Bi tarafta ateş bı tarafta su. Peki sen yanarak mı yoksa boğularak mı ölmeyi seçerdin?
Hazal; boş zamanlarında kick boks öğretmenliği yapar. Güzelliği başına hep bela olmuştur.
Savaş; serttir. Geçmişte yaşadıkları onu kin ve nefret dolu yapmıştır. S...
Savaş'tan Devam: Hazal cevap vermeden şaşkınca suratıma bakinca tekrarladım
"Cevap ver. Miraç'tan hoşlanıyor musun? Yada aşık mısın?"
Hâlâ cevap yok... En sonunda sinirle bağırıp
"Cevap ver lan cevap ver! Aşık mısın! Ya da birşey hissediyor musun?!"
"Sanane"
Sabır buraya kadar! Hazalı duvara ittim ve kendimi ona bastırdım. *Hazal yakında hamile kalcak aq dediğinizi duyar gibiyim 😂*
Kendimi ona doğru bastirurken yüzümü yüzüne yaklaştırdım. Kalbi çok hızlı atıyordu. Elimi boynuna götürdüm ve kalp atışlarını dinledim. Ardından kısık sesle
"Kalbin neden bu kadar hızlı? Kalbime eşlik etmek için mi?"
Barış'tan: Alaylı gülümsemeyle Miraçın oturduğu masaya gittim. Sandalye çekip oturdum ve
"Ne tesadüf. Savaşla bende buraya kahve içmeye gelmiştik. Tesadüfün böylesi!"
Miraç mal mal suratıma baktı ve içten bir şekilde
"Sizde bizimle oturun."
Ama ya! Bunun artistlik yapması gerekirdi. Bende hıncımı almalıydım! Neden bu kadar efendisin lan?! Az dingil olsana!
Savaş'tan: Dudaklarımı Hazalın kulağına yaklaştırdım ve
"Kalbini bu kadar hızlı attırabileceğim her zaman sana karışırım. Şimdi beni zorlama. Söyle. Miraçtan hoşlandın mı?"
Hazal hipnoz olmuş gibi kısık sesle
"Hayır."
Sırıttım ve kulak memesi *fesatlaşmayın lütfen* dudaklarım arasına aldım. Titredi. Evet evet baya baya titredi.
Kulak memesini bırakıp yanağını öptüm ve koşarak tuvaletten çıktım.
Hazal'dan: Aynadan sararmış yüzüme baktım ve elimi kalbimin üzerine koydum. Aşırı hızlı atıyordu. Sinirdendir ya sinirden. Dimi? Sinirdendir yani? Evet kesin sinirdendir.
Ne kadar Gerizekalı bir canlısın sen? Sinirlendiysen çocuk seni yerken nie kızmadın mal?! Aşuhsun bizi mi gandıracan?
Yüzüme soğuk suyu çarptım ve lavabodan çıktım. O sırada masaya doğru yürürken Savaş ve Barışın akbaba misali Miraçın etrafında oturduklarını fark ettim. Hızlıca Miraç'ın yanına gittim ve oturdum. Miraç güldü ve
"Ne istersin Hazal?"
"Çikolatalı süt ve çilekli pasta"
Başını salladı ve Barışa döndü
"Siz?"
"Kahve. Sadece kahve."
Onayladı ve Savaşa döndü. Savaş imayla sırıtıp
"Ben biraz önce tatlı yedim. O yüzden sadece kahve."
Miraç imayı anlamadan içtenlikle gülümsedi ve Garson çağırdı.
********* Sonunda dönüşteydik. Miraçın arabasına bindiğimde ayı Savaş ve Barış da Miraçın arabasının arka koltuğuna binmişti. Evin önüne gelince Kıraça telefon numaramı verdim. İnecekken Miraç bileğimden tuttu ve kendine çekip yanağımı öptü. Sonra kendi yanağını uzattı. Zoraki bir gülümseme ile yanağını öptüm. Eli ayağına dolaşarak
"Görüşürüz Hazal" "Evet. Görüşürüz Hazal!"
Savaş neredeyse tıslamıştı. Barış değişik bakışlarla bana baktı ve
"Görüşürüz Hazal"
"Görüşürüz aq yeter anladık hepinizle görüşürüz"
Mal mısın aq insanlık yaptılar bide sövüyon çocuklara.
Banane. Ben Hazalım iç ses. Dengesizim. Beni seven böyle sevsin. Hıh!
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Eriyin diye bu fotoğrafı da atayım dedim. *Kırpmaya üşendim Vallaha*
