Bölüm şarkısı "Sigrid - strangers"
~~
O gece eve gittiğinde sessiz bir ev halkıyla karşılaşmak kesinlikle hoseok un karşılaşmayı beklediği bir ortam değildi. Annesi ve babası o gece hiç bir şey söylemediler. Hatta ablası bile herhangi bir şey söylemişti. Ailesi sanki öğrenmemiş gibiydiler. Geç kalmasına bile seslerini çıkarmamışlardı.Ertesi gün her zamanki gibi saat 6.30 da alarma küfrederek uyandı hoseok. Beş dakika boyunca tavanı izleyip hayatı sorgulamaya başladı. Hayır yani okulun bu kadar erken olmasındaki amaç neydi ki.
Her sabahki gibi bu sabahta annesi uyanıp uyanmadığını kontrol etmek için mutfaktan seslendi. "Hoseok uyan artık okula geç kalacaksın" saat 6.30 ne geç kalması beeeğ diye çığırmak istese de. "Uyandıııım!!! " diye bağırıp banyoya doğru ilerledi.
Kahvaltı hoseok un düşündüğünün aksine sessiz geçmişti. Ailesi öğrendikleri hakkında yorum yapmamaya kararlı gibi görünüyorlardı. Kahvaltı sonunda odasından çantasını aldı ve evden çıktı.
Okula yürüyerek gitmeyi tercih ederdi. Çünkü okulu ve evi arasında pek mesafe yoktu. Kışın kardan yürünmeyecek hâle gelirse bir iki ay servis kullanırdı. Ama bugün hava güzeldi. Kulaklıklarını taktı ve on dakikalık yolu yürümeye başladı.
Okula vardığında sırasına doğru ilerledi. Ve yan sıradaki jimin arkadaşının geldiğini görünce yanına gitti. "Günaydın götümün sultanı, hoşikiim" o sırada hoseok kulaklıklarını çıkarmış çantasına koymakla meşguldü.
"O yapay götünün sultanı olacağıma seokjin hyungun dans hocası olurum daha iyi" tamam azcık abartmıştı. Dillere destan jibooty nin sultanı olmak elbette her yiğidin harcı değildi. "Kalbimi kırdın hoşik" deyip ellerini kalbinin üzerine götürdü jimin.
Hoseok arkadaşının bu hallerine alışmıştı. Aslında bu hallerini seviyordu. Zaten onu sevmesiydi bu çocuk katlanılabilecek gibi değildi.
"Şuan okulun kapısından iki tane afet geçiyor. Bunlar bizim okuldan olamazlar. Hayır, kesinlikle bizim okuldan değiller. Daha önce görmüş olsaydım unutamazdım" jimin in konuşmasıyla kafasını okul kapısına çevirdi hoseok. Hiç tanıdık olmayan iki surat bahçeye doğru ilerliyordu.
Daha dikkatli bakınca birinin dün akşam parkta karşılaştığı çocuk olduğunu fark etti. Ağzı orantısız bir biçimde açıldı. Bu çocuğa gününü göstermeliydi. Ona deli demişti resmen.
"Sanırım yeni öğrenciler" hoseok gözlerini müdürle konuşan iki çocuktan çekti. Ve arkadaşına döndü "bize ne bundan jimin dön önüne." jimin hoseok a baktı ve gözlerini devirdi "uff tamam be! Ben sırama gidiyorum" deyip yan sıraya geçti.
Müdürün on beş dakikalık nutuk çekmesinin sonucunda öğrenciler sınıflarına dağıldı. Hoseok sınıfına giden koridorda yürürken dün akşam gördüğü çocuğu tekrar gördü. Kaybolmuş gibi etrafına bakınıyordu. Hoseok bir an onu orada öylece bırakıp gitmek istese de vicdanı buna el vermezdi. Tersi yönünde attığı adımlarını çevirdi ve çocuğa doğru ilerledi.
Yanına vardığında konuşmaya başladı "iyi bir başlangıç yapmamış olabiliriz ama aradığın yeri bulmana yardım edebilirim" yanında konuşan çocukla kafasını ona doğru çevirdi yoongi. Bu suratı daha önce nerede gördüğünü hatırlamaya çalıştı. Beş saniyelik hafıza yoklamasından sonra dün akşam parkta karşılaştığı çocuk olduğunu hatırladı. "Nasıl bir başlangıç yaptığımızı geçtim suratını bile hatırlamıyorum ve hayır yardıma ihtiyacım yok. Şimdi çekil yolumun üstünden."deyip hoseok un yan tarafından geçerek koridorun sonuna doğru ilerledi.
Ne olduğunu anlamayan hoseok ağzından bir şaşırtı nidası dökülmesini engelleyemedi "Hah!!" bir süre daha kazık gibi koridorun ortasında dikildikten sonra sınıfına doğru ilerlemeye başladı. Sabah sabah sinirlenmişti. Sert adımlarla yere basıyor aynı zamanda da söyleniyordu "ama yok kabahat bende. Bana deli demene rağmen bir aptal gibi yardım etmek istedim. Seni gerizekalı kaba orangutan!!" sınıf kapısına geldiğinde derin bir nefes aldı ve sınıfa girdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
dance breaker | SoPe
Fanfiction"Gülüşüne bakarak gülümsediğim tek kişisin" Sope - Yoonseok