çıkınca Rüzgâr'ın sırtına çıktım ve saçını çekmeye başladım bir yandan da "Yüzüme kapatmak ha"diye bağırıp kahkaha atıyordum. O da düşmeyeyim diye sıkıca bacaklarımdan tutuyordu. Rüzgâr'ın sırtında bir şekilde parka vardık.Sırtından indim, bakkaldan çekirdek ve kola alıp bir banka oturduk. Ben ona gizli numarayı anlatırken o da yaşlı teyzeler gibi bir yandan cık cıklıyor bir yandan da ayıp bunlar , günah bunlar deyip kolasını yudumluyordu.Derken birden çekirdek boğazında kaldı ve öksürmeye başladı bende kahkaha atarken bir yandan da sırtına vuruyordum. Sonra öksürmesi kesilince bana tip tip baktı.Bende gülmeyi kesip bugünkü gizli numaranın gönderdiği hediyeyi anlattım ve mesajları okudu önce ilk meseja güldü , sonra suratı ciddi bir ifadeye büründü.Bana sadece bir soru sordu :

- Bu hediyeyi beğendin mi peki, dedi . Yüzümü bir tebessüm kapladı.

- Açıkçası evet çok beğendim dedim. Telefon birden titredi ve gizli numaradan bir mesaj vardı.

Gizli Numara: Hani hediyemi beğenmemiştin?

Bir telefona baktım bir de Rüzgar'a o da bana bakıyordu
Ve gülmemek için kendini zor tutuyordu.

Açıkçası şimdi ben ne bok yiyecektim?

Merhaba arkadaşlar sizce Hazal gizli numaraya ne yazacak ve ne yapacak?

Gizli Numara Mı?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin