Bir pazar günüydü... Olacaklar aklımın ucundan bile geçmiyordu... Her şey annemin marketten beni yoğurt almam için göndermeyle başladı... Hiç gitmek istemiyordum. Bu arada size kendimi tanıtayım. Adım Emre. Çok üşengeç, çok zeki ve özgür bir çocuğum. Neyse konuya dönelim. Marketten çıkarken birden etraf karardı. Dışardan ses geldi. Bir yabancı
"Hadi koş koş, polislere yakalanmıyalım" dedi. Hala ne olduğunu anlamamıştım. Beni çuvaldan çıkardıklarında kaçırıldığımı anladım. Keşke gitmeyip güzelcene sıcak çikolatımı içseydim... Buradan çıkmam imkanlımı diye baktığımda yanıma yeni bir çocuk getirdiler. En azından erkekti. Rahatçana konuşup kaçma planı yapabilirdik.
Adama aklıma ne geldiysem söyledim, ne yaptıysam yaptım ama ne etkisi var?? Yanımdaki çocukla tanışıyım.
"Merhaba sendemi buraya düştün? Neyse senin adın ne arkadaş olalım."
"Evet maalesef bende. Parkta kardeşimi sallarken benide çuvala koyup kaçırdılar. Neyse. Sonuçta oldu bitti. Adım Burak. Memnun oldum."
"Bende"
*Fısıldaşırlar* ( Kanka buradan kaçalımmı?)
"Kim buna hayır der ki? Bende bunu söylecektim. Tamam nasıl kaçalım?"
"Bilmiyorum. Gece oldu. En azından insanlıktan anlayıp bir yatak koymuşlar yani"
"Aynen. Her genci alıp buraya koyuyolar. Bütün insanların bir suçu yok. Gençlerin hepsini tıkmışlar. Aslında hepimiz birlik olsak var ya!! Adamların canını okuruz. Neyse hadi sana iyi geceler Burak."
"İyi geceler"
Bölümün Sonu...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Demir Parmaklıkların Arkasında
Action"Bir hapis hikayesi" Hapise hapsettiler beni... Buradan kurulmak istiyorum ama ne mümkün...