Gözlerimi önümdeki masmavi denize çevirdim. Derin bir nefes aldım. Bugün yıllar önce vefat eden kız kardeşimin ölüm yıldönümüydü. Onun ölümünden sonra çok yalnız bir çocuk olmuş, hırçınlaşmıştım. O benim sadece kız kardeşim değildi, o benim en yakın arkadaşımdı da. En yakın arkadaşımı kaybetmiş ve yeni bir arkadaş istemez olmuştum. Benimle arkadaş olmak için gelenlere saldırıp, yanımdan kovar olmuştum. Daha sonra da yanıma kimse gelmez olmuştu zaten. Yalnızlıktan ne yapacağımı bilemez, komşuların camlarını kırar, ayakkabılarını saklardım. Annem ve babam bu halimden bıkmış olacaklar ki on sekiz yaşıma kadar dadılarla büyütüp, on sekiz yaşına geldiğimde benim iyiliğimi düşündüklerini söyleyerek beni evden göndermişlerdi. Zaten sonra da benimle iletişimi kestiler. Mecburi olarak yarı zamanlı çalışmış, yarı zamanlı da okumuştum. Tüm bu yaşadıklarıma rağmen üniversitede çok güzel bir bölümü dereceyle bitirmiştim. Elimde artık bir mesleğim vardı ama tüm bu yaşadıklarım beni tüketmişti.
Artık mutlu olamıyordum.
Sağ tarafımdan gelen çığlıklarla irkilip gözlerimi denizin o güzel mavisinden çektim. Biraz uzakta duran bir topluluktu bu sevinçli çığlıkların sebebi. Aralarında küçük çocuklar da vardı, kucağında çocuğuyla olanlar da. Neydi bu topluluğun amacı? Ayağa kalktım ve onlara doğru yürümeye başladım. Bir yandan da ne dediklerini anlamaya çalıştım.
'Mavi Hayal' mi? O da neydi?
"Pardon, bakar mısınız? Nedir bu 'Mavi Hayal'?" dedim birkaç adım uzağımda duran genç kıza. Kız gülümseyerek "Rüya Akar'ın gönülleri büyüleyen kitabı" dedi. Hızlıca başımı salladım ve adımlarımı kitap fuarına yönlendirdim. 'Belki bu şekilde kafam dağılır' diye geçirdim içimden.
İçeriye girdiğim anda kitapları sevmeyen beni bile büyülemişti bu görüntü. Kocaman bir alanda bir sürü kitap vardı. Alan sütunlar halinde beşe ayrılmıştı. Bazı stantlar çok sade iken bazı stantlar çok şatafatlıydı. Bakışlarımı stantlarda gezdirirken bir stantta takılı kaldım. Mavi zemin üzerine beyaz ile yazılmış 'Mavi Hayal' yazısını görünce kaşlarımı çattım. Adımlarım istemsizce oraya yöneldi. Dışarıda behsedilen meşhur kitap bu olmalıydı. Biraz yaklaşınca standın arkasındaki kızın tekerlekli sandalyesi dikkatimi çekti. O an içimin burkulduğunu hissettim.
Asıl önemli olan şeye dikkat etmemiştim. Ben o an sadece kızın engeline odaklanmıştım. O kızın engeline rağmen gülümseyebilmesine dikkat etmemiştim ya da gücüne. Korkak adımlarla yanına ilerledim. Sadece... Onu kırabilme ihtimalimden,o güzel gülümsemeyi bir anlığına da olsa söndürmekten korkmuştum.
Gülümseyen o şirin suratıyla bana bakınca kalbim ısınmıştı. O an istemsizce gülümseyiverdim. "Merhaba, ben Rüya Akar. Kitabıma göz atmak ister misin?" dediğini duyduğum anda içim titredi. Uzattığı kitabı buz kesmiş ellerimle aldım. 'Zaten mutluluk tüm zorluklara rağmen güçlü kalmak değil midir?'. Peki ben hayatımdaki zorluklara rağmen güçlü kalabilmiş miydim?
-Ben mutluluğumu bu kitabı yazarak buldum. Sıra sende, diyen ince ses ile kafamı kaldırdım. Ve ona sıcacık gülümsedim. O andan sonrasını şöyle özetleyebilirdim:
Rüya ile dakikalarca sohbet etmiştik. Ara ara dertleşmiş, ara ara gülmüştük. Zaten bu sohbet sonucunda çok yakın arkadaşlar olmuştuk. Sohbetimize devam ederken yanımıza gelen birkaç okurla sarılıp, sohbet etmiştik. Rüya'nın beni çok yakın bir arkadaşı olarak tanıtması çok hoşuma gitmişti. Daha sonra Rüya'nın annesi Nigar teyzenin getirdiği keklerden yemiştik –kesinlikle hepsi de çok lezizdi-. Hayatım boyunca hiç gülmediğim kadar gülmüş, hiç mutlu olmadığım kadar mutlu olmuştum. Kararımı vermiştim. Artık yıllardır yapmak istediğim ama bir türlü cesaret edemediğim şeyi yapacaktım: Resim çizecektim! Sımsıkı bir şekilde Rüya'ya sarıldım.
Teşekkür ederim Allah'ım.
Aradan geçen yıllardan sonra bugün ilk sergimi açmıştım. Ve birçok da ziyaretçim olmuştu. Basın tarafından da en az ziyaretçilerim kadar ilgi görmüştüm. Düzinelerce resim satmıştım. Tabi bunun bana maddi anlamda bir katkısı yoktu. Çünkü kazancımın büyük bir kısmını çeşitli vakıflara bağışlamıştım. Sokak hayvanlarına, kimsesiz çocuklara, hasta ve tedavi bekleyen insanlara umut olmuştum ben bugün. Şu birkaç yılda neredeyse her şey değişmişti. Rüya artık ülke çapında tanınan bir yazar olmuştu ve arkadaşlığımızı anlatan bir kitap bile yazmıştı! Rüya'nın da desteğiyle psikolojik sorunlarımı tamamen çözmüştüm. Kız kardeşimin acısı hala kalbimdeydi ama edindiğim yeni dostlarımla yalnız değildim. Bunun için Rüya'ya minnettardım. Ama daha çok Allah'a Rüya'yı karşıma çıkardığı için şükrediyordum.
SON
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAVİ HAYAL
Short StoryTek bölümlük güzel bir kısa hikaye. Hayattan umudunu kesen bir kızın biriyle tanışması sonucu hayatını değiştirmesi :)