Neler Oluyor?

4 0 0
                                    

Merhaba arkadaşlar
Bu benim yazdığım ilk hikaye olacak. O yüzden hatalarım olursa şimdiden özür diliyorum. Umarım hikayemi beğenir ve desteklersiniz. Beğeni ve yorumlarınızı benden eksik etmezseniz çok mutlu olurum. Hepinizi öpüyorum 💕

Dudaklarımda hissettiğim ıslaklıkla huysuzca hareketlenmeye başladım. Dıyduğum küçük bir kıkırtıdan sonra tekrar dudaklarımda hissettiğim ıslaklıkla mızmızlanarak gözlerimi aralamıştım. Gözlerimi araladığımda neredeyse üstümde olan yabancıyı görmemle gözlerim hızla açılmıştı. Daha sonra üstten bana bakarak gülümseyen yabancıyı üstümden ittirerek ayağa kalkmıştım. Bu ani hareketimle şaşıran yabancının önce yüzündeki gülümseme solmuş, daha sonra yataktan kalkarak karşıma geçmişti.

- Sevgilim neler oluyor? Ha yoksa dün gece çok sert davrandığım için bana trip mi atıyorsun?

Sevgilim mi? Bu adam da kim ve neden bana sevgilim diye sesleniyor? Ve ne demişti o? Dün gece sert mi davrandım? Sonra söylediği şeyin farkındalığıyla kalçamdaki sızıyı hissetmem bir olmuştu. Yataktan o kadar şaşkın bir şekilde çıktım ki kalçamdaki sızıyı hissetmemiştim bile. Neler oluyordu? Yoksa dün gece çok içtim de başkasıyla mı birlikte oldum? Oh hayır bu olamaz. Jimin'i aldatmış olamam değil mi? Hayır hayır hayır. Kahretsin! Ama öyle olmuş olmalı çünkü bu olanların başka bir açıklaması olamaz. Ayrıca dün gece çocuğa neler dediysem bana sevgilim diyordu. Hemen bu durumu çözmeliyim, diye düşünürken hala bana bakıp cevap bekleyen çocuğa bir açıklama yapma gereği duyarak ağzımı açtım. Ama neden ağzımdan çıkan cümleler çok farklıydı?

- Bana sevgilim deme. Sana çok kızgınım. Her defasında aynı şeyi yapıyorsun Kook. Bir daha seninle asla sevişmeyeceğim.

Diye söyleyip kollarımı birbirine bağlamıştım. Üstüme doğru gelmeye başlayan çocukla ben de adım adım geri geri gitmeye başlamıştım. Ama tabiki odanın sonuna gelmiş, sırtım duvarla buluşmuştu. Duvarla bir vücut olmamı sağlayacak şekilde dibime giren çocukla ne yapacağımı şaşırmıştım. Şu an onu üsrümden ittirip, ona deli gibi sen kimsin? Neden bahsediyorsun burada neler oluyor? diye bağırmak istiyordum ama tam tersi şu an tüm hatlarını hissettiğim çocuğun dudaklarıyla bakışıyor onları deli gibi öpmek istiyor ama bir yandan da trip atmaya devam etmek istiyordum. Sanki biri ruhumu ele geçirmişti ve ne istiyorsa onu yapıyor, benim ne düşündüğümü ya da ne söyleyeceğimi umursamıyor kendi bildiğini okuyordu. Bu düşünceden sonra birkaç dakika bunun olabilitesini ölçmeye çalışırken iyice saçmalamaya başlamıştım. Tamam size bir sır kesinlikle korkmaya başladığım zaman saçmalamaya başlardım. Şu an olduğum gibi. Korkuyordum çünkü neler olduğunu algılayamıyor, kendimi kukla gibi hissediyordum. Ve inanın bu berbat bir şey. Düşüncelerime dudaklarıma değen dudaklarla ara vermek zorunda kalmıştım. Dudaklarımı arzuyla öpen dudaklara karşılık vermek istemiyor, onu itip suratına okkalı bir tokat yapıştırmak istiyordum ama az önce de dediğim gibi istediğim hiçbir şeyi yapamıyor, aksine karşımdakinin dudaklarına en az onunki gibi arzuyla karşılık vermeye başlıyorum. Dilimin üstünde hissettiğim dille ağzımdan kaçan inleme bir olmuştu. Gittikçe derinleşen öpüşme sonunda karşı tarafın ayrılmasıyla sona ermişti. Derin derin nefes alırken karşımdaki alnını alnıma dayamış, sırıtmaya başlamıştı. Daha sonra birden kapının hızla açılmasıyla yerimden sıçramam bir olmuştu. İçeri giren Jimin’le neye uğradığımı şaşırmıştım. Hızle gözlerimi kapatıp işte şimdi sıçtın Taehyung? diye düşünürken yanımdaki elini belime sarıp beni kendisine yasladıktan sonra kapıya dönüp,

- Dostum sen kapı çalmak nedir bilmez misin? Ya sevişiyor olsaydık?

demesiyle hızla kapattığım gözlerimi açıp şaşkınca ve korkarak Jimin’e bakmıştım. Jimin de bana baktığında gözlerimiz kesişmişti. Gözlerinde ne kızgınlık, ne de hayal kırıklığı ne de herhangi bir şeye rastlamayınca gözlerim mümkünmüş gibi daha da açılmıştı. Bunun böyle olmaması gerekiyordu? Jimin'in bana bağırması, yanımdaki çocuğun suratına yumruk geçirmesi falan gerekiyordu. Ama onun tek yaptığı alayla sırıtmak olmuştu. Daha sonra konuşmak için ağzını açtı.

- Sanki görmediğimiz şeymiş gibi konuşma Kookie. Ayrıca sizi basmayı ve Taetae'in şu surat ifaesini görmeyi sevdiğimi biliyorsun.

diyip kahkaha atmış, sonra da haydi kahvaltıya diyerek odadan çıkmıştı. Gözlerim mümkünatı varmış gibi daha da açılmış, yanımdakine bakmıştım. O da ona baktığımı anlamış olacak ki bana dönüp gülümsemişti. Daha sonra dudağıma bir öpücük kondurup,

- Hadi üstüne bir şeyler geçir de mutfağa geçelim. Yoksa dün gecenin tekrarını yaşamak zorunda kalabilirsin.

demiş, göz kırparak yatağın yanındaki eşofman altını üstüne geçirip odadan çıkmıştı. Yine söylenilenin yeni farkına varmamla üstüme baktığımda anadan doğma çıplak olduğumu fark etmemle bugün beşbininci kez şaşkınlıkla gözlerimi patlatmıştım. Ne yani ben sabahtan beri çıplağım ve bunun farkında değil miyim? Yani yabancı ve Jimin beni böyle mi gördü? Jimin? O neden sevgilim değilmiş gibi konuşmuştu? Onu bırak neden böyle bir tepki vermişti. Ne demişti o sanki görmediğimiz şey? O da ne demekti? Burada neler dönüyor böyle Tanrı aşkına? Kafayı yemek üzereydim.

Ne kadar süre öyle olduğum yerde durduğumu bilmiyordum ama tekrar odanın kapısının açılmasıyla hızla o tarafa dönmüştüm. Jimin sırıtarak içeri girmiş bana doğru gelmeye başlamıştı. Jimin neler oluyor sevgilim, neden başkası bana sevgilim diyor, sen buna neden şaşırmıyorsun ya da bana kızmıyorsun? aklımdaki tüm soruları sormak için ağzımı açmıştım ama tabiki yine söylemek istediklerim değil bambaşka şeyler çıkmıştı ağzımdan. Ahh delireceğim.!

- Ulan pezevenk ne sırıtıyorsun? Tabi sana da eğlence çıktı. Zaten acıdan eğilip giyinemiyorum.
- Kıyamam sana, sen ağrıdan giyinemiyor musun? Yardım edeyim mi? Gel abine bakayım.

diyerek kollarını açıp beni sarmıştı. Ama bunları söylerken deli gibi gülüyordu. Sinirlerim bozulmaya başlamıştı artık? Jimin neden bana böyle davranıyordu? Neden beni üzüyorsun sevgilim? Bunları düşünürken sabahtan beri ilk kez kendi istediğimi yapabilmiş, Jimin'e sımsıkı sarılarak ağlamaya başlamıştım. Ağlamaya başlamamla Jimin gülmeyi kesip bana bakmaya başlamıştı. Ne olduğunu anlamaya çalışır gibi gözlerime bakarken, beynime giren sancıyla gözlerimi sımsıkı kapayıp küçük bir çığlık atmıştım. Sonraysa Jimin'in kollarına bayılmıştım.

Gözlerimi açtığımda yine yataktaydım. Başımdaki acıyla yüzümü buruşturmuş, hdaha sonra arkamda hissettiğim hareketlilikle arkamı dönmüştüm. Jimin'i görmemle derin bir nefes almıştım. Demek ki hepsi birer rüyaydı. Bunun farkına varmamla kocaman kahkaha atmış, daha sonra da kendimi Jimin'in üstüne atarak dudaklarına yapışmıştım. Yeni uyanan sevgilim ilk başka şaşırdığı için karşılık veremese de hemen kendini toparlayıp bana karşılık vermeye başlamıştı. Dudaklarından ayrıldığımda bana güneş gibi olan gülümsemesini sunarak,

- Hmm.. Günaydım sevgilim, bu ne güzel uyandırma servisi böyle?
- Günaydın, beğenmene sevindim çünkü seni artık hergün böylr uyandırmayı düşünüyorum.

dedikten sonra ikimizde kocaman gülümseyip tekrar öpüşmeye başlamıştık. Oh be her şey olduğu gibiydi ve ben olmam gereken kollarda, öpmem gereken dudaklarda kayboluyordum. Ta ki lanet kapı çalana kadar.. Her ne kadar sevgilimden ayrılmak istemesem de ısrarla çalmaya devam eden kapıyla oflayarak yataktan çıkıp kapıya doğru yöneldim. Kapıyı açtığımda karşımda gördüğüm suratla neye uğradığımı şaşırmıştım. Onun burada ne işi vardı? Ağzımdan istemsizce çıkan kelimeyle karşımdaki çocuk gülümsemişti.

- Kook??

Eveeet ilk bölümün sonuna geldik. Biliyorum taekook kitabı ama Jimin'le sevgili diyeceksiniz ama biraz böyle gitmesi gerekiyor hikayenin.. Bir de konu biraz karışık gibi gelebilir ama eminin birkaç bölüm sonra kurgu yerine oturacaktır. İyi okumalar 😇😇

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jan 25, 2018 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

What's Going On? - TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin